Evrenin fotoğrafı James Webb’den

Evrenin fotoğrafı James Webb’den

Gelişmiş kızılötesi görüntüleme teknolojisine sahip olan James Webb Uzay Teleskobu, bir nevi zaman makinesi gibi. Teleskop bize Samanyolu Galaksisi’nin derinlerinden, geçmişten fotoğraflar göndererek hayran bırakıyor. 

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA)’na ait, emektar Hubble’ın halefi olarak uzaya fırlatılan James Webb Uzay Teleskobu (JWST), uzayın derinliklerini gözlemleyerek, evrenin doğuşuna dair bilgilere ulaşmak için veri sunmaya başladı. 25 Aralık 2021 yılında uzaya fırlatılan James Webb Uzay Teleskobu, ilk tam renkli fotoğrafları yayımlamaya ise 12 Temmuz 2022'de başladı. O günden bugüne James Webb’ten gelen görüntüler, hayran bırakmaya ve evrenin geçmişine ışık tutmaya devam ediyor. Böylelikle James Webb Uzay Teleskobu, insanlığın şimdiye kadar uzaya gönderdiği en gelişmiş uzay teleskobu olma özelliğinin de hakkını veriyor. Teleskop, gökbilimcilere erken evren hakkında bilgiler sunması nedeniyle bir nevi zaman makinesi olarak kabul ediliyor.

Evrenin daha genç halini gösteriyor

James Webb Uzay Teleskobu neden bir zaman makinesi olarak kabul edilmeli? Uzayda ne kadar derine bakılabilirse o kadar geçmişi yani evrenin daha genç halini görebilmek mümkün. Genç evrende oluşan gökcisimlerini gözleyebilmek için de tıpkı James Webb Uzay Teleskobu gibi güçlü kızılötesi teleskoplara ihtiyaç duyuluyor. Bu doğrultuda hazırlanarak evrendeki ilk ışık kaynaklarını gözlemlemek üzere 25 Aralık 2021 yılında uzaya fırlatılan James Webb Uzay Teleskobu, Yer’in Lagrange 2 (L2) noktasına konumlandırıldı. Teleskop sayesinde ilk kez evrenin karanlık çağından hemen sonra oluşan yıldızları ve galaksileri gözleme imkânı bulduk. Bu insanlığın uzay bilimi yolunda aldığı oldukça önemli bir gelişme.  

1990'da uzaya gönderilen Hubble Uzay Teleskobu, oluşan ilk gökadaların bebeklik çağını göstermişti.
1990'da uzaya gönderilen Hubble Uzay Teleskobu, oluşan ilk gökadaların bebeklik çağını göstermişti.

Hubble teleskopu rehber oldu

James Webb’in yönünü ne kadar derine çevireceğine Hubble Uzay Teleskobu’nun aldığı yol ile kıyaslamalar yapılarak karar verildi. Buna göre Hubble oluşan ilk gökadaların bebeklik çağını gözlemlemişti; James Webb teleskobu ise bu gökadalarının 13,5 milyar yıl ötedeki halini bir başka deyişle yeni doğmuş biçimini gözlüyor. Bu sayede Webb teleskobunun birçok alanda evrenin tarihini ve var oluşun kökenini anlama arayışına ışık tutması umuluyor. 

James Webb, 12 Temmuz 2022'den bu yana fotoğraf ve spektroskopik veriler paylaşıyor.
James Webb, 12 Temmuz 2022'den bu yana fotoğraf ve spektroskopik veriler paylaşıyor.

“Parmak izine benzer görüntüler elde edildi”

James Webb’in şu ana kadar yaptığı gözlemler dikkat çekici. Bunlardan biri, teleskobun konumlandığı noktadan 5 bin ışık yılı uzakta olan Wolf-Rayet 140 adlı ikili sistem için yapılan gözlemler. Yıldızlar yörünge üzerinde birbirine yaklaştığında yıldız rüzgarlarının karşılaşması sonucu gazın sıkışmasıyla toz oluşuyor. Oluşan bu toz, sistemin çevresinde halka şeklinde yayılıyor. Yıldızların yörüngesi 8 yılda bir karşılaştığından her karşılaşmada oluşan toz halkaları genişleyerek adeta bir ağacın yaş halkası ya da parmak izi gibi bir görsellik oluşturuyor.

James Webb’in yaptığı gözlemlerden bir diğeri ise Güneş Sistemi dışındaki WASP-39b adı verilen gezegene ait. James Webb’in gözlemi, Güneş benzeri bir yıldızın çevresinde dolanan gezegenin oluşumu hakkında önemli bilgiler sağlıyor. Bu gezegen bizden 700 ışık yılı uzakta bulunan bir sistemde yer alıyor. Araştırmacılar gezegenin atmosferinin tam olarak hangi maddelerden oluştuğunu belirlemek için farklı dalga boylarında alınan ışık eğrilerindeki küçük değişimleri inceliyor.

James Webb’in en önemli gözlemlerinden biri 5 bin ışık yılı uzaktaki Wolf-Rayet 140 adlı ikili sistemin parmak izini andıran görüntüsü.
James Webb’in en önemli gözlemlerinden biri 5 bin ışık yılı uzaktaki Wolf-Rayet 140 adlı ikili sistemin parmak izini andıran görüntüsü.

Yazının girişinde de yer verildiği üzere, James Webb, 12 Temmuz 2022'den bu yana fotoğraf ve spektroskopik veriler paylaşıyor. James Webb sayesinde bugüne değin NGC 3132 kodlu Güney Halka Bulutsusu, Pegasus takımyıldızında yer alan kompakt gök ada grubu Stephan'ın Beşlisi, 7 bin 600 ışık yılı ötedeki devasa gaz bulutu Karina Bulutsusu'ndaki NGC 3324 isimli bölge, yaklaşık 5 milyar ışık yılı uzaklıktaki kozmik nesne SMACS 0723 ve Jüpiter'in yarı kütlesindeki WASP-96b adlı dev gaz öte gezegeni net bir biçimde fotoğraflandı. Güneş Sistemi'nin dışında veya başka bir yıldızın yörüngesinde bulunan öte gezegenler kategorisine giren WASP-96b gaz devinin fotoğrafı, farklı gezegenlerde yaşam arayışı için çok önemli kabul ediliyor. Öte yandan James Webb teleskobu projesi kapsamında Dünya'ya 390 ışık yılı uzaklıktaki yıldız sistemi Rho Ophiuchi'nin detaylı fotoğrafı paylaşıldı.

Görüntüler kullanılarak Büyük Patlama'dan sonra ilk oluşan yıldızların ışığının yakalanması, evren tarihinin aşamalarının incelenmesi amaçlanıyor.
Görüntüler kullanılarak Büyük Patlama'dan sonra ilk oluşan yıldızların ışığının yakalanması, evren tarihinin aşamalarının incelenmesi amaçlanıyor.

Yaklaşık 20 yıl görev yapması planlanan James Webb teleskobunun, Büyük Patlama'dan sonra galaksilerin oluşumuna ve sırları hala araştırılan kara deliklerin nasıl büyüdüğüne ışık tutması bekleniyor. Uzay bilimlerinde, bundan 100 yıl önce tek bir galaksi olduğuna inanılıyordu. Bugün milyarlarca galaksi ve güneş olduğu biliniyor. Bu noktada önemli bir görevin altından başarıyla kalkacağına inanılan James Webb'in, Büyük Patlama hipotezine ışık tutmasının yanı sıra Güneş Sistemi'nin dışında veya başka bir yıldızın yörüngesinde bulunan farklı gezegenlerde yaşam arayışı için önemi öne çıkıyor.

Kaynaklar:

Habertürk

The Verge

webb.nasa.gov