Son zamanlarda yaşanan depremler ve ağır sonuçları, oturduğumuz binanın dayanıklılığına dair soruları akla getirdi. “Sağlam bir bina nasıl olmalıdır, binaların dayanıklı olduğu nasıl anlaşılır, deprem risk analizi nedir” sorularını, inşaat mühendisi İlker Can Maden ile birlikte yanıtladık.
Türkiye, bulunduğu coğrafi konumu itibari ile aktif deprem kuşağında yer alıyor. Bu da büyük, orta ve küçük ölçekli depremlerin sık sık yaşanmasına neden oluyor. En son İzmir’de meydana gelen depremde çok sayıda binanın yıkılması ve bu sebeple yaşanan can kayıpları, içinde bulunulan binaların ne kadar sağlam olduğu konusunu yeniden gündeme getirdi.
İnsanlar can ve mal kaybı yaşamamak, hayatlarını güvenli bir şekilde devam ettirebilmek için ikamet edecekleri yapıların depreme dayanıklı olmasını istiyor. Bunu anlayabilmek için ise deprem yönetmeliğine ihtiyaç duyuluyor.
Deprem yönetmeliğine uygun yapılar
Ülkemizde ilk deprem yönetmeliği 1940 yılında yürürlüğe girdi ve bugüne kadar dokuz kez revizyona uğradı. Teknolojinin gelişmesi, araştırmaların genişlemesi, analizlerin çoğalması sonucu mevcut bilgilerin güncellenmesi sebebiyle değişen yönetmelik, son olarak 2018’de “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” adıyla yenilendi. Yönetmeliğin amacı; “Yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek resmi ve özel tüm binaların ve bina türü yapıların tamamının veya bölümlerinin deprem etkisi altında tasarımı ve yapımı ile mevcut binaların deprem etkisi altındaki performanslarının değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi için gerekli kuralları ve minimum koşulları belirlemek.” Bu kapsamda, güncel yönetmeliklere tabi olarak inşa edilen yapılar, sağlamlık ve depreme karşı dayanıklılık konusunda çok daha güvenilir.
İnşaat mühendisi İlker Can Maden, mümkün olduğunca 2007 senesi ve sonrasında yapılmış binaların tercih edilmesi gerektiğini belirtiyor. Değişen yönetmeliklerden sonra, 2007 yılında revize edilen yönetmelik sebebiyle ülkedeki yapı sisteminin de tam olarak oturmasıyla beraber binaların daha kontrollü bir şekilde yapılmaya başladığını ifade eden Maden; bina, yönetmeliğe uygun bir şekilde yapılsa da sonrasında yapılan müdahaleleri kontrol etmek gerektiğini söylüyor. Maden, “İskan safhasından sonra binada değişiklik yapılıp yapılmadığına bakmak da gerekir. Bu tip durumlara ulaşılabildiğinde, özellikle yapısal durumda bir değişiklik olup olmadığına dikkat edilmelidir” diye uyarıyor.
Zemin etüdü yapmak neden önemli?
Yapıların zemin etüt çalışmalarına bağlı olarak inşa edilmesi de çok önemli rol oynuyor. Şişme, çökme, dispersif özelliği taşıyan zeminler, yapılarda ciddi hasarlara sebep oluyor. Zemin etüdü yapılmayan yapılarda, zemin ve yapı arasındaki etkileşim bilinemediği için sonrasında oluşabilecek hasarları da kestirmek zor oluyor. Bunun için; yapıların inşası sırasında, zemin etütlerinin de doğru bir şekilde yapılması şart. Binanın, bulunduğu zemine uygun temeller üstüne inşa edilmesinin çok önemli olduğunu dile getiren Maden, bunun tek başına yeterli olmadığına da dikkat çekiyor. Maden, binanın yapımında kullanılan malzemelerin kalitesiz olması ve projelendirme aşamasında dikkatsiz davranılması durumunda sağlam zeminin binanın sağlamlığına yönelik bir faydası olmayacağını belirtiyor.
Su yalıtımı yapılması şart
Bir binanın depreme dayanıklı olabilmesi için su yalıtımının olması da çok önemli. Maden, toprak seviyesinde yapılacak olan su yalıtımının bina kullanım süresiyle bire bir bağlantılı olduğunu söylüyor. “Eğer bina yapımında özellikle temelde su yalıtımını kesemezsek bir süre sonra beton içindeki donatıda oluşabilecek paslanma sebebi ile kullanılan demir çapları küçülebilir” diyen Maden, özellikle bu küçülmeyle beraber beton ile demir arasındaki bağlanmanın azalabileceğini dile getiriyor.
Deprem risk analizi nasıl yapılıyor?
Deprem risk analizinde binanın zemini, temeli, kirişi, duvar, kolon ve statik özellikleri üzerinde detaylı inceleme yapılıyor. Bu sebeple bir binanın depreme dayanıklılığını ölçebilmek için risk analizi yapılması avantajlı bir durum oluşturuyor. Bu analiz sayesinde yapının yaşanacak büyük ölçekli bir depreme dayanma gücü ve yıkılabilme olasılığı tespit edilebiliyor.
Deprem risk analizi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın lisans verdiği yapı denetim firmalarına başvurmak gerektiğini belirten Maden, ilgili firmanın binadan gerekli malzeme örneklerini alarak cihazlar ile binada ölçüm yaptığını dile getiriyor. Maden, alınan malzeme örneklerinin laboratuvarda incelenerek binanın mevcut durumda riskli olup olmadığının anlaşılabileceğini söylüyor.
Unutmamak gerekir ki deprem öldürmez, çürük binalar öldürür. Bu nedenle, depreme dayanıklı yapılar inşa etmek, depreme dayanıklı olmayan binaları tespit edip gerekli yaptırımları uygulamak hayat kurtarır.