Çalışanlar üzerinde yapılan psikolojik taciz, yani mobbing teknolojiyle birlikte şekil değiştirdi. Whatsapp grupları, iş yerine yerleştirilen kameralar, bilgisayarlara kurulan hayalet programlar, çalışanları her an her yerde denetliyor. Çalışanlar bu denetimle duygusal taciz, aşağılanma, mutsuz edilme ve aşırı baskıya sıklıkla maruz kalıyor!
Teknolojinin nimetleri iş hayatında kolaylaştırdığı kadar zorlaştırabiliyor da... Hatta kimi uygulamalar teknolojik mobbing’e kadar varan bir şekilde sorunlar yaratıyor. Nasıl mı? Örneğin, çalışanların neredeyse her anını takip etmek için bazı programlar uygulanıyor. Bu hayalet programlar sayesinde işveren, çalışanın özel hayatına kadar girebiliyor ve bu edindiği bilgileri çalışanın aleyhine kullanarak ciddi bir mobbing uygulamış oluyor. Dahası, “Personel Sistemi” adı altında uygulanan kameradan takip sistemleri ve diğer çipli sistemler, personeli neredeyse psikolojik olarak yıldırıyor ve bir robot haline getiriyor.
Parmak izi, avuç içi ve son olarak yüz okuma sistemi...
Çalışma saatleri içinde personelin lavaboda geçirdiği zaman bile işveren tarafından ayarlanıyor. Hatta verilen süre aşıldığı zaman ücret kesimi bile yapılabiliyor. Bunun yanında giriş çıkış zamanı da büyük önem teşkil ediyor. Yani birçok firmada bir dakika bile geç kalmanın yaptırımı olabiliyor. Girişte bir kart sistemi uygulanıyor ve personel giriş ve çıkış yaptığı zaman bunu okutarak işlemi uyguluyor. Bazı firmalarda bu işlem parmak izi ya da avuç içiyle uygulanabiliyor. Çalışan üzerinde ciddi bir baskı uygulayan bu işlem, aslında disiplin sağlamak amacıyla kurulmuşsa bile çalışanda psikolojik baskı oluşturuyor. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte son sistem yüz okuma da hayatımıza girmiş bulunuyor.
Kameralar tüm gün takipte
Birçok iş yerinde ise kamera takip sistemi sıkça kullanılıyor. Çalışma alanına yerleştirilen kameralar özellikle çalışanların ekranlarını görecek şekilde ayarlanarak gün boyu takip yapıyor. Bunu bilen personel ise rutin yapacak işinde bile çoğu zaman tereddütlü davranarak sekteye uğrayabiliyor. Ayrıca bazı kamera sistemlerinde ses alıcıları da açık oluyor ve çalışanların konuştuğu her şey kayıt altına alınıyor.
İşveren bilgisayar üzerinden takip ediyor
Teknolojinin ilerlemesi, farklı bir sunucudan çalışanın bilgisayarına girmeyi de kolaylaştırıyor. Birçok işveren personelin işten kaytarmasını önlemek için bilgisayarlarına bazı programlar yerleştirerek günlük hareketlerini takip edebiliyor. Bunun yanında yazışmalarına kadar ulaşarak özel hayatıyla ilgili birçok konuşma ya da görüntüye ulaşmış oluyor.
‘’Kameradan davranışlarımızı gözetlerdi’’
Ciddi bir mobbing’e maruz kalan mali müşavir adayı Nehir Laboç, süreci ve yaşadığı zorlukları şöyle anlattı: ‘’25 yaşındayım ve işletme mezunuyum. Çalıştığım yerde yapacağım şeyler bir tür ödev niteliğindeydi ve patronumun özel işleri de buna dahildi. Bir liste yapıyordu ve belli bir süre tanıyordu. Bu süreler içerisinde bitirilmeyen görevlerden dolayı güven kırıcı, hakaret içeren kelimeler işitiyorduk. Her yere kameralar yerleştirmişti. Güvenlik için olduğunu söyledi ve ona inandım. Zamanla davranışlarımızı gözetlediğini öğrendim. Mesela bir yazıcının başında iki dakika beklemek büyük bir zaman kaybıydı ve bunu kameradan bizi takip ederek öğrenirdi. Sürekli hata yapmaktan korkan bir psikolojiye sahip olmamızı isterdi. İş dışında evi için alışveriş yaptırır, ağır poşetleri arabasına taşımamı isterdi. Çocuklarının telefon faturasını öder, okul test ve kitaplarını alır, deneme sınavlarını ayarlardım. Ayda bir kez oğlunun defterlerini getirir, ödevlerini yaptırırdı. Oysa ben muhasebe stajyeriydim. Okulu birincilikle bitirmiş mali müşavirlik staj sınavını geçmiş bir mali müşavir adayıydım. Eğer çayının yanına kuru kayısıyı unutursam, güvenilmez ve ileride muhasebe sorumluluğunu alamayacak olduğumu söylerdi.
Uygulanan mobbing’in en somut kanıtı kameralar ve elimde yukarı taşıdığım poşetler. Mesai saatleri dışında bazen Whatsapp’tan yazarak yarın yapılacak işlerin listesini gönderir ve sürekli acil olacağını belirtirdi. Mesaiye kalmak istemediğimde bana karşı kinlenen birine dönüşürdü. Özetle kötü hissetmemi isterdi.’’
‘’Hakaret içeren ses kayıtları atıldı’’
Gülden Öztürk ise 30 yasında, radyo ve televizyon mezunu. Yaşadığı mobbing’i şöyle anlatıyor: “Kendi sektörümde iş bulamayınca farkı sektörlere yöneldim. Şehirler arası hizmet veren bir otobüs firmasında hostes olarak işe başladım. Çalışma koşulları ve sunulan imkanlar bana cazip gelmişti. Sonra verilen sözler tutulmadı. Söylenen maaş sistemi biz işe başladıktan sonra değiştirildi. Çalışma saatleri bize söylenenden fazla idi. Sigorta maaştan yatacakken asgariden yatırıldı. Durum böyle olunca tüm firma çalışanları için oluşturulan Whatsapp grubundan rahatsızlıklarımı dile getirdim. Diğer çalışanlar da ben söyledikten sonra yavaş yavaş tepki göstermeye başladılar. Firma yetkilileri bu Whatsapp grubu üzerinden, kötü niyetle bu firmayı karalamak için bu mesajları kasıtlı yollandığımı iddia ederek bana olumsuz tepkiler verdiler. Seferlerimi diğerlerinden fazla, izinlerimi diğer kişilerden az yaptılar. Whatsapp grubu üzerinden hakkımı aramaya çalıştığımda, ‘Beğenmiyorsan işten çıkarsın hala neden çalışıyorsun’ diye tepkiler aldım. Diğer çalışanlara övgüler bana yergiler vardı. Hakaret içeren ses kayıtları atıldı. Ben bu ses kayıtlarını ve konuşmaları alarak İşkur’a şikayette bulundum. İş ilanı İşkur üzerinden verilmişti. Paramı vermediler ama kayıtlar sayesinde hakkımı arayarak maaşımı anca kurtarabildim. Bu tarz mobbing uygulamalarında yazılı bir delilin olması bu sebeple çok önemli.”
“Çalışanın teknik takibe alınması kişilik haklarına saldırıdır”
Çalışanları yakından ilgilendiren mobbing’de hukuksal yaptırımların neler olduğunu Dört Hukuk Bürosu ortaklarından Av. Özgür Sarıgül’e sorduk…
Bazı şirketlerde çalışanları takip etmek amaçlı bilgisayarlara bazı hayalet programlar yerleştiriliyor ve kameradan takip yapılıyor. Bir hukukçu olarak baktığınızda bunun kapsamı nedir?
Türkiye'de mobbing kavramı henüz çok yeni olduğu için mobbing’e uğrayan çalışanların mahkemeler nezdinde haklılığını ispatlamak biz hukukçular ve mağdur vatandaşlarımız için oldukça zor. Söz konusu davalarda ispat yükünün mobbing’e uğradığını iddia eden çalışanda olması (Mobbing çoğunlukla sözlü olarak uygulandığından ispatı ve mahkemelerin ikna edilmesi oldukça zor) ve ayrıca konu ile ilgili yerel mahkemelere ışık tutması gereken Yüksek Mahkeme Kararları’nın henüz yeterli ve kapsamlı olmaması, bu zorluğun yaşanmasının en büyük nedeni.
İşverenler çalışanlarına ne gibi “teknolojik mobbing” uyguluyorlar?
Son zamanlarda teknolojik gelişmeler ile birlikte hepimizin hayatında oldukça fazlasıyla yer tutan bilgisayar ve internet kullanımı, iş hayatında da yeni ve farklı sorunların baş göstermesine sebep oldu. Özellikle mesaisinin çoğunluğunu masa başı işlerde geçiren çalışanların, yoğun internet kullanımı ve sosyal ağlarda zaman geçirmesi, dolayısı ile işini aksatması ve performanslarının düşmesi işverenlerin en çok yakındığı konuların başında geliyor. Birçok işveren kimi zaman hukuka uygun, kimi zamansa hukuka aykırı yöntemlerle çalışma alanlarında sorun olarak gördüğü durumlardan kurtulmak istiyor. İnternet kullanımının filtrelenmesi, maillerin kontrol edilmesi, bazı yaygın sosyal ağlara ve sitelere girişlerin yasaklanması, çalışanın kullandığı bilgisayarın ekranına sabitlenmiş kameralar ile kayıt alınması gibi yöntemler en başta geliyor. Bir işverenin bünyesinde hizmet veren çalışanından mesai saatleri içerisinde sadece işi ile ilgilenmesini talep etmesi ve bu yönde önlemler alması elbette en doğal hakkı. Ancak bu noktada çalışanın haberleşme gibi temel bir hakkının ve gizlilik hakkının ihlal edilmesi gibi çok sakıncalı durumlar ortaya çıkabiliyor. Çalışanın sanal ortamda sürekli takip edilmesi, mail ve konuşmalarının okunması, ziyaret ettiği sitelerin kayda alınması gizlilik hakkının açık bir ihlali olmasının yanında aslında hedeflenenin aksine çalışanın performansını da olumsuz etkiler. Bununla birlikte bu yöntemlerle çalışan hakkında elde edilen bilgiler işveren tarafından mobbing amaçlı da kullanılabilir. Zira internet üzerinden ziyaret edilen siteler veya çalışanın iş arkadaşları ve diğer kişiler ile yapmış olduğu konuşmalar, o çalışanın özel hayatı hakkında da bilgilere erişilmesi anlamına gelir. Bu yöntemlerle işveren, çalışanın siyasi görüşünden tutun da cinsel tercihlerine kadar birçok özel konuda bilgi sahibi olabilir ve bu bilgilerle çalışana karşı mobbing uygulayabilir.
Çalışanın böyle bir mobbing’le karşılaştığında ne gibi hakları var?
Tıpkı mobbing konusunda olduğu gibi teknolojik takip ve çalışanın izlenmesi konusunda da yargı dünyamızda henüz kesin bir fikir birliği yok. Devam eden davalarda işveren kimi uygulamalarında haklı kimilerinde ise haksız bulunuyor. Ancak asgari düzeyde dahi düşünecek olursak, çalışanın yaptığı iş ile alakası olmayan, işverenini ilgilendirmemesi gereken alanlarda izlenmesi, teknik takibe maruz bırakılması, bilgilerinin depolanması, hakkında edinilen bilgilerin kendisine karşı kullanılması kanımızca kişilik haklarına saldırıdır. Önümüzdeki dönemde yargı içtihatlarının daha kapsamlı ve düzenleyici hale gelmesi ile birlikte iş hayatındaki uygulamaların da bu yönde gelişeceğini ve hem işverenlerin hem de çalışanların haklarının garanti altına alınacağını umuyoruz.