Dünyada ilk kez 3D yazıcı ile kök hücreden kulak üretildi

Dünyada ilk kez 3D yazıcı ile kök hücreden kulak üretildi

Hızı ve marifetiyle aklımızı başımızdan alan 3D yazıcılar, hayat kurtaran çözümler sunuyor. Vincent Van Gogh’un kulağının 3D yazıcılarla yeniden üretilmesi bilim insanlarına ilham oldu. Amerika’da ilk kez bir kadının kök hücrelerinden 3D baskıyla üretilen kulağın nakil işlemi başarıyla yapıldı. Dünyada ilk kez uygulanan tekniğin burun gibi organların yanı sıra omurilik eklemlerinde de kullanılabileceği belirtiliyor. Gelin tıpta çığır açan bu gelişmeyi inceleyelim...

Gelişen 3D teknolojileri pazarının, dünyada 2023 yılına kadar yüzde 25 büyüme ile 32,7 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bugün bizi evlilik müessesesine terfi ettiren pırlanta yüzükten, başımızı soktuğumuz evimize, ayağımızı yerden kesen otomobilimizden, kahve yanı eşlikçisi çikolata keyfimize, ayağımızdaki ayakkabıya hatta akşam yemeğimize kadar hemen her yerde 3D yazıcıların imzası var. 3D yazıcılardan üretilen protezler ve yapay organ denemeleri gelecek için umut vadediyor. 3D yazıcının gelecekte sağlık alanında değişiklikler yaratacağı alanlar biyobaskı, çoklu hap, ameliyat provası, kişiselleştirilmiş protezler olarak gösteriliyor.

Gücünü kök hücreyle birleştirdi

Daha düne kadar kulağını kesen ressam Vincent Van Gogh’un kulağının 3D yazıcılarla yeniden üretilmesini şaşkınlıkla karşılarken, Amerika’da 3D yazıcıyla tıpta devrim olarak nitelendirilen yeni bir gelişme yaşandı. Van Gogh’un akrabalarından alınan DNA verilerinden faydalanarak üretilen 3D kulak, Amerikalı bilim insanlarına ilham oldu. Bir kadına kendi hücreleri kullanılarak üç boyutlu yazıcı ile basılan kulak nakledildi. İlk kez bir hastanın kendi hücrelerinden yapılan ve 3D yazıcıyla basılan kulak sayesinde Amerika’da küçük ve şekil bozukluğu olan sağ kulağıyla dünyaya gelen genç kadın, 20 yıldır beklediği sağlıklı ve estetik kulağa kavuştu. 

Amerikalı bilim insanları kök hücrenin gücünü 3D teknolojilerle birleştirerek tıp tarihinde devrim yarattı
Amerikalı bilim insanları kök hücrenin gücünü 3D teknolojilerle birleştirerek tıp tarihinde devrim yarattı

Farklı organlar ve omurilik eklemlerinde de kullanılacak

Rejeneratif tedaviler konusunda uzmanlaşan 3Dbio Therapeutics ve Microtia-Congenital Ear Deformity Institute, bu önemli gelişmede Amerikalı doktorlarla işbirliği yaptı. Tıpta çığır açması beklenen bu önemli ilerleme, tıp dilinde Mikrotia ya da Mikroşia olarak geçen kulak şekil bozukluğu hastalığının tedavisi için kritik bir noktada bulunuyor. Uzmanlar, bu teknolojinin ilk klinik denemesinin doku mühendisliği alanında çarpıcı bir ilerleme olduğunu konusunda hemfikir. Dünyada bir ilk olarak tarihe geçen operasyonda kullanılan tekniğin burun gibi organların yanı sıra omurilik eklemlerinde de kullanılabileceği belirtiliyor.

10 dakikadan kısa sürede üretildi

Peki bu başarılı operasyon hangi aşamalardan geçti? New York Times'ta yer alan habere göre, Teksas, San Antonio'da ameliyatı gerçekleştiren pediatrik kulak rekonstrüktif cerrahı Dr. Arturo Bonilla, genç kadının kulağından yarım gram kıkırdak çıkardı. Ardından sağlıklı sol kulağının 3D taramasını yaparak bu materyali Queens, New York'ta bulunan ve rejeneratif tıpta uzmanlaşmış bir şirket olan 3Dbio Therapeutics ve Microtia-Congenital Ear Deformity Institute’ye gönderdi. 3Dbio, 10 dakikadan az sürede gerçekleşen işlemlerle 3D kulak üretti. İlk etapta doku örneğini milyarlarca hücreyi büyütmek için kullandı ve daha sonra şirketin kolajen bazlı mürekkebiyle karıştırdı. Bu mürekkep, hastanın sağlıklı kulağının kopyasını oluşturmak için özel bir 3D biyo-yazıcıya eklendi. 3D kulak nakli, geçtiğimiz mart ayında Dr. Arturo Bonilla tarafından başarıyla gerçekleşti.

3Dbio Therapeutics ve Microtia-Congenital Ear Deformity Institute, 10 dakikadan kısa sürede 3D kulak üretti
3Dbio Therapeutics ve Microtia-Congenital Ear Deformity Institute, 10 dakikadan kısa sürede 3D kulak üretti

6000- 8000 doğumda bir görülüyor

Tıp dünyasında yankı uyandıran bu önemli gelişme çok sayıda uzmanın görüşleriyle ulusal basında yer buldu. Haberlerde 3DBio gibi şirketlerin ileride vücudun dış bölümlerini ve bazı organları 3D modelleyebileceklerini, çok sayıda şirketin bu konuda çalışmalar sürdürdüğü belirtildi. Türkiye’den Doç. Dr. Mehmet Dadacı ise doğuştan kulak kepçesi küçüklüğü, şekil bozukluğu ve kulağın olmayışı olarak tanımlanan Mikroşia hastalığına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Normalde dış, orta ve iç kulak olarak 3 yapıdan oluşan kulak yapısında, dış kulağın gelişmeyişi Mikroşia olarak adlandırılır. Mikroşia, tek veya çift taraflı olabilir. Hastaların çoğunda tek taraflıdır. 6000-8000 doğumda bir izlenir. Oluşma sebebi pek çok faktöre bağlıdır. Bazı enfeksiyonlar (rubella), bazı ilaçlar (talidomid) oluşumunda etkilidir. ”

Kök hücre işin içine girince vücut reddedemiyor

Mikroşia operasyonlarında hastaların kaburgasından alınan kıkırdaktan veya sentetik malzemelerden yapılmış kulaklar kullanıldığına değinen Doç. Dr. Mehmet Dadacı, “3Dbio Therapeutics ve Microtia-Congenital Ear Deformity Institute ise bölgeden alınan hücreleri laboratuvar ortamında üretiyor ve özel bir 3 boyutlu baskı sistemiyle kullanılabilir hale getirebiliyor. Burada kişinin kendi hücresi kullanıldığı için de hazırlanan yapay kulağın vücut tarafından reddedilme ihtimali de çok düşük oluyor. Bu tarz gelişmeler gelecek için büyük önem arz ediyor. 3DBio gibi şirketler, ileride vücudun dış bölümlerini ve daha da ileride vücudun içindeki bazı organları basabilecek hale gelebilir. Hali hazırda bu konuda çalışan başka firmalar da bulunuyor. Ancak hemen her firma halen test aşamasında. Bu tarz gelişmelerin herkese ulaşmadan öne çok sayıda testten geçmesi gerekiyor.”

3D teknolojilerin farklı organ nakillerine de imkan yaratması bekleniyor
3D teknolojilerin farklı organ nakillerine de imkan yaratması bekleniyor

11 hasta üzerinde daha denenecek

3Dbio Therapeutics ve Microtia-Congenital Ear Deformity Institute tarafından yapılan açıklamada kulağın doğal bir kulak görünümüne ve hissine sahip olana kadar kıkırdak dokusunu yenilemeye devam edeceği belirtildi. Bu yönde sürdürülen çalışmaların sürdüğünün vurgulandığı açıklamada, 11 hasta üzerinde de denemeler yapılacağı ifade edildi.