Nedir bu astroloji?

Nedir bu astroloji?

Yıldızı gitgide parlayan astroloji ne kadar biliniyor? Burç yorumlarının ötesinde geniş bir alanı olan astrolojinin tarihten bugüne aldığı yola bakıyoruz. 

Kimi insan burç yorumunu okumadan güne başlamıyor, kimi hayatındaki önemli -ya da önemsiz- kararları doğum haritasına ya da retroların etkilerine göre alıyor. Bazı şirketler dahi astrolojik konularda markalarının karşılaşacağı etkilere dair danışmanlarla çalışıyor. Günümüzde çokça merak edilip sıklıkla danışılan astroloji ne anlama geliyor, kökeni nereye dayanıyor?

Astrolojinin doğuşunun en ilkel haliyle, kemiklerin üzerine kazınmış ay fazlarına dayanarak MÖ 15 bin yılına kadar uzandığı tahmin ediliyor. Asur ve Babil gibi farklı kültürlerin, daha gelişmiş halleriyle en az MÖ ikinci bin yıldan bu yana kullandığı düşünülen “astroloji”, eski Yunancada yıldız anlamına gelen “astro”; akıl yürütme, mantık anlamlarında kullanılan “loji” sözcüklerinin bir melezi. Astrolojinin tanımı ise “Gök cisimlerinin konum ve hareketlerinin dünyadaki yaşama etkilerini inceleyen alan” şeklinde yapılabilir. 

İsrail’de Beit Alpha Sinagog' da bulunan 6. yüzyıla ait Zodyak mozaiğinin fotoğrafı.
İsrail’de Beit Alpha Sinagog' da bulunan 6. yüzyıla ait Zodyak mozaiğinin fotoğrafı.

Astrolojiye neden ihtiyaç duyuldu

Dünyaya atıldığını düşünen insan, yaşamı boyunca varoluş sebebini anlamaya çalışıyor. Astroloji de bu anlama çabasının bir ürünü olarak doğuyor. Gökyüzü, fezadaki yıldızlar, insanda tarihten bugüne merak uyandıran gizemli bir evren. Orada olan biten her neyse dünyayı da etkilediği kabulüyle gezegenlere tanrılık bile atfediyor insan. Özellikle ekin zamanlarının takibi için mevsimleri öngörmeye ve anlamaya çalışan insanlar, tüm doğa olaylarının sorumluluğunu gökyüzündeki Güneş’e ve Ay’a yüklüyor. Bu merak ve atfettiği kutsal anlamlar ışığında gökyüzündeki tüm hareketleri takip ediyor. Mevsimsel değişimleri tahmin etmek ve göksel döngüleri ilahi iletişimin işaretleri olarak yorumlamak için takvimsel sistemler buluyor ve onlardan faydalanıyor.

Metinlerin bir parçası olan Venüs Tabletleri, bugün British Museum’da sergileniyor.
Metinlerin bir parçası olan Venüs Tabletleri, bugün British Museum’da sergileniyor.

İnsanlık tarihinin ilk dönemlerine dair veriler kısıtlı olduğundan astrolojinin geçmişi de çok net görülemiyor. Ulaşılabilen en eski astroloji metinleri, MÖ 1700’lü yıllarda Babiller tarafından yazılmış. Metinlerin bir parçası olan Venüs Tabletleri, bugün British Museum’da sergileniyor. Enuma Anu Enlil ismindeki bu tabletlerde “Anu” ile gökyüzü tanrısı, “Enlil” ile yeryüzü tanrısı işaret ediliyor. Babiller; astrolojiyi hava durumu, doğal afetler, toprak verimliliği gibi hayatlarını büyük ölçüde etkileyen durumların tahmini için kullanıyordu. Güneş ve Ay hareketliliğinin yeryüzünü ne kadar etkilediğinin farkındaydılar. Bu yüzden Güneş tanrısı Şamaş ve Ay tanrısı Sin’in her hareketini izleyip hayatlarını buna göre şekillendirmeye çalışmışlar. Dolayısıyla astrolojinin ilk resmini de Babiller çiziyor.

Babil Astrolojisi: Özellikle, MÖ 700’lü yıllardaki Kral Asurbanipal döneminden kalan 15 tablet, ciddi gözlem ve yorumlar içeriyor. Bulunan tabletler incelendiğinde, Babil astrolojisinde başlangıçta beş gezegen olduğu anlaşılıyor. Bu gezegenlere de tanrısal özellikler atfediliyor. Sonraki zamanlarda ise Babiller 12 takım yıldızını buluyor. Bunların her birini farklı özellikler yükledikleri “ev”ler olarak kabul ediyor. Bu evlerden her biri; yaşam, ekonomi, sağlık, evlilik, kardeşler, ebeveynlik, çocuklar, ölüm, din, ahlâk, dostluk ve düşmanlık şeklinde 12 farklı unsuru temsil ediyor. Yani günümüz astrolojisinin temelini atanlar Babiller. MÖ 410 yılına ait olan ilk doğum haritası da Babil Kralı Adad-shuma-usur’un oğlu için hazırlanıyor. Tüm bunlarla birlikte MÖ 280’de Berossus adlı bir rahip ilk astroloji okulunu açıyor. 

Zodyak burçlarını gösteren geosantrik sistem. Andreas Cellarius, 1660/61
Zodyak burçlarını gösteren geosantrik sistem. Andreas Cellarius, 1660/61

Helenistik Astroloji: MÖ 1. yüzyıla geldiğimizde Mezopotamya’da Babillerin oluşturduğu astrolojik birikimin yanı sıra Mısırlıların açılarla çalışan Dekan astrolojisi de gelişiyor. Dekan astrolojisi Babillerin etkisi altında, daha çok doğum haritaları üzerinden ilerliyor. Bu dönemde Antik Makedonya Kralı Büyük İskender, Mezopotamya ve Mısır topraklarını fethediyor. Sonrasında Babil ve Dekan astrolojileri kaynaşıp Helenistik astrolojiyi oluşturuyor. Yunanistan’dan yayılan Helenistik astroloji, Avrupa ve Orta Doğu’dan etki alarak şekilleniyor. Helenistik astroloji, 12 gökevini merkeze alarak insanların doğduğu saatlerdeki yıldız ve gezegen konumlarından bir harita oluşturuyor. Günümüzdeki doğum haritasının atası denebilecek “horoskopik astroloji” de böyle doğuyor. Burçların yükselenleri de bu dönemde keşfediliyor.

Çin Astrolojisi: Çin astrolojisinin farkı kökenlerinin tamamıyla Çin felsefesine dayanıyor olması. MÖ 2. yüzyıla tarihlenen Çin astrolojisine göre insanların kaderini ve şansını, doğdukları andaki gezegen ve yıldızların konumları belirliyor. Bu astrolojiye göre kader ve şans kavramlarını doğru tanımlayıp yönetebilen insan daha tatminkar bir hayat yaşayabilir. Bu yüzden de astroloji, Çin kültürünün ayrılmaz bir parçası. Geleneksel Çin takviminde yıllar, aylar ve günler astronomik olaylara göre hesaplanıyor. Çin astrolojisinde de 12 burç bulunuyor ancak burçlar aylara değil, yıllara göre ayrılıyor. Doğum yılına göre belirlenen Çin burçlarına birer hayvan ismi ve sembolü veriliyor. Çin kültüründe ve Taoizm’de önemli bir yeri olan ying-yang felsefesi, Çin astrolojisinde kendisini Güneş ve Ay olarak gösteriyor. Ay ying Güneş ise yang olarak kabul ediliyor.

Çin astrolojinin orijinal adı “Kaderin Dört Sütunu”. Her bir sütun sırasıyla kişinin doğduğu yılı, ayı, günü ve saati temsil ediyor. Su, toprak, ateş, odun ve metalden oluşan beş element de ikişer ikişer bu sütunlara dağılıyor. Böylece astroloğun karşısına kader yorumunun yapılabileceği bir tablo çıkıyor. Tabloları okuyup yorumlayabilmek için Çin astrolojisine ciddi derece hâkim olmak gerekiyor.

Batı Astrolojisi: Batı astrolojisi, Helenistik astrolojinin Avrupa’da yayılması sonucunda kabul görüp gelişmeye başlıyor. Batı astrolojisinde doğum haritası için üç temel veri gerekiyor. İlki gün, ay ve yıl şeklindeki doğum tarihi, ikincisi dünyaya gelinen saat ve dakika. Üçüncüsü ise doğulan yer. Bu üç veri haritayı doğrudan etkiliyor. Haritayı çıkaran astrolog, buradaki veriler ışığında karakter analizinizi yapıyor; kişinin güçlü ve zayıf yönlerini görüp muhtemel gök hareketlerinden nasıl etkilenebileceğini aktarıyor.

Modern Batı astrolojisi Güneş, Ay ve ana gezegenlerin yörüngelerini kapsayan Tropikal Zodyak’ı kullanıyor. Tropikal Zodyak, 12 burcu eşit aralıklarla taşıyor, “Burçlar Kuşağı” ismiyle biliniyor. Astrologlar bu 12 burcun gezegenlerle, yıldızlarla ve asteroidlerle ilişkisini inceliyor ve insanları nasıl etkileyeceğini tahmin etmeye çalışıyor. Ayrıca burçlar dört elementle ilişkilendirilerek gruplara ayrılıyor ve her bir grup kendi içerisinde karakteristik benzerlikler oluşturuyor. 

Batı astrolojisinde burçlar, elementleriyle birlikte değerlendiriliyor.
Batı astrolojisinde burçlar, elementleriyle birlikte değerlendiriliyor.

Batı astrolojisinde burçlar ve burç grupları

Helenistik kökenli Batı astrolojisi, kozmosu bir bütün olarak kabul ediyor. Bireyi ve çevresindeki her şeyi de tek bir organizmanın parçası olarak konumlandırıyor. Bu organizma; hava, ateş, toprak ve su olmak üzere dört ana elementten oluşuyor. Doğadaki elementlerin karakter özellikleri, insanların karakter ve davranışlarını da etkileyebiliyor. Bu yüzden herhangi bir burcun özelliklerini anlayabilmek için hangi gruba dahil olduğunu bilmek gerekiyor.

Su Burçları

İçine kapanık, derin ve gizemli bir karaktere sahip olan su burçları; empatik ve duygusal olabiliyor. Sezgileri güçlü olan bu burcun sakinleri, genellikle sevdiklerine tutkuyla bağlanıyor.

Su burçları tarih aralıklarıyla birlikte şöyle:

Balık (20 Şubat-20 Mart)

Yengeç (22 Haziran-22 Temmuz)

Akrep (24 Ekim-22 Kasım)

Hava Burçları

Hava burçları, özgür ruhlu olup yeni yerler keşfetmeyi seven kişiler olabiliyor. İletişim kurmakta doğal bir yetenekleri olduğundan sosyal hayatta zorluk yaşamazlar. Konuşkan ve sıra dışı fikirlere sahip olabilirler.

Hava burçları tarih aralıklarıyla birlikte şöyle:

Kova (21 Ocak-19 Şubat)

İkizler (21 Mayıs-21 Haziran)

Terazi (24 Eylül-23 Ekim)

Toprak Burçları

Bu gruptaki burçlar, yere sağlam basmak, köklenmek isteyen kişiler olabiliyor. Kararlı, sabırlı ve çalışkan olup pes etmezler. En önemli ihtiyaçları kendilerini her anlamda güvende hissetmek olacağından kolay kolay harekete geçemeyebilirler.

Toprak burçları tarih aralıklarıyla birlikte şöyle:

Oğlak (22 Aralık-20 Ocak)

Boğa (21 Nisan-20 Mayıs)

Başak (24 Ağustos-23 Eylül)

Ateş Burçları

Ateş grubundaki burçları atak, yaratıcı ve cesur olabilirler. Enerjileri yüksek olan bu burcun insanları, liderlik yetenekleriyle donatılmıştır. Risk alırlar ve hem duygularını hem de düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmezler.

Ateş burçları tarih aralıklarıyla birlikte şöyle:

Koç (21 Mart-20 Nisan)

Aslan (23 Temmuz-23 Ağustos)

Yay (22 Kasım-21 Aralık)

Psikolojiye farklı bir bakış açısı getiren Jung, kuramlarında astrolojiden yararlanmış.
Psikolojiye farklı bir bakış açısı getiren Jung, kuramlarında astrolojiden yararlanmış.

Bilim mi fal mı?

Uzman astrologlar, astrolojinin falcılık olmadığını sıklıkla vurgular ve şu bilginin altını özellikle çizer: “Astroloji, gelecekte sizi nelerin beklediğini değil, gökyüzündeki etkileşimden nasıl etkilenebileceğinizi analiz etmeye çalışır.” Uzmanlar ortaya koydukları astrolojik analizlerin ciddi gözlemler ve istatistikler içerdiğini savunuyor. Gök cisimlerinin kütlesel ağırlığı, kendi çevrelerindeki elektromanyetik etkileri, gezegenler arasındaki çekim kuvvetleri gibi tüm fiziksel unsurların; astrolojik çalışmaların temelini oluşturduklarını kaydediyor. Bu nokta da astrolojiyle ilgili zihinleri en çok meşgul eden “Astroloji bilim midir?” sorusunun ateşi harlanıyor.

Bilim insanları astrolojiyi popüler kültürün bir parçası olarak görüp en basitinden dünyaya milyonlarca kilometre uzakta olan gezegenlerin kütlesinin, dünyaya ve insanın kişilik ve karakterine herhangi bir etkisinin mümkün olmayacağının altını çiziyor. Tam da bu noktada şunu eklemekte fayda var: Bir kavramın bilim dalı olarak kabul edilebilmesi için bilimsel verilerle kanıtlanabiliyor olması gerekiyor. Astroloji her ne kadar başka bilimlerden yararlansa da tek başına bir bilim dalı olarak kabul edilmiyor.

Yine de astronomi, fizik, matematik gibi bilimlerle hareket eden; gözlem ve istatistiklere dayanan yorumlar ortaya koyan astroloji zamanında analitik psikolojinin kurucusu olan Carl Gustav Jung tarafından da ciddiye alınmış. Jung; gökyüzü hareketliliğinin insan psikolojisi üzerinde bir etkisi olduğunu, astrolojinin psikolojik çalışmalara katkı sağlayacağını savunarak psikolojik astrolojinin temellerini atmış. Jung’a göre astroloji, alternatif bir zaman işleyişidir. Tarih tekerrür eder ve astrologlar bunu takip ederek genel-geçer yorumlar yapabilir.

Bir bilim olsun ya da olmasın, insanlar astrolojiyle ilgili haber ve yorumları takip etmekten vazgeçmeyeceğe benziyor. Gelecek öyle ya da böyle yıldızlarda!

KAYNAKLAR

britishmuseum.org

derstarih.com

tr.wikipedia.org

Trafik Kazası Tamamlayıcı Sağlık Sigortası
Trafik Kazası Tamamlayıcı Sağlık Sigortası

Trafik Kazası Tamamlayıcı Sağlık Sigortası

İster yaya olun ister araçta trafik kazası halinde acil ve sonrası anlaşmalı kurumlardaki yatarak sağlık giderlerini karşılayan, kişi bazlı sigorta: Trafik Kazası Tamamlayıcı Sağlık Sigortası!

Üstelik sigortanın size sunduğu ek hizmetlerden kaza yapmasanız da yararlanabilirsiniz.

Detaylı bilgi için:

quicksigorta.com/trafik-kazasi-tamamlayici-saglik-sigortasi