Havalar giderek soğuyor. Grip mevsimi kapıda. Dolayısıyla mevsim geçişlerinde bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ve hastalıklara karşı vücudumuzun direncini artırmak önem kazanıyor. Peki ama nasıl? Soğuk algınlığından kansere kadar pek çok sağlık sorununa şifa olduğu söylenen propolis, sağlığınızı korumada size destek olabilir.
Arılar yaşamın çok önemli bir parçasıdır. Arıların bize sadece tatlı bir yiyecek sağladığını düşünüyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Tükettiğimiz gıdaların yaklaşık üçte birinin yetişmesini ağırlıklı olarak arılara borçluyuz. Arıları uçan eczacı ve doktorlara, kovanları ise doğal hastanelere benzetmek hiç de yanlış olmaz. Bal, yüzyıllardır birçok kişi tarafından sağlık ve güzellik için kullanılıyor. Ancak bu akıllı ve çalışkan canlılar sadece bal üretmiyor. Bal mumu, polen, propolis, arı sütü ve arı zehri kovanlardan bize ulaşan şifalı ürünlerden bazıları. Özellikle propolis son dönemlerde giderek yaygınlaşan bir arı ürünü.
Kovanın koruyucusu
Propolis, arıların bitkilerin tomurcuk ve gövdelerinden topladığı reçinemsi maddeleri işlemesiyle ürettikleri, kovanı mikroplara ve dış etkenlere karşı koruyan bir ürün. Arılar propolisi; kovan çatlaklarını sıvamada, uçuş deliklerinin daraltılmasında ve kovana girdikten sonra öldürülen fakat dışarı atılamayan zararlıların kokmasını önlemek üzere mumyalanmasında kullanıyor. İçeriğinin önemli bir bölümünü flavonoitlerin oluşturduğu propolisin bileşiminde polifenoller, fenolik asitler ve bunların esterleri, terpenler, steroitler, B1, B2, C ve E vitaminleri, mineraller ve aminoasitler yer alır. Propolis ve ekstratında (özünde) antioksidan, antibakteriyel, antiviral, antimikotik, antiparaziter ve antienflamatuar gibi 70’ten fazla faydalı içerik bulunuyor.
Sayısız faydası var
Bağışıklık sistemini güçlendiren propolis, içindeki vitamin ve mineraller sayesinde griple savaşır. Her türlü iltihapta etkin bir tedavi edicidir. Diş eti iltihabını ve ağız yaralarını iyileştirir. Vücudun farklı yerlerinde oluşan uçukları tedavi eder. Yaraların iyileşmesini hızlandırır. Vücudu mantar ve bakterilerden arındırır. Güçlü antioksidan özelliği sayesinde cilt sağlığına iyi gelir, şampuana katılarak kullanıldığında saç derisindeki döküntü ve kepeklenmeyi azaltır. Kanseri önleyici etkiye sahiptir. İçeriğindeki C vitaminiyle beraber hücreleri yenileyici özelliğe sahip olan propolis kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatır.
İşlenme şartlarına dikkat edilmeli
Türkiye’nin bal markalarından Balparmak’ın düzenlediği apiterapi toplantısına katılan Alman Apiterapi Derneği Onursal Başkanı ve Romanya Apiterapi Derneği Başkanı Dr. Stefan Stangaciu da propolisin insan sağlığı için çok yararlı olduğunu belirtiyor:
“Apiterapi 800’den fazla hastalığı önlemek, iyileştirmeye yardımcı olmak ya da iyileştirmek için arı ürünlerinden faydalanan, tamamlayıcı bir yöntem. Arı ürünleri genetik dahil 40’tan fazla tıbbi uzmanlık alanında kullanılıyor. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler için arı ürünlerden biri olan propolisten daha iyi bir koruyucu henüz bulunamadı.”
Ancak Stangaciu’nun dikkat çektiği bir nokta var. O da propolisin işlenme şartları: “Propolisin faydalarından etkin şekilde yararlanabilmek için mutlaka işlenmiş olması gerekiyor. Propolis kovandan alındığında içeriğinde balmumu, arı kalıntıları, çevresel faktörlere bağlı kirlilikler bulunur. Bu nedenle ekstraksiyon yani özütleme işleminden mutlaka geçirilmesi gerekir. Bu işlemde genellikle alkol kullanılır. Çözücü olarak etil alkol veya alkol türevi olan propilen glikol gibi taşıyıcıların kullanılması durumunda, günlük kullanım miktarına dikkat etmek gerekir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından propilen glikolün günlük kullanım miktarı, kilo başına 25 mg. ile sınırlandırıldı. Bu gibi çözücülerin özellikle çocuklarda kullanılması sakıncalı olabilir. Bu sebeple propolis alırken güvenilir markaların tercih edilmesini öneriyorum.”
Nasıl kullanılır?
Propolis kullanmadan önce doktorunuza danışmanız gerekli. Uygun görmesi halinde, yetişkinlerde önerilen miktar günlük 2 gram. Mevsim geçişlerinde ya da hastalık dönemlerinde bu dozu iki katına çıkartabilirsiniz. Propolisi bala ve yoğurda karıştırarak tüketebilirsiniz. Su ile karıştırarak gargara olarak ya da ballı su ile karıştırarak şurup olarak faydalanmanız da mümkün.
Çocuklar için günlük doz bir ve üç yaş arasında 250 mg, üç ve altı yaş arasında 500 mg, 12 yaşına kadar olan çocuklar için ise 1 gram. 12 yaşından sonra yetişkin dozu kullanabilirsiniz.