Maçka parkının tombul maskotu: Max

Maçka parkının tombul maskotu: Max

İstanbul’un nadir kalan yeşil alanlarından birinde, Maçka Parkı’nda yaşayan Max, 57 kiloluk dev vücuduna rağmen tam bir sevgi kelebeği! İnsanlarla arası çok iyi olan Max, Pati Birliği tarafından GPS ile takip ediliyor.

Maçka Parkı, İstanbul gibi beton yığınına dönüşen bir kentin içinde yeşili gördüğümüz, çimenlerine uzandığımız; yürüyüş, piknik yaptığımız nihayetinde nefes aldığımız sayılı alanlardan biri. Parkın başka bir güzelliği köpek sahiplerinin de bu açık alanı özgürce kullanabilmeleri. Günün ilk ışıklarından gece yarısına kadar binlerce insanı misafir eden Maçka Parkı’nın bir de esas sahipleri var. Sokak köpekleri. Max da onlardan biri.

Max'ı hem diğer sokak köpeklerinden farklı kılan hem de onu parkın maskotuna dönüştüren şey tombulluğu. Boğazına da, keyfine de düşkün bir köpek Max. Dört yaşından büyük, erkek.

Pati Birliği, Max'ı koruyor 

Max, insanlarla arası çok iyi olan bir köpek.
Max, insanlarla arası çok iyi olan bir köpek.

En büyük zevki çimenlerde sırt üstü yatıp güneşlenmek. Tam da ona yakışan tatlı bir rehavetle... Ayrıca parka pikniğe gelenlerin örtülerine yatmaktan ve ikramlarından tatmaktan da hoşlanıyor. İnsanlarla arası çok iyi. Okşanmak, sevilmek için özel bir çaba harcamıyor ama tombik suratı ve iri cüssesiyle gelip yamacınıza devrildiğinde onu sevmemek için sizin özel bir çaba göstermeniz gerekiyor. O kadar tatlı ki...

Gelin onu biraz daha yakından tanıyalım... Max sokak köpeği ama sahipsiz de değil. Pati Birliği adlı oluşum Max'ı ve diğer köpekleri taşıdıkları GPS ile takip ediyor. Böylelikle Max ne yiyor, ne içiyor, nerelere gidiyor, haberdar oluyorlar. Gerektiğinde sağlık ve barınma ihtiyaçları da bu oluşum tarafından karşılanıyor.

Pati Birliği'nden Okan Arslan, Max'ın hikayesini şöyle anlatıyor: "Max parka dört yıl önce geldi. Diğer köpeklere karşı saldırgandı. Bir arkadaşımla kısırlaştırma operasyonunu yaptırdık. Agresifliği azaldı ama geçmedi. Ona da hak vermemek mümkün değil. Çünkü o bir sokak köpeği ve alanını korumaya çalışıyor. Yoksa barınamaz."

Arslan, Max'ın şişmanlığını da sokak hayatının zorluklarına yoruyor: "İçgüdüsel bir şekilde çok fazla yemek yiyor. Yazın sorun yok. Piknikçilerin verdiği yemekleri yiyor. Kışın soğuktan etkilenmemesi için yağlı olması, bir kavga çıkarsa sağ kurtulması için de kuvvetli olması gerekiyor. Bence bu sebeplerle çok fazla yemek yiyor. Şu anda 57 kilo civarında. Hakikaten şişman ama sağlam bir köpek."

Kışın evlere misafir oluyor

Max, sevgilisi Kırçıl’a karşı büyük bir aşk besliyor.
Max, sevgilisi Kırçıl’a karşı büyük bir aşk besliyor.

Kışın çok soğuk olduğunda Max, Arslan gibi sevdiği, tanıdığı, güvendiği insanların peşine takılıp evlerine gidiyor ve içeri kabul edilene kadar kapıda bekliyor. Evde ısınıp dinlendikten sonra tekrar sokaklara dönmek istiyor.

Hande Koçak, köpeği Pera'yla Maçka Parkı’na giden köpek sahiplerinden biri. Max'ı da son bir yıldır tanıyor. Max'ın "özel hayatıyla" ilgili bilgileri de ondan öğreniyoruz:

"Max çok fazla köpekle oyun oynamaz. En büyük aşkı, sevgilisi Kırçıl adında başka bir sokak köpeği. Bir keresinde sahibiyle oyun oynamaya gelen köpeklerden biri oynadığı oyuncağı parçalayıp bir kenara fırlattı. Sokak köpekleri utangaç olur. Kırçıl da bir kenardan oyunu izliyor, dahil olup olmamaya karar veremiyordu. Max parçalanan oyuncağın bir parçasını alıp götürüp Kırçıl'ın ağzına tuttu. O anı hiç unutamam. İkisi bir süre bu oyuncakla oynadı. Bir de parkın ortasında bir havuz var. Max geçmişte ne yaşadıysa, bu havuzdan korkuyor. Bir keresinde Kırçıl diğer köpeklerle havuza girmek için havuzun kenarına çıktı. Max koca cüssesiyle ön patilerini kaldırıp Kırçıl'ın önüne geçmeye, onu durdurmaya çalıştı. Başaramadı ama Kırçıl havuzdayken havuzun etrafında dört döndü ona bir şey olmasın diye. Öyle bir aşk besliyor Kırçıl'a."

Koçak'ın anlattığına göre Max'ın sadakati çok yüksek. İletişim kurduğu, sevdiği köpek ve sahiplerine parkın civarındaki evlerine kadar eşlik ediyor.

Parkın bir başka ziyaretçisi Gözde Doğan, Max'ı yeni tanımış, "Ben küçükken köpeklerden çok korkardım. Çocuğumun onlardan korkarak yetişmesini istemiyorum. Parkta hem diğer çocuklarla sosyalleşiyor, hem de köpekleri yakından tanıyıp seviyor. Max da çok uysal bir köpek" diyor.

"Gözlemlerime göre sahipli köpekler geldiklerinde sahipleri sokak köpeklerini dışlıyor. Sanki park kendilerinin gibi davranıyorlar" diyen Celil Kaya da sıklıkla Maçka Parkı’na gelenlerden... Ona göre parkta yaşayan hayvanlara sahip çıkılmalı. Hayvan sevgisi bu olmamalı. Sokak hayvanlarını da kapsamalı.

Bir başka park müdavimi Ceyda Kılıç, "Parktaki köpeklere gösterilen sevgiyi biraz arada kalmış bir sevgi olarak görüyorum. Hatta iki yüzlülük. Cins köpekleri parayla satın almak yerine Max'ı sevecek onu evlat edinecek güzel bir insan yok mudur?" diye soruyor.