Tıp dünyası, yeni bir teknolojik uygulamayı konuşuyor. Microsoft danışmanlığında, Avustralyalı sağlık kuruluşu Silver Chain Group tarafından geliştirilen hologrofik doktor uygulaması, ilk kez Avustralya’da gerçekleştirilecek. Peki bu uygulama ülkemizde ne kadar uygulanabilir, doktorlara sorduk.
Enhanced Medical Mixed Reality interface (EMMR), geliştirilmiş tıbbi gerçeklik arayüzü olarak Türkçe'ye çevirebileceğimiz bir uygulama. Bu arayüz sayesinde hastaların, sanal hastane hizmetlerine Microsoft HoloLens üzerinden ulaşmaları sağlanıyor. Hologram, video konferans ve gerçek hayatı kombine eden bu sistemle hemşireler, doktorlar ve hastalar, bilgiye ve hizmetlere çok daha kolay erişebilecek. Geliştirilen yazılımda, artırılmış gerçeklik uygulamasını gerçek hayatla birleştiren karma gerçeklik teknolojisi kullanılıyor.
Sağlık uzmanları, Microsoft HoloLens kulaklık setini kullanarak, hastaya hologram olarak gösterilecek ve hastayı dinleyerek tıbbi yardımda bulunabilecek. Sağlık sistemi için hem zamandan hem de paradan tasarruf etmeyi sağlayan bu uygulama, önümüzdeki aylarda Avustralya'da, ilk etapta 650 hasta üzerinde kullanılmaya başlanacak.
Ülkemizde, tıp alanında gelinen son noktada, e-reçete, e-randevu, online laboratuvar hizmetleri gibi uygulamalar aktif olarak kullanılıyor. Peki böyle bir uygulama bizde ne kadar rağbet görür?
“Belirli alanlarda daha etkin olabilir”
Yıllardır kurumsal bir firmada şirket doktorluğu yapan ve mesleğinde 30'uncu yılına yaklaşan Dr. Rahmi Özçevik, hologram uygulamasının belirli alanlarda daha etkin olabileceği görüşünde. Özçevik, hologram uygulamasını şu sözlerle yorumluyor: "Diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastaların kontrolünde, beyaz yakalıların ikinci kontrol muayenelerinde etkin kullanılabilecek bir teknoloji. Onun dışında bana biraz danışmanlık sistemini hatırlattı."
“Hologramla uzaktan muayenenin kullanılacağı alanların doğru seçilmesi çok önemli” diyen Özçevik, şunları söylüyor: "Tıp fakültesinde eğitim alırken semiyoloji diye bir ders vardır. Bu derste hastadaki emareleri nasıl okuyacağımızı öğreniriz. Hastanın duruşu, gözünün rengi, kokusu tüm bunlar hastalıkla ilgili doktora ipucu verir. Artık maalesef hasta yoğunluğundan tahlillere, ultrasona başvuruluyor ve bu kısım atlanıyor."
Özçevik'e göre, Türkiye'de kırsal kesim, hastaneye gitme ritüelini çok benimseniş durumda. O nedenle, ileride böyle bir uygulama olursa, buna alışmakta zorlanabilirler.
“Hastanelerdeki yoğunluk azalır”
Bu uygulamayı özel sağlık sigortası yapan şirketlerin doktor danışma hatlarına benzeten pratisyen Dr. Mert Çınar ise konuyla ilgili şunları söylüyor: "Özel sağlık sigortalarında telefonla doktora hangi ilacı içeceğinizi, ne yapmanız gerektiğini danışabiliyorsunuz. Bu da aslında benzer bir uygulama diyebiliriz. Doktorun aynı anda hologram sisteminden hastanın tüm verilerine de ulaşması, bütünlüklü teşhis koymasına destek olacaktır. Bu uygulamada hastanın hastaneye gitmemesi, karşılıklı zaman ve para kaybını önleyecektir. Hastanelerdeki yoğunluk da azalacaktır."
“Şehir merkezine uzak vatandaşlar için yararlı”
“Avustralya'da mesafeler uzak ve kırsal kesimde dağınık nüfus yüksek olduğundan, böyle bir uygulama geliştirme ihtiyacı doğdu” yorumunu getiren Dr. Mert Çınar, aynı şekilde ülkemizde de şehir merkezlerine uzak yaşayan ya da hastaneye gitmekte zorluk yaşayan vatandaşlar için bu uygulamanın kullanılabileceğini söylüyor: "Avustralya'da online video konferanslarla ilkokul eğitimi de veriliyor. Kıtanın halkı, evden hizmet ve eğitim alma konusunda zaten bir alışkanlığa sahip. Şehir merkezinde yaşayanlar için o kadar gerekli bir uygulama değil ancak kırsaldaki hasta için mantıklı. Ülkemizde de yaşlı, engelli hastalara evde bakım hizmeti veriliyor. Bu ekipler yoğunluktan dolayı her bir hastaya ayda sadece bir kere uğrayabiliyor. Bunun yerine geçebilecek bir hologram uygulaması verimli olacaktır."
“Hastayı dinlemek teşhisin yüzde 80'idir”
Bu tür uygulamaların ülkemize çok uzun sürmeden geleceğini belirten Çınar, "Özellikle acilde, hasta yoğunluğundan dolayı doktorlar, tahlil ve MR gibi tanı yöntemlerine çokça başvuruyor. Eğer iyi bir doktorsanız sadece hastayı dinleyerek bile yüzde 80 oranında teşhis koyabilirsiniz. Hastaya teşhis koymanın yüzde 80'i onu dinlemek, yüzde 10'u tahlil, yüzde 10'u ise elle muayeneden geçiyor. Hologram uygulamasıyla gereksiz tahlil ve MR çekimleri önlenerek maliyetler azaltılabilir" diyor.
Çınar, hologram uygulamasının ülkemizde yadırganmayacağını düşündüğünü de söylüyor ve ekliyor: “3G teknolojisinin ardından görüntülü konuşmanın oldukça yaygınlaştığı ülkemizde, hologram uygulamasının yadırganmayacağını, gerekli noktalarda uygulandığında verimli olacağını düşünüyorum.”