İnsanoğlu yaşadığı evi sigortalamayı ancak 1666 yılındaki Büyük Londra Yangını sonrasında akıl etmiş. Sonrasında kervanlar ve deniz ticaretiyle de başka bir boyut atlayan konut sigortası günümüzde en çok yaptırılan sigorta türlerinin başında geliyor. Konut sigortasının dünü bugünü ve yarınını sizin için analiz ettik.
Kazanmak kolay değil! Kazandığınla yaptığın yatırımı koruma altına almak da bu yüzden önemli zaten. Çünkü eskilerin deyişiyle “Dünyanın bin türlü hali var.” Sigortanın tarihi o yüzden MÖ 4 binli yıllara, Babillere kadar uzanıyor. Tabii adı o zamanlar sigorta değil, amaç da daha çok kervanların taşıdığı malları güvence altına almak. Önce Babilli sermayedarlar, kervan sahiplerine borç veriyor. Kervan malı teslim edip geri başka mallarla döndüğünde ise hem verdikleri borcu geri alıyorlar hem de borç vermekle aldıkları riskin karşılığı olarak bir miktar daha para alıyorlar. O risk ise kervanın yolda soyulması, malların yağmalanması, yolda bir afetle karşılaşılması, fidye için kaçırılması vb. Maksat ticaret kesintiye uğramasın… Zaten bu yöntem de kısa sürede Hammurabi Kanunları’nda yerini alıyor.
Kervanlardan deniz ticaretine
Bu ve benzeri uygulamalar hep kara taşımacılığı ve kervanlar üzerinden hayata geçirilirken, bir gün deniz ticareti gündeme geliyor haliyle. Kartacalılar, Romalılar, Yunanlar… Bunlar ilk denizci ve aynı zamanda deniz ticaretini geliştiren milletler. Onlarda sistem şöyle kuruluyor: Sermayedar, deniz taşımacılarına, tüccarlarına taşıdıkları yükün bedelinden fazla miktarda borç veriyor. Gemi seferini yapıp, malını satıp geri geldiğinde ise verdiği borcu geri alıyor, bir de bunun üzerine “ben risk aldım” diyerek yüksek miktarlarda faiz alıyor! Hatta bu faizler o kadar yükseliyor ki Vatikan meseleye el koyup, bu faizi yasaklıyor. Araştırmalar, gerçek sigortacılık sisteminin işte bu yasaktan sonra geliştirildiğini, borç vermek, faiz almak yerine “olası tehlikelere karşı önceden prim almak” anlayışının doğduğunu gösteriyor.
Sigortacılık halka iniyor
Sigortacılığın tarihine baktığımızda hep ticaret, nakliye, kervanlar, gemiler… Görünen o ki, sigortanın hayatımıza girebilmesi için bir felaket yaşanması gerekiyor: 2 Eylül 1666 tarihindeki Büyük Londra Yangını! 13 bin 500 evin, 87 kilisenin, 44 şirket binasının, kraliyet borsa binası, gümrük binası, St. Paul Katedrali, Bridewall Hapishanesi ve öteki kent hapishanesinin yanı sıra genel postane, kentin batı kanadındaki Ludgate, Newgate ve Aldergate giriş kapılarının bu felakette yanarak kül olduğu biliniyor. Resmi kayıtlara göre sadece altı kişi ölmüş ancak tarihçiler, kayda geçen bu kişilerin üst sınıflardan olduğunu, orta ve alt sınıfların insan kayıplarının ise dikkate bile alınmadığını belirtiyor. Büyük Londra Yangını ile sigorta anlayışı karada da geçerli oluyor ve günümüzdeki her türlü sigortanın yapılabildiği sistemin temeli atılıyor.
Konut sigortası, herkes için güvence
Biz dönelim asıl konumuz olan konut sigortasına… Günümüzde en çok yaptırılan sigorta türlerinin başında konut sigortası geliyor. Burada amaç, sahip olduğumuz evleri doğal afetlere, yangın, hırsızlık gibi risklere karşı güvence altına almak.
Sözü tam da bu noktada uzmanına bırakmakta fayda var. Quick Sigorta’dan Kurumsal ve Bireysel Riskler Satış Direktörü H. Sibel Doğaç, konut sigortası ile ilgili aklımıza takılan soruları yanıtlıyor:
Konut sigortası yaptırmadan önce bilmemiz gerekenler neler?
Konut sigortaları, evimizi ve içindeki eşyalarımızı yangın, deprem, hırsızlık, su baskınları, cam kırılması ve sorumluluk riskleri gibi pek çok riske karşı koruma altına alır. Poliçe yaptırmadan önce teminat kapsamına ve hangi riskleri ne kadar limitle teminat altına alındığı bilmemiz ayrıca hasar anında herhangi bir mağduriyet yaşamamak için bina ve eşyalarımızın değerlerini bilmemiz önemlidir. Konut Paket ürünlerinde sunulan teminat içeriği, sigorta şirketlerine göre farklılık gösterebileceğinden müşterilerin ürün seçiminde bunu göz ardı etmemeleri gerekir.
Sigorta konut ile ilgili tüm riskleri kapsar mı? Örneğin konutumuzu sigortaladığımızda, deprem, yangın, hırsızlık, sel vb. gibi durumların tamamı için mi geçerlidir, hepsi için ayrı bir işlem / sigorta mı gerekir?
Konut Paket Sigortası, yangından hırsızlığa, depremden su baskınına, izolasyon yetersizliğinden yakıt sızmasına, cam kırılmasından elektronik cihaz hasarlarına ve komşulara verilecek zararlara kadar pek çok riske karşı güvence verir. Farklı birçok branşta poliçe yaptırılması yerine Konut Paket poliçeleri tek bir poliçede pek çok riski teminat altına alır.
Ön ödemeyi yüksek / düşük seçmenin avantajları / dezavantajları var mı?
Poliçe primleri yüzde 25 peşin ve beş taksit olarak veya farklı taksit seçenekleri ile ödenebilir. Tamamının peşin ödenmesi durumunda belirli oranda peşin ödeme indirimi de yapılabilmektedir.
Evde kiracı var ise sigorta farklı mı olur? Neden?
Konut sigortası, sadece ev sahipleri için değil kiracılar için de büyük önem taşır. Kiracılar sadece ev eşyalarını ve kendilerinin kusuru yüzünden binada oluşabilecek zararlar nedeniyle mal sahibine karşı sorumlulukları teminat altına almaktadır. Konut Paket Sigortası evin içindeki eşyaları pek çok riskten koruyan bir sigorta ürünüdür. Bu yüzden ev sahibi kadar o konutta yaşayan kiracılar için de sigorta yaptırmak önemlidir. Sonuç olarak konut sigortasını, gerek konut sahipleri gerek kiracılar için yılların birikimi ve büyük öz verilerle edindikleri evlerinin ve eşyalarının teminatı olarak da tanımlayabiliriz.
Evin bulunduğu il, ilçe, konum, kat vb. sigorta kapsamını etkiler mi?
Sigorta ihtiyacı konutun bulunduğu konuma göre farklılıklar gösterebilir. Deprem riski olan il ve ilçelerde deprem teminatının önemi artarken giriş, bodrum veya çatı katında bulunan konutlarda su hasarları riskini güvence altına almak daha önceliklidir. Dolayısıyla konutun bulunduğu bölgenin iklim koşulları, hangi katta olduğu, şehirden uzaklığı vb. çok sayıda faktör sigorta ihtiyacını ve sigorta kapsamını etkiler.
Ev sigortası ile ilgili ince ayrıntılar nelerdir? Örneğin evi yangına karşı sigortalayıp depreme karşı sigortalamadıysak deprem sonucu çıkan yangının verdiği hasar, sigorta kapsamına girmiyor bildiğim kadarıyla. Bu gibi "ince" ayrıntılar...
Yangın Sigortası Genel Şartları çerçevesinde deprem ve terör rizikoları sebebiyle meydana gelen yangın hasarları, bu teminatların poliçeye alınması şartıyla sigorta kapsamına dâhil olabilmektedir. Ancak fırtına, sel baskınları, araç çarpmaları vb. rizikoların gerçekleşmesi neticesinde meydana gelen yangın hasarlarının ödenmesi için bu teminatların poliçe kapsamına dâhil olup olmadığı şartına bakılmamaktadır.
Müstakil konut binalarının, sigortaları yapıldığında bina dışında bulunan bahçıvan evi, garaj, su deposu gibi ilaveleri ile istinat duvarları sigorta bedelinin kapsamı içindedir. Ancak bahçe ve çevre duvarları, rıhtımlar, teraslar, iskeleler, çeşmeler, bina dışındaki heykeller, sarnıç ve havuzlar gibi şeyler ancak poliçede belirtilmeleri kaydıyla sigorta bedelinin kapsamı içindedir. İlave edilecek diğer önemli bir husus da arsa değeriyle ilgili… Arsa değeri sigorta bedeline dahil edilmez! Yani aynı inşaat maliyetine ve metrekareye sahip iki ayrı konumda bulunan iki konutun sigorta bedeli eşittir. Konutun daha lüks bir semtte olması da sigorta bedeli açısından bir farklılık yaratmıyor.