Her ne kadar erkek egemen bir toplum olsa da Antik Mısırlılar ülkedeki karışıklık ortamının giderilmesi ve düzenin sağlanması için kadınları hükümdar olarak atayabiliyorlardı. Antik Mısır’ın toplum ve politika için önemli olan kadınlarını tanıyalım.
Nefertiti
MÖ 1379 - 62 yılları atasında yaşayan Kraliçe Nefertiti, Mısır firavunu Akhenaton’un eşiydi. Antik Mısır’ın en güçlü kadınlarından biri olan Nefertiti, firavunla aynı düzeyde bulunuyordu. Hatta firavunun uygulaması gereken cezaları ya da yapması gereken işleri yapabilme yetkisine de sahipti. Mısır’da alışık olunmayan bir uygulama olan bu durum halkı ve din adamlarını oldukça rahatsız ediyordu. Firavun Akhenaton saraya yayılan bir hastalık sonucu ölünce, Nefertiti bir süre tahtta kaldı ve daha sonra hayatını kaybetti.
Sobekneferu
Antik Mısır’ın ilk kadın firavunu olan Sobekneferu ya da Neferusobek, Orta Krallık döneminde hükümdarlık yaptı. 12’nci hanedanlığın sekizinci ve son üyesi olan Sobekneferu, cesareti ve güçlü bir karakter olmasıyla da biliniyordu. Döneminde mimariyi oldukça önemsediği görülen Sobekneferu, babası için mezar kompleksi inşa ettirdi. Tarihte resmi olarak tamamen hükümdarlık vasfı olan ilk Mısır firavunu olan Sobekneferu’nun mezarı günümüzde hala kesin olarak tespit edilemedi.
Tiye
III. Amenhotep’in eşi ve Akhenaton’un annesi olan Tiye, aslen Anadolulu olan Luvi halkındandı. Antik Anadolu’nun kadim inancına bağlı olan ve saraya da bu inanıcını getiren Tiye’nin, oğlu Akhenaton’un hükümdarlığı boyunca Mısır’a tek tanrılı inancı yerleştirmek istemesinde etkili olduğu söylenir. Mısır’ın en güçlü kadınlarından biri olarak kabul edilen Tiye’nin mezarı Krallar Vadisi’nde bulundu.
Hatşepsut
18’inci hanedanlık zamanı Mısır’a hükmeden Hatşepsut, o dönemin en büyük ticaret yolunun girişimcilerinden biriydi. Hatşepsut ayrıca, ülkede büyük imar işlerinin gerçekleştirilmesine de öncü olmuştu. Uzun süren hakimiyeti boyunca barışçı bir politika izleyen Hatşepsut, yalnızca isyan bastırmak için sefere çıktı. Yapılan araştırmalar sonucunda Hatşepsut’un kemik kanserinden öldüğü belirlendi.
Kleopatra
Mısır’ın Ptolemaios hanedanlığı döneminde hükümdarlık yapan Kleopatra, bilinenin aksine etnik bir Kuzey Afrikalı değil, Yunandı. İskenderiye’de doğan Kleopatra, babası XII. Ptolemaios’un ölümünden sonra kardeşi ile tahta çıktı. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra, kendinden sekiz yaş küçük kardeşine nazaran yönetimde daha baskındı. Halkı daha iyi anlayabilmek ve kendini benimsetmek için Antik Mısır dinine yoğunlaştı. Kardeşi tarafından Suriye’ye sürgüne yollanan Kleopatra, güçlenerek bir ordu topladı ve Mısır’ın doğu sınırından saldırma kararı aldı ancak Jül Sezar’ın ülkeyi ele geçirmesiyle geçici bir barış sağlandı. Kleopatra iktidarı yeniden ele geçirmek için Roma ile yakınlaştı.
