En ilginç psikolojik sendromlar

En ilginç psikolojik sendromlar

İnsan beyninin hala açıklanamayan özellikleri var. Örneğin bazı psikolojik rahatsızlıklar o kadar sıra dışı ki, teşhis edilebilmiş olmalarına rağmen çoğu boyutuyla gizemlerini korumaya devam ediyor. İşte bu ilginç sendromlardan bazıları. 

Alice Harikalar Diyarında sendromu

Alice Harikalar Diyarında sendromu kişilerin boyut algısını bozuyor.
Alice Harikalar Diyarında sendromu kişilerin boyut algısını bozuyor.

İsmini Lewis Carol’ın ünlü kitabından alan sendrom, kişinin algı fonksiyonlarını etkileyen nöropsikolojik bir rahatsızlık. Hatırlarsanız hikayede Alice, kendisini bazen ufacık bir delikten geçerek tavşanı kovalayacak kadar küçük, bazen de bir odanın dört duvarı arasına sıkışacak kadar büyümüş buluyor. Çok nadiren görülmekle beraber Alice Harikalar Diyarında sendromuna sahip kişiler de benzer bir deneyim yaşıyorlar. Makropsi (cisimleri olduğundan büyük görme), mikropsi (cisimleri olduğundan küçük görme), pelopsi (cisimleri olduğundan yakın görme) ve teleopsi (cisimleri olduğundan uzakta görme) gibi boyutları hatalı algılama durumu söz konusu olabiliyor. Düz çizgiler dalgalı, renkler olduğundan daha parlak görülebiliyor. Bu rahatsızlık algı hatalarının yanı sıra migrene de sebep oluyor. Genellikle çocukluk çağlarında başlıyor ve ergenlikte kendiliğinden sona eriyor.

Yabancı el sendromu

Yabancı el sendromu, genellikle sol elde görülüyor.
Yabancı el sendromu, genellikle sol elde görülüyor.

El ve ayakların kişiden bağımsız olarak hareket ettiği nörolojik bir rahatsızlıktan söz ediyoruz. Bu rahatsızlık, yaygın olarak sol elde görülüyor. Kişi bazı hareketleri istemsiz olarak yapabiliyor. Örneğin farkında olmadan elini yüzüne dokunurken bulabiliyor. Daha sıra dışı vakalarda kişinin kendi boğazını sıkması veya ağzını yemekle doldurması gibi tehlikeli durumlar görülebiliyor. Bu gibi durumlarda ise genellikle kontrol edilemeyen uzvu, diğer kontrollü uzuvlar durdurmaya çalışıyor. İlk kez 1909 yılında kayda geçen rahatsızlık şimdiye dek yaklaşık 50 kişide teşhis edilmiş olsa da sayının aslında daha yüksek olduğu, bu sendromun başka akıl hastalıklarıyla karıştırılmış olabileceği tahmin ediliyor.

Yabancı aksan sendromu

En yakın arkadaşınız bir sabah farklı bir aksanla konuşmaya başlarsa şaşırmayın.
En yakın arkadaşınız bir sabah farklı bir aksanla konuşmaya başlarsa şaşırmayın.

Bir sabah uyandığınızda kendinizi Fransız aksanıyla Türkçe konuşurken bulabilirsiniz! Felç veya travmatik beyin zedelenmesi sonrası görülebilen bu konuşma bozukluğu, ilk kez 1907’de teşhis edilmiş. 1941-2009 yılları arasında ise 62 kayıtlı vaka var. Geçtiğimiz yıllarda yabancı aksan sendromuna yakalanan Amerikalı bir hasta gece çok şiddetli bir baş ağrısıyla yattığını, sabah ise İngiliz aksanıyla konuşarak uyandığını ve bu durumun yaklaşık iki sene sürdüğünü belirtiyor.

Paris sendromu

Paris sendromuna yakalanmamak için Paris’ten beklentilerinizi düşük tutmakta fayda var.
Paris sendromuna yakalanmamak için Paris’ten beklentilerinizi düşük tutmakta fayda var.

Paris’e gidip de umduğunuzu bulamadığınız için hastalanabileceğinizi biliyor muydunuz? Endişelenmeyin. Paris sendromu genellikle Japonlarda gözlemlenen, nadir bir rahatsızlık. Fransa’da çalışan Japon psikiyatrist Hiroaki Ota tarafından 1986 yılında ilk kez teşhis edilen sendrom, Japon Büyükelçiliği’nin verdiği bilgiye göre her yıl Paris’te yaklaşık 20 turistte görülebiliyor. Hiroaki’nin açıklamasına göre Paris’e gelmiş olmaktan duyulan heyecan, kişinin kalp atışlarını hızlandırıyor ve akabinde baş dönmesi, sersemleme, nefes darlığı, halüsinasyon görmeye kadar gidebilen semptomlar görülüyor. Paris sendromuna benzer olarak literatüre gecen Stendhal sendromu ve Kudüs sendromu da var.

Boantropi

Babil kralı Nebukadnezar da bu hastalıktan muzdaripti.
Babil kralı Nebukadnezar da bu hastalıktan muzdaripti.

Boantropi rahatsızlığından mustarip kişiler, kendilerini büyükbaş hayvan (özellikle de inek ve öküz) zannediyor. Genellikle bir rüya olarak başlayan hastalık, kişi uyandığında devam eden bir delüzyona dönüşüyor. Daniel kitabındaki metinlere bakılırsa Babil kralı Nebukadnezar’ın bu hastalığa sahip olduğu anlaşılıyor.

Lima sendromu

Lima sendromunda birini rehin alan kişi, o kişiye karşı olumlu duygular beslemeye başlıyor.
Lima sendromunda birini rehin alan kişi, o kişiye karşı olumlu duygular beslemeye başlıyor.

Lima sendromunu, ünlü Stokholm sendromunun tersi olarak tanımlayabiliriz. Stokholm sendromunda rehin alınan kişi rehin alana sempati geliştirirken, Lima sendromunda ise rehin alan kişi rehin aldığı kişiye karşı olumlu duygular beslemeye başlıyor. Lima’daki Japon büyükelçiliğinde terörist bir grup tarafından gerçekleştirilen rehin alma olayının ardından rehin alınan kişilere sempati geliştirilmesi ve serbest bırakılması olayından ismini alan sendrom, listedeki sendromlar arasında en sempatiği olabilir!

Diyojen sendromu

Diyojen “Gölge etme başka ihsan istemem” derken bu kadar takipçisi olacağını tahmin edebilir miydi!
Diyojen “Gölge etme başka ihsan istemem” derken bu kadar takipçisi olacağını tahmin edebilir miydi!

Komşunuz çöplerini hiç atmıyor, her şeyi biriktiriyor ve hepinizden kopuk mu yaşıyor? Kendisi Diyojen sendromundan muzdarip olabilir. İsmini Sinoplu filozof Diyojen’den alan bu rahatsızlık, genellikle ileri yaşlarda görülüyor. “Gölge etme başka ihsan istemem” sözüyle tanınan Diyojen gibi bu kişiler toplumun ne dediğini umursamadan sade bir yaşam sürmeye gayret ederler. Genellikle entelektüel açıdan yüksek seviyelerde olan kişilerde gözlemlenir.