Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren başarılı dans eğitmeni Erkan Gündüz, tüm eğitimlerine ve uluslararası festivallere kendi tasarladığı motosikletiyle gidiyor.
Mesleğimizi ve tutkuyla bağlı olduğumuz hobimizi aynı anda yapmak büyük bir ayrıcalık. Yöresel danslarıyla ünlü Türkiye, son yıllarda dünya danslarına da büyük ilgi gösteriyor. Özellikle Latin danslarına olan ilgi çok büyük. Salsa, tango, cha cha, samba ve rumba dansları, insanları stresten arındırmada, pozitif enerji yaratmada ve tabii ki kilo vermede son derece işe yarıyor. Bu yüzden dans okullarına olan ilgi her geçen gün artıyor.
Geleneksel Türk danslarını ve Latin danslarını çocukluğundan beri yapan Erkan Gündüz Kafkas kökenli bir ailenin oğlu. Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Spor Akademisi Bölümü mezunu. Üniversitede aldığı spor eğitimini, dans tutkusuyla birleştirmiş. Şimdi özel bir okulda, beden eğitimi, spor ve dans öğretmenliği yapıyor, aynı zamanda kurucusu ve eğitmeni olduğu My Dream Dance okulunda dans dersleri vermeye devam ediyor. Erkan Gündüz ayarca bir motor tutkunu. Yurt içi ve yurt dışındaki tüm eğitimlerine ve festivallerine kendi tasarladığı motoruyla gidiyor.
Erkan Gündüz’le dans eğitmenliğini ve motor tutkusunu konuştuk.
Mesleğini ve en büyük hobisini birlikte yapabilen ender insanlardan birisiniz. Motosiklet ve dans eğitmenliğini bir araya getirme hikayenizi anlatır mısınız?
Pek çok insan hobilerini işinden ayrı tutarken ben onları işim haline getirdim. Kendimi bu konuda şanslı hissediyorum. Dans eğitmenliği için gittiğim yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerimi motorla yapmayı tercih ediyorum. Çünkü dans da motor da ayrı ayrı vakit ayırmam gereken sevdiğim iki tutkum. "Bunları nasıl bir araya getiririm?" sorusunun cevabı aslında çok kolay. Dans yolculuklarına motorla çıkmak.
Motor tutkusu sizde nasıl başladı? Motor kullanırken ne hissediyorsunuz?
İnsanlar eskiden sevdiklerine kartpostal gönderirdi. Ben de bütün kitapçıları gezip motosiklet resimli kartpostal toplardım. Sevdiğim insanlara, sevdiğim şeylerle ulaşmak ve onların beni hep motosikletle hatırlasınlar isterdim. Tutkum böyle başladı ve sonrasında bu tutkumu gerçeğe dönüştürebildim.
Yurtdışında da motor kullanmış biri olarak, Türkiye'de bir motorsever olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Eskiden ülkemizde sürücüler, motosiklet kullananları ne kadar tehlikeli durumlara düşürdüklerinin farkında değillerdi. Ama zamanla motosiklet sürücülerinin ve eğitimlerinin artmasıyla diğer araç sürücüleri daha duyarlı olmaya başladı, diyebilirim. İstanbul trafiğinde motosikletin avantajları tartışılmaz, motosikletle hiçbir yere geç kalmazsınız.
Motor tasarımına nasıl başladığınız ve bu konudaki gelişiminiz nasıl oldu?
Yurt dışına gittiğimde kişiye özel yapılmış motosiklet tasarımları çok ilgimi çekti. Aldığım motorun fabrika çıkışındansa hayal ettiğim gibi bana özel bir görünüşü olmasını istedim. Gittiğim tüm ülkelerde motor tasarımı yapan kişi ve kurumlarla görüştüm. Paylaştığımız fikirler ve hayalleri, tecrübeli kişilerle motorlarıma uyguladım. Tasarımlarımı motorlarımda görmek tutkumu daha da artırdı.
Dans sizin için ne anlam ifade ediyor. Dans eğitmenliği mesleğini anlatır mısınız?
Doğarsınız ve bir dans başlar zamana karşı. Herkesin müziği, ritmi ve adımları başkadır. Hayat danstır aslında, sahneye çıkarsınız ve gösteri başlar. Ben de bu fikirlerle kendi okulumun adını My Dream Dance koydum. Çünkü bu benim hayalimdi. Tabii bu süreçte sadece hayal etmek, mutlu olmak yetmez; var olmak ve bunu sürdürmek de gerekir. Asıl zor olan sürdürmek. Hayal edersiniz, yaparsınız ama bundan kazanç elde etmeniz gerekir. Bu noktada sanata, dansa bakış ve destek çok önemli. Danstan para kazanmak hep zordu, hâlâ zor. Çünkü değişen dünyaya, sanata uyum sağlamak ve hep sağlıklı olmak zorundasınız. Fiziksel olarak güçlü olmalısınız. Ama bu işin en güzel yanı, kişiyi mutlu etmesi. Dans insanı sosyal ve psikolojik açıdan destekleyen bir aktivite. Bir kere bireysel olarak farklı bir var olma hissi yaratıyor. Kişinin kendi sınırlarını aşmasını, yeteneklerini geliştirmesini sağlıyor. Kişi dansta tüm kimliklerinden sıyrılıp hayal ettiği kişiye dönüşüyor. Bu bağlamda dans yalnızca hareket etmekten çıkıyor, bir terapiye ya da kişisel bir gösteriye dönüşüyor.
Hangi tür dans eğitimlerini, hangi kurum veya ortamlarda veriyorsunuz?
Birçok ortam ve kurumda dans dersleri veriyorum. Çoğunlukla International Latin dansları, cha cha, rumba, samba, paso doble ve jive. Sosyal danslar salsa, bachata ve kizomba. Ulusal ve uluslararası festivaller, okullar, üniversiteler, hobi merkezleri, spor salonları ve bankalar eğitim verdiğim yerler arasında.
Hangi ülkelerde ve festivallerde eğitim verip, gösteriler yaptınız?
Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Tayland, İrlanda, Almanya ve ülkemizde pek çok etkinlikte eğitimler verip gösteriler yaptım. Uluslararası dans yarışmalarında da jüri üyesi olarak yer aldım.
Yurt dışında ve özellikle uluslararası festivallerde eğitim vermenin zorlukları ve size kattıkları nelerdir?
Uluslararası festivallerde ülkemizi temsil etmenin verdiği sorumlulukla kendimi kanıtlamaya ve ülkemi tanıtmaya çalıştım. Bu da bana daha disiplinli çalışma motivasyonu ve kendimi geliştirmeme katkı sağladı. Uluslararası festivaller o konuda uzman olan kişilerin kendini kanıtlamak için şans buldukları platformlar. Bu yüzden her eğitmen ve dansçı o festivallere davet edilmek ve yer bulmak ister. Festivallerin bizi tercih ediyor olması çok güzel ve size bir sorumlulukta yüklüyor. Festivallerde yer aldıkça dünyadaki dans eden insanlara bildiklerini aktarmanın ve sahne almanın mutluluğunu yaşadım.
Yurt içi ve yurt dışındaki eğitimlerinize ve gösterilerinize motorunuzla gidiyorsunuz. Neden bu yolculuk şeklini tercih ediyorsunuz?
İki tutkumu birarada sürdürmek beni mutlu ve motive ediyor. Üstelik yolda olmak beni canlı tutuyor. Motosiklet sürücülerinin çok kullandığı bir söz vardır “Ride to live, live to ride (sürmek için yaşa, yaşamak için sür).” Aslında motosiklet yolculukları zaman ve para ister. İşime sevdiğim bir şekilde gidiyor olmak ve bu yolculuktaki tüm masraflarınızın karşılanıyor olması çok güzel.
Bu yolculuklarda başınıza gelen, en ilginç ve çarpıcı yol hikayesini anlatır mısınız?
Uluslararası iki farklı ülkenin festivalinde arka arkaya denk gelen günlerde iki farklı eğitimim vardı. İlk eğitimimden sonra hemen diğer ülkeye gitmem gerekiyordu ama ülkeyi pek gezememiştim. Diğer ülkeye gidip eğitimi verdikten sonra tekrar ilk festivalin olduğu ülkeye dönmek istedim. Ancak gümrükte pasaport görevlileri bu giriş çıkışı şüpheli bulduğu için saatlerce orada bekledim. Görevlilerin İngilizce seviyesi yetersiz olduğundan bir iletişim sorunu yaşadık. Ben de çözüm olarak katıldığım festivalin benim için hazırladığı afişleri, dans gösterisinin videosunu görevlilere gösterdim ve yaptığım işi anlattıktan sonra ülkeye girebildim. Sonrasında sosyal medya üzerinden beni eklediler ve artık dört yeni arkadaşım oldu.
Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Motorumla yurt içi ve yurt dışı daha çok dans yolculuğuna çıkarak insanlara dansı sevdirmeyi amaçlıyor ve ülkemi tanıtmaya devam etmek istiyorum.