Queen Mary Üniversitesi’nden araştırmacılar, kalp hastalıklarının yükünü dünyanın üzerinden alabilecek önemli bir gelişmeye imza atarak kalp krizi sırasında oluşan doku hasarlarını tedavi edebilen biyo-çözülür bir jel üretmeyi başardı. Kalp krizinin ardından yaşanan hücre ölümleri nedeniyle ihtiyaç duyulan kalp naklini uzun vadede tarihe gömmesi beklenen bu çalışma, kalp krizinde obezitenin rolünün bilinenden çok daha fazla olduğunu gösterdi. Konuyu uzman görüşleriyle ele aldık...
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre kalp cerrahisindeki önemli ilerlemelere rağmen, her yıl 9 milyondan fazla insan kalp yetmezliğinin en yaygın nedeni olan koroner kalp hastalığından yaşamını yitiriyor. Kayıpların çoğu ise kalp krizine bağlı olarak gerçekleşiyor. Kalp krizi sırasında, kalpten kan ve oksijen kesiliyor. Bu da kas hücrelerinin ölmesine neden olabiliyor. Yaşanan kayıpların ve hasarın ciddiyetine bağlı olarak, hastalar için kalp nakli gerekebiliyor. Bilim insanları uzun süredir kalp yetmezliğinde ilerleme riskini azaltmanın yollarını ararken bu yönde umut verici sonuçlar alıyor. Kök hücrenin yön verdiği çalışmalarda ise bu zamana kadar doğrudan kalbe enjekte edilen hücrelerin yalnızca yüzde biri yaşatabildi. Queen Mary Üniversitesi kök hücrelerin yeni doku üretmesini mümkün kılan bir projeye imza attı. Üniversiteden bir ekip kalp ile kök hücreler arasında iskele görevi görerek doku hasarını gideren ve yeni doku üreten bir biyo-çözülür jel üretmeyi başardı.
Jel ile yeni kalp dokuları ürettiler
Kökleri 1785’e kadar uzanan Queen Mary Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu proje sayesinde kalp hastalıklarının yükünü dünyanın üzerinden alabilecek önemli bir gelişmeyi hayata geçirdi. Britanya’da 20 bin öğrencisiyle tıp dünyasında güçlü bir itibara sahip olan üniversitenin araştırmacıları, kalp krizinin neden olduğu hasarı onarmaya yardımcı olabilecek yeni bir jel geliştirdi. Araştırmacılar, bu jeli kullanarak kalp kasının büyümesini desteklemeyi başardı. Bir diğer ifadeyle yeni kardiyovasküler tedavilerin önünü açabilecek biyolojik olarak parçalanabilen bir jel ile yeni kalp dokuları üretebildiler. Normal kalp kası büyümesini destekleyen jel ile başta kalp kası hücreleri olmak üzere yeniden programlanmış insan hücreleriyle hasarlı dokuları büyütebildiler. Sağlıklı fareler üzerinde denenen jel sayesinde hücreler yeterli olgunluğa ulaşarak kendiliğinden çalışmaya başladı. Böylece kardiyovasküler tedavilerin kapsamı da genişledi.
Kalp naklini tamamen ortadan kaldırabilir
Manchester'daki İngiliz Kardiyovasküler Derneği konferansında sunulan proje, tıp uzmanları tarafından umut verici olarak karşılandı. Uzmanlar, jelin hasarlı kalpler için gelecekteki rejeneratif tedavilerin önemli bir parçası olacağı noktasında birleşti. Proteinlerin yapı taşları olan peptit adı verilen amino asit zincirlerinden oluşan jelin, uzun vadede kalp nakillerini tamamen ortadan kaldırabileceği belirtildi.
Kalp krizi geçiren farelere enjekte edilecek
Projeyi finanse eden İngiliz Kalp Vakfı (BHF) tarafından yapılan açıklamada, çalışmada ilk etapta floresan etiketli jelin sağlıklı farelerin kalplerine enjekte edildiğini ve jelin 2 hafta boyunca kalpte kalabildiği belirtildi. Bu süreçte kalp ultrasonu ve EKG ölçümlerinin yöntemin güvenli olduğunu gösterdiği ifade edildi. Araştırmacılar, kalp hücrelerinin yeni kas dokusu geliştirip geliştiremeyeceğini, kalbin verimli pompalama yeteneğini geri kazanmaya yardımcı olup olmadığını görmek için kalp krizi geçirdikten hemen sonra jeli farelerde test etmeyi planlıyor. Sağlıklı fareler üzerinde denenen bu jelin kalp krizi geçiren fareler üzerinde de başarılı sonuçlar gösterebileceği öne sürülüyor.
Gelecekteki tedavilere yön verecek
Kap krizi sonrasında oluşabilecek hasarı önleme noktasında kök hücrelerle yapılan çok sayıda çalışma ne yazık ki başarılı olamadı. Doku üretmek için yaygın olarak kullanılan kök hücre, kalpte istenilen sonuçları veremedi. Kök hücrenin yeni hücre üretmedeki ustalığı, kalp söz konusu olduğunda amatör kalıyor. Ancak jel teknolojisi bu noktada devreye girerek kök hücrelerin tüm potansiyelini ortaya çıkarabildi. Manchester Üniversitesi'nden uzmanlar yeni jel teknolojisinin kalp naklini tamamen tarihe gömebilecek nitelikte önemli bir gelişme olduğunu açıkladı. Uzmanlar, jel teknolojisinin kalp krizlerinin neden olduğu hasarı onarmak için gelecekteki tedavilerin önemli bir bileşeni olabileceğini öne sürdü.
İnsan üzerinde de denenecek
Projenin başında bulunan Dr. Katharine King, kalbe aktarılan hücrelerin, kök hücrelerin büyümeye başlaması için kalbin içinde yeterince uzun süre tutunabildiğini belirti. Dr. Katharine King, “Hücrelerin kalbe tutunarak entegre olması oldukça umut verici” dedi. Bilim insanları henüz fareler üzerinde denenen çalışmada yürütülen deneylerin başarılı olması halinde jelin insanlarda güvenli ve etkili bir şekilde kullanılıp kullanılamayacağını değerlendirmek için daha ileri klinik çalışmalar yürütmesi gerektiğini belirtti. Bu çalışmaların birkaç yıl sürmesi bekleniyor.
Kök hücrelerin tüm yenileme potansiyelini açığa çıkardı
BHF Tıbbi Direktör Yardımcısı Profesör James Leiper, "Kalbin mekanik bir yapı olması ve hücrelerin tek başlarına enjekte edildiklerinde bir çapa bulmanın zorluğu atan kalbe yeni hücre eklemeyi güçleştiriyor. Jel teknolojisi, kök hücrelerin yenileme potansiyelini tümüyle kullanabileceğimiz heyecan verici bir potansiyel mekanizma" dedi.