İçinde bulunduğumuz çağın olmazsa olmazı: sosyal medya hesaplarımız. Günümüzde arama motoruna ismini yazdığınızda, hakkında herhangi bir sonuç çıkmayan insan bulmak bir hayli zor. Sosyal medya bağımlılarını bir kenara koyarsak çoğumuzun en az bir sosyal medya platformunda hesabı var.
Ücretsiz olarak kaydolduğumuz ve kullandığımız bu uygulamaların bizden bir talebi olmadığını düşünebilirsiniz, ancak hesabı açarken ve hatta kullanırken kendi isteğimizle bu hesaplar üzerinden pek çok bilgi paylaşıyoruz. Peki, bu bilgilere ne oluyor?
Her ne kadar çoğu vatandaş kullanmasa da, Avrupa Veri Kanunu'na göre tüm Avrupa vatandaşlarının sosyal medya hesaplarından haklarındaki bilgileri talep etme hakkı bulunuyor. Mart ayında Fransız gazeteci Judith Duportail'in arkadaşlık uygulaması Tinder'dan kendisiyle ilgili ellerindeki bilgileri talep etmesiyle hikaye başlıyor.
Duportail, The Guardian gazetesinde yaptığı açıklamada, Tinder'dan kişisel bilgilerini talep ederken bu kadar fazla bilgiyle karşılaşacağını tahmin etmediğini söylüyor.
Arkadaşlık uygulaması, Fransız gazetecinin talebine tam tamına 800 sayfalık bilgiyle dönüş yapıyor.
800 sayfanın içerisinde gazetecinin Tinder'da yaptığı bütün konuşmalar, Tinder'ı kullandığı bütün lokasyonlar ve zaman dilimleri, Facebook'taki tüm beğenileri, Instagram'daki tüm paylaşımları, eğitim bilgileri ve hatta hoşlandığı erkeklerin yaş aralığına dair bilgiler dahi bulunuyor.
Judith Duportail aldığı 800 sayfalık cevaptan sonra ilgi alanlarından iş hayatına, müzik zevkinden yemek tercihlerine kadar ne kadar çok bilgiyi kendi isteğiyle paylaştığını görünce şaşırdığını ancak kendisi gibi birçok kullanıcının farkına dahi varmadan bu bilgileri paylaştığını söylüyor.
Tinder tarafından yapılan açıklamaya göre, bu kadar fazla bilgi toplamalarının nedeni tüm kullanıcıları için daha kişiselleştirilmiş bir hizmet sunmak... Potansiyel adayları belirleyen eşleştirme sisteminin farklı faktörleri değerlendirerek çalıştığını ve dinamik olduğunu söyleyen Tinder, bu bilgileri tam olarak ne şekilde kullandıklarına dairse bir açıklamada bulunmadı.
Hakkımızdaki bilgileri sosyal medya hesaplarında paylaşmamaya özen göstersek dahi süreç içerisinde gerek özel mesajlaşmalar, gerek de verdiğimiz erişim izinleriyle gönüllü olarak firmalara sınırsız sayıda veri sağlıyoruz.
Bir uygulama indirdiğimizde karşımıza çıkan uzun ve detaylı “Hükümler ve Şartlar Sözleşmesi”ni gerçekten okuyan insan sayısı ne yazık ki oldukça az. Peki istemli ya da istemsizce paylaştığımız bu bilgiler çalınır, satılır veya halka açık hale getirilirse ne olur? İçinde bulunduğumuz konuşmaların yayınlandığını düşünsenize? Büyük ihtimalle hepimiz büyük bir utanç duyarız ve çevremizdekilere bir ton açıklama yapmak zorunda kalırız.
Tinder ve benzeri arkadaşlık uygulamalarını kullanmıyorum diyebilirsiniz, ancak diğer sosyal medya platformlarının da en az Tinder kadar bilgiye sahip olduğunu hatırlatmakta fayda var. Teknoloji, internet ve sosyal medya içinde bulunduğumuz çağda hayatımızın vazgeçilmezleri arasında. Kullandığımız her uygulama, paylaştığımız her gönderi veri havuzuna bizle ilgili bir bilgi daha ekliyor. Acaba ne kadar veri birikmiştir, 100 sayfa veya 200 sayfa kadar mı? Unutmayın Judith Duportail de 800 sayfalık bir yanıt beklemiyordu. Sizce şimdiye kadar siz sosyal medyada ne kadar bilgi paylaşmışsınızdır?
Kaynak: theguardian.com