NASA’nın twitter hesabından paylaştığı, Salda Gölü’nün Mars’daki Jezero Krateri ile jeolojik olarak benzediği yönündeki bilgisi, gölün ziyaretçi sayısını ciddi şekilde artırdı.
Salda Gölü, Türkiye’nin göz bebeği beldelerinden biri. Burdur’un Yeşilova İlçesi’ndeki göl, Toros Dağları’nın arasında ve 1140 metre yükseklikte bulunuyor. 184 metre derinliğiyle Türkiye’nin en derin üçüncü ve aynı zamanda en berrak gölü. Magnezyum yönünden çok zengin bir yapıya sahip olan Salda Gölü, suyundaki magnezyum nedeniyle kumsalı beyaz bir renge sahip. Gölün rengi de çok berrak bir turkuaz renkte ve bu özellikleriyle göl Türkiye’nin Maldivleri olarak biliniyor.
Geçtiğimiz günlerde Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), attığı bir tweet ile Mars'taki Jezero Krateri ile Burdur'daki Salda Gölü'nün benzer bir mineral oluşumu ve jeolojik yapıya sahip olduğunu tüm dünyaya duyurdu. Bu benzetme, dünya dışı yaşamlara ve başka gezegenlere ilgi duyanların dikkatini çekti. Bu durum, başka bir gezegendeki bir krater oluşumuyla aynı özellikleri taşıyan bir bölgeyi ziyaret etmek isteyenlerin sayısını bir hayli artırdı. Her yıl 1.5 milyon kişinin ziyaret ettiği gölün ziyaretçilerinin daha artamsı bekleniyor. Pandemi sürecinde ziyarete kapatılan Salda Gölü, 1 Haziran’da başlayan normalleşme adımlarıyla yeniden ziyarete açıldı. Bu dönemden sonra sonra yerli ve yabancı yaklaşık 600 bin kişi bu eşsiz doğa harikasını ziyaret etti.
Mars bilim ekibi Salda Gölü’nde
Salda Gölü’nün dünya gündemine gelme hikayesi şöyle başladı. NASA Atlas 5 roketiyle Mars’a gönderdiği araştırma ve keşif aracı Perseverance’ın (Mart 2021'de Jezero Krateri'ne inmesi planlanıyor) proje araştırmacılarından bir kısmının Salda Gölü’nde inceleme yaptıklarını duyurdu. Bu incelemede İstanbul Teknik Üniversitesi’nin bilim adamları da bulundu. NASA açıklamasında, "Aralarında dünyalar olsa da Türkiye'deki Salda Gölü ve Jezero Krater'i jeolojik benzerliklere sahip. Araştırmacılar, Mars yolculuğundan önce hazırlık için bölgede saha çalışması bile yaptı" bilgileri paylaşıldı. NASA ayrıca twitter'dan Perseverance'ın inceleme yapacağı kurumuş krater gölüyle Salda Gölü'nün yan yana fotoğraflarını yayınladı.
Araştırmacılar daha önce Jezero Krateri'nde karbonat mineralleri olduğunu tespit etmişti. Bilim adamları, mikrobiyal yaşama dair izler için mikrop, organik madde ve belli dokuları tutabildikleri için karbonatların çok önemli olduğunu söylüyor. Bu açıdan yaşam izlerini aramaya odaklanmak için Jezero'ya gitmeden önce Dünya'da karbonatların nasıl oluştuğunu anlamak önemli. Karbonat minerallerinden bazılarının Salda Gölü’nde oluşmuş olabileceğine dair kanıtlar bulunması bilim adamlarını çok heyecanlandırdı.
Salda, Jezero Krateri’ndekine benzer karbonatlar ve çökelme özellikleri içeriyor. Jezero’daki deltaya benzer şekilde, ana kayadan aşınmış ve yıkanmış kaya tortularıyla dolu. NASA araştırmasında "Salda Gölü Jezero Krateri'nde bulunanlara benzer karbonatlar ve çökelme özellikleri içeren dünyada bilinen tek göldür. Göl, Jezero'daki deltaya benzer şekilde çevresindeki ana kayadan aşınmış ve yıkanmış kaya tortuları ile dolu alüvyon yelpazesi içermektedir. Salda Gölü çevresindeki beyaz kıyı şeridi, Jezero'da tespit edilen karbonat minerallerine benzeyen hidromanyezitin hakim olduğu kum ve çakıllardan oluşur" deniliyor. Tüm bu olumlu gelişmelerin üzerine Burdur Valisi Ali Arslantaş sosyal medya hesaplarından şu paylaşımı şaptı; "Salda Gölü, Mars'taki Jezero Krateri ile jeolojik benzerliklere sahiptir diyor NASA. İnsanoğlu henüz Mars’a gidemiyor, ama siz çıkın çıkın Salda Gölü’müze gelin" diyerek yerli ve yabancı turistleri Salda Gölü’nün güzelliklerini görmeye davet etti.
Göl devlet korumasında
44 kilometrekarelik yüzölçümlü Salda Gölü ve çevresi 1989 yılından beri birinci derece doğal sit alanı olarak korundu. 2019 yılındaki kararname ile Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü koruması altına alındı. Normalde gölün kumsalına ayakkabı ile bile girilmemesi gerekiyor. Ancak geçtiğimiz günlerde göl kıyısına millet bahçesi yapıldığı için gölün bir kısmına bungalov evler, tuvalet kabinleri ve duşlar yerleştirildi. Çevreciler bu durumdan çok rahatsız. Gölün ve çevresinin bir an önce tam korumaya alınmasına istiyorlar.
10 yıl öncesine kadar kıyısına gidecek yolu olmayan gölün etrafında bugün 10’un üzerinde turizm tesisi bulunuyor. Salda gölü akarsular, yüzeye düşen yağış, yeraltı suları ile beslenip buharlaşma ile su kaybediyor. Son 20 yıldır, göl seviyesinde 3-4 metreyi bulan bir çekilme oldu ve halen çekilme devam ediyor.
Benzersiz jeolojik yapı
Salda Gölü, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu bir göl ve dışa akışı olmayan kapalı bir yapıda. Salda Gölü’nün kumsalına beyaz rengi veren, magnezyum ve gölde yaşayan özel bakteriler. Bu bakteriler sayesinde işlenen kayaçlar rüzgâr ve akıntıyla birlikte sahile taşınıp parçalanarak kum formunu alıyor.
Salda Gölü, kuzeyde Doğanbaba, güneybatı da Gökçe ve güneydoğuda Kayadibi Mahalleleri ile çevrilmiş. Göl kıyıları, beyaz ve turkuaz renklerinin oluşturduğu eşsiz bir görsel güzelliğe sahip. Flora-fauna açısından oldukça zengin bir biyolojik çeşitliliği içinde barındırıyor. Göl içindeki suların çekilmesiyle görülmeye başlayan yedi beyaz adası da bulunuyor.
Salda Gölü ve çevresinde Akdeniz iklimi hakim. Ortalama sıcaklık 15 °C. En sıcak ayı olan ağustosta sıcaklık 30 °C'ye çıkarken en soğuk ayı ocak ayında sıcaklık ortalaması 2 °C'ye düşüyor.
301 bitki türü, 38 su kuşu
Gölün arka kısmında kalan orman örtüsünde keklik, tavşan, tilki, yaban domuzu, göl ise yaban ördekleri bulunuyor. Kış aylarında önemli sayılarda barındırdığı pasbaş, patka ve dik kuyruk ördek Salda Gölü'nün uluslararası öneme sahip sulak alanlar içerisinde yer almasını sağlıyor. Gölde dört balık türü (Sazan, ot balığı, Salda yosunbalığı, çamur balığı), damalı su yılanı, ova kurbağası yaşıyor.
Salda Gölü Havzası’nda 81 familyaya ait 301 sucul ve karasal bitki türü var. Ayrıca sonbahar ve kış dönemlerinde su kuşları için önemli bir duraklama ve yaşam alanı vazifesi gören Salda Gölü, 38 farklı su kuşuna ev sahipliği yapıyor. Salda Gölü özellikle sonbahar ve kış dönemlerinde su kuşları için önemli bir duraklama ve yaşam alanı vazifesi görüyor. Su kuşları çeşitli dönemlerde bu bölgede bulunuyor.
Şifa merkezi
Salda Gölü’nün bol mineralli suyu ve özel kumu çeşitli hastalıkların da şifa yolu. Gölün toprak yapısının sahip olduğu mineraller sayesinde çeşitli hastalıklardan da kurtulmak mümkün. Göl suyunda magnezyum, soda ve kil bulunması bazı cilt hastalıklarının tedavisinde iyi sonuçlara sebep oluyor. Uzmanların yaptığı araştırmalara göre göl suyu sivilcelere ve mantar gibi cilt hastalıklarına da iyi geliyor.
Ayrıca Salda Gölü’nde yapılan çamur banyosunun da önemli hastalıklara şifa olduğu biliniyor. Cilt hastalığı, sivilce, eklem ağrıları, sedef gibi problemleri olanlar bu çamurlarla şifa buluyorlar. Salda çamurunun cildi yumuşatma, gözenekleri açma, selülit ve çatlak tedavisi ve toparlama etkisi, antiseptik tesiri ile akne ve sivilceleri yok etme, kırışıklıkları giderme, siğilleri absorbe etme özellikleri var. Bunun yanında kan dolaşımını hızlandırıcı ve kasları rahatlatıcı bir özelliği de var. Antioksidan olması sayesinde hücreleri yenileyerek yaşlanma sürecini yavaşlatıyor. Ayrıca bağışıklık sistemin güçlenmesi ve stresi azaltması da Salda çamurunun önemli özelliklerinden.
Ulaşım son derece rahat
Salda Gölüne ulaşmak hiç de zor değil. Burdur’da havalimanı olmadığından en yakın havalimanı Denizli Çardak. Havaalanından Salda Gölü, arabayla 50 dakika sürüyor. Salda Gölü Burdur’a 56 km, Denizli’ye 96 km, Antalya’ya 159 km uzaklıkta. Burdur-Yeşilova güzergahına devam ederek Salda Gölü’ne rahatlıkla ulaşılabiliyor.
Antalya’dan güzergahı ise Korkuteli ve Karamanlı’yı hattında. Otobüsle seyahat edecek olanlar için Burdur ve Antalya’dan düzenli seferler yapılıyor.