Kozmetikte doğala dönüş: Hangi bitkinin yağı ne işe yarıyor?

Kozmetikte doğala dönüş: Hangi bitkinin yağı ne işe yarıyor?

BPA’lar, parabenler, renklendirici ve kimyasal koruyucular derken artık sadece mutfak alışverişlerinde değil kozmetik ve kişisel bakım ürünleri alırken de etiketleri baştan sona okur olduk!

Eğer siz de temizlik ve kişisel bakım ürünlerinin içerebileceği zehirli kimyasallardan çekiniyor ve bu ürünlerin doğal alternatiflerine ilgi duyuyorsanız doğal yağlar hakkında uzman görüşleri içeren bu yazımıza mutlaka bir göz atın!

Kural 1: Her yağ yüzde 100 doğal değildir

Eskiden aktarlarda bulunabilen doğal yağlar, artık butik markalarca da üretiliyor.
Eskiden aktarlarda bulunabilen doğal yağlar, artık butik markalarca da üretiliyor.

Son yıllarda hızla yaygınlaşan “aromaterapi” trendi ile birlikte artık neredeyse her köşe başında “doğal” ve “şifalı” iddialarıyla satılan yağlara rastlamak mümkün. Doğal kozmetik pazarının giderek büyümesi ile birlikte eskiden yalnızca aktarlarda bulunabilen bu yağlar artık butik üretim yapan markaların çatısı altında da tüketiciye sunuluyor. Ancak tam da bu noktada çok önemli bir konunun altını çizmek gerekiyor: Tüketiciye sunulan yağların “doğallık” kriterleri ne derece gerçekçi?

Öncelikle şunu bilmek gerekiyor: Aromaterapi ve kişisel bakımda kullanılan kozmetik amaçlı yağların üretimi, işlenmesi ve satışı sıkı standartlara ve bir denetleme sürecine bağlı. Yani eğer kendi ürününüz olan kozmetik yağları satıyorsanız, kullandığınız ham maddenin menşeini belgelemeniz, üretim ve şişeleme bölümlerinizin gereken kriterleri sağladığını kanıtlamanız ve ürünleri gereken test süreçlerinden geçirmeniz gerekiyor. Ayrıca ürünlerin etiketlerinde yağın elde edildiği bitkinin familyası, kemotipi, bitkinin hangi bölümünden elde edildiği ve ürünün kimyasal kompozisyonu gibi bilgilerin bulunması da zorunlu.

Aynı amaçlarla üretilen sabit ve uçucu yağların yanı sıra hidrolat adı verilen bitki özlerinin de GMP adı verilen bir uluslararası sertifikasyona uygun olması ve tabii ki Sağlık Bakanlığı’ndan onay alması gerekiyor. Son olarak tüm dünyada geçerliliği olan BioOrganic belgesine sahip olan firmaların ürünleri kesinlikle çok daha sağlıklı ve nitelikli…

Yeni başlayanlar için doğal yağlar

Uçucu yağlar, bitkilerden buhar distilasyonu ile elde ediliyor.
Uçucu yağlar, bitkilerden buhar distilasyonu ile elde ediliyor.

Öncelikle doğal yağlar arasındaki farkların üzerinden kısaca geçelim. Uzm. Ecz. Feyza DURAN bu ayırımı şöyle açıklıyor: “Cilt uygulamalarında sıkça kullanılan ve esansiyel yağ olarak da bilinen uçucu yağlar bitkilerden buhar distilasyonu ile elde edilen değerli yağlara verilen isimdir. Bitkilerin çiçek, meyve, kabuk, yaprak ve odunsu kısımlarından elde edilebilen bu yağlar kuvvetli ve yoğun oldukları için genelde cilde doğrudan uygulanmaz. (Lavanta yağı uçucu yağlara iyi bir örnektir). Soğuk sıkma yöntemiyle de elde edilebilen bu yağların ortak özelliği ise hoş kokulu ve havada dağılabilen bir özelliğe sahip olmaları. Sabit yağların uçucu yağlardan farkı ise bitkilerin yemiş, çekirdek ve tohumlarının sıkılması ile elde edilebilmesi ve uçucu yağlara nazaran daha yumuşak bir yapıda olması. Örneğin zeytinyağı, avokado yağı ve badem yağı birer sabit yağdır.”

Peki hangi doğal yağ, hangi cilt problemine iyi geliyor?

Sarı kantaron yağı; yanık, çizik, yara gibi ciltteki doku bozulmalarına deva oluyor.
Sarı kantaron yağı; yanık, çizik, yara gibi ciltteki doku bozulmalarına deva oluyor.

Gelelim hangi doğal yağın hangi cilt problemlerine ve ihtiyaçlarına deva olduğuna... Uzm. Ecz. Feyza Duran’dan aldığımız görüşler ışığında işte en sık kullanılan ve alınan sonuçlarla şaşırtan doğal yağlar ve faydaları:

Sarı kantaron yağı: Yanık, çizik, yara gibi ciltteki doku bozukluklarında daha hızlı iyileşme sağlayan bu değerli yağ genelde zeytinyağı ile karıştırılarak geceleri uygulanır.

Avokado yağı: Kuru ve çatlamaya meyilli ciltlerin özellikle dirsek, diz kapağı ve el gibi kısımlarına uygulanabilen bu yağ aynı zamanda kırışıklık tedavisinde de kullanılır.

Tatlı badem yağı: Hem iyi bir nemlendirici hem de cildi UV ışınlarından koruyan bir koruma kalkanıdır. Yine kaş ve kirpiklere sürülebilen bu yağın besleyici etkisi de uzun yıllardır bilinir.

Jojoba yağı: Hafif ve kolay emilir yapısıyla günlük nemlendiriciler ve güneş sonrası kremleri yerine kullanılabilir.

Çay ağacı yağı: Özellikle ergenlik sivilcelerinde ve ciltteki yağ dengesizliklerinde lokal olarak kullanıldığında kısa sürede gözle görülür faydalar sağlar.

Limon yağı: Kolay kırılan tırnaklarınız ve soyulan tırnak etleriniz varsa limon yağı uygulamak tırnaklarınızın sertleşip güçlenmesine yardımcı olabilir.

Gül yağı: Gerçekten kaliteli ve doğal bir gül yağını düzenli olarak kullanmak, cilt lekelerini ve ciltte yaşa ve dış etkenlere bağlı oluşan renk dengesizliklerini giderir.