Midyecisinden, pilavcısına, etçisinden işkembecisine kadar birçok restoran sahibi, sosyal medyada yaptıkları şovlarla dikkat çekiyor. Sosyal medyada trend haline gelen bu videoları gören takipçiler ise soluğu restoranlarda alıyor.
Nusret Gökçe, nam-ı diğer Salt Bae biftekleri dilimleme ve tuzlama şovuyla sosyal medyaya yeni bir boyut kazandırdı. Önce İstanbul’da popüler oldu, ardından Türkiye’nin şimdi ise tüm dünyanın konuştuğu bir isim oldu. Nusret’in popülerleşmesinin ardından restoran sahipleri paçayı sıvadı ve sosyal medyada şovlara başladı. Tabii, hâl böyle olunca, birçok mutfak lezzeti sosyal medyaya taşındı ve restoran sahipleri fenomen olmaya başladı. Fenomenleşen restoran sahiplerinin restoranları da dolup taştı.
Önce CZN Burak’dan bahsedelim. 3 milyon takipçisi olan Burak Özdemir’in restoranı, bir aile restoranı. Hatay Medeniyetler Sofrası, önce Aksaray’da 10 masalık bir restorandı. CZN Burak işlerini büyüttü ve iki şube daha açtı. Tabii burada sosyal medyada yaptığı şovların da etkisi büyük. Videoları ortalama 200 bin beğeni alıyor. CZN Burak kadar popüler biri daha var: Midyeci Ahmet. Midyeye yeni bir boyut kazandırdı diyebiliriz. Yaptığı etkinliklerle, sosyal medya şovlarıyla müşterilerinin kalbini kazandı ve dükkanını boş görmek neredeyse imkansız. Son olarak, Gaziantep’te Tostçu Erol diye ünlenen, Mehmet Erol Sorgulu’dan bahsedebiliriz. Küçük dükkanında 22 yıldır çalışıyor. Instagram hesabında 126 bin takipçisi var. Son yıllarda, hazırladığı tostların videolarını internete yükleyerek, ününü bütün Türkiye’ye ulaştırdı.
Motivasyon müşterilerden
Tüm bu “fenomenler”in arasında Nusret bir adım önde... Instagram hesabında 15 milyon takipçisi var. Paylaştığı videolar 8 ile 16 milyon arasında görüntülenme alıyor. Tuzlama hareketi ile ününe ün kattı.
Hürriyet Gazetesi’ne 2017’nin Ocak ayında verdiği röportajda, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımın, milyonlarca kişi tarafından paylaşılmasını şöyle özetliyordu: “Çünkü yapılmamış bir şeyler gösteriyorum. Orada, etle birtakım numaralar çeken bir adam görüyorlar. Ama el becerilerimi filan da görüyorlar. Bir de role giriyorum, karizmatik havalar basıyorum, kendimle dalga geçiyorum. E, hoşlarına gidiyor. Fark yaratıyorum yani. Millet, zaten oyalanacak bir şey arıyor, “Dur bakayım Nusret ne paylaşmış, biraz gülelim!” diyor.”
“Sadece pilav yedim”
Son zamanlarda Instagram hesabında pilav yeme şovlarıyla ön plana çıkan Nedim Şahin, Baruthane Pilavcısı’nın sahibi. Bu videolara birkaç ay önce başlayan Şahin, Instagram hesabıyla takipçi kitlelerine ulaştı; Şahin, restorana gelen ziyaretçilerden oldukça memnun olduğunu dile getiriyor: “Çektiğim sosyal medya videolarında sadece pilav yedim, insanlar çektiğim videoları beğendikçe ben de bu işe devam ettim. Kendimi geliştirebilmek adına daha çok video çektim. Artık kendime has şovlarım var. Büyük kitlelere ulaşma konusunda başarılı olacağımı biliyordum. İnanmanın, cesaretli olmanın, yaptığım işten keyif almanın başarımda önemi büyük. Ben işimi hep severek yapıyorum. ‘İşime sevgi kattım’ klişe bir cümledir ama ben bu cümleye gerçekten inanıyorum.”
Sosyal medyadan kitlelere ulaşmak daha kolay
Nedim Şahin, restoranına gelenlere ve selfie çektirmek isteyenlere “kutsal bıyık” olarak adlandırdığı bir bıyık takıyor. Ziyaretçiler kutsal bıyığa oldukça rağbet gösteriyor ve sosyal medyada o bıyıkla paylaşımlar yapıyor.
Sosyal medyanın kitlelere ulaşmak için daha güçlü bir yöntem olduğunu savunan Baruthane Pilavcısı, şunları söylüyor: “Sosyal medyada insanlara daha kolay ulaşabiliyorsunuz. İnsanların ilgi alanlarını, izledikleri videoları, hangi videoları sevdiklerini burada görebiliyorsunuz. Özellikle yemek alanında videolara oldukça ilgi var. Pilav üzerine böyle videolar yapan yoktu. Bende bu boşluğu doldurmak adına videolar çekmeye başladım, yaptığım işler çok sevildi. Fenomenlik başka bir şey. Parayla elde edilebilecek bir şey değil. Bir tip oluşturuyorsunuz ve insanlar sizi sevdiyse şanslısınız. Biz para harcamadan buralara geldik. Sosyal medya konusunda hiç para harcamadık, harcamayı da düşünmüyoruz. Sadece video kurguları konusunda destek alıyoruz.”
“Eskiden müdavim müşteriler vardı”
Sosyal medyadaki yemek videoları özellikle son üç yılın gündemi. Peki ya bunun öncesinde durum nasıldı? Geçmişteki restorancılıkla, bugünkü restorancılığı karşılaştırmak adına şef Yunus Alkan’la konuştuk.
35 yıldır bu işin içerisinde olan Yunus Alkan, köklü otellerde çalışan bir şef. Alkan, sosyal medya daha yokken ki restoran sahipleriyle, bugünkü restoran sahipleri arasında ciddi farkların olduğunu belirtiyor: “Eskiden restoran sahipleri, sundukları özel tabaklarla, yemek kalitesiyle, ortamıyla, müşteriye olan ilgisiyle ön plana çıkıyordu. Müşteri ve restoran sahibi arasında samimi bir ilişki vardı. Müdavim müşteri kavramı o zamanlar geçerliydi. Gelen müşterinin, hizmetten memnun kalması önemli bir unsurdu. Bugün müdavimcilik pek söz konusu değil, her şey daha hızlı işliyor. Restorana gelecek olan kişi önce restorana dair uzun bir internet araştırması yapıyor. Zaten müşteri artık restorana gelmeden restoranı değerlendiriyor. Bu noktada, işletmecilere büyük iş düşüyor, internetteki isimlerini koruyabilmek için oldukça uğraşıyorlar. Restoranlarda yapılan servisler, süslenmiş tabaklar hizmet kalitesi bir yana, restoran sahibinin çektiği videolar bir yana... Müşteriler sosyal medyada gördükleri o şovlardan etkileniyor. Durum böyle olunca, bu şovlara tanık olmak istiyor. Hatta o şovları kendi hesaplarından yayınlamak istiyorlar. Bu, bir sosyal statü haline bile gelebiliyor.”