7500 yıllık mirası gözü gibi koruyan, Osmanlı padişahlarının staj yaptığı, Ferhat'ın Şirin için dağları deldiği, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı, Yeşilırmak'ın nazlı nazlı süzüldüğü Türkiye'nin Venedik'i, gecesi gündüzünden güzel şehir Amasya.
Güzel ülkemizin en çok görmek, gezmek, keşfetmek istediğimiz şehirlerinden biriydi Amasya. Büyük bir heyecan ile döndürdük iki tekerimizi, dağlar arasında saklanan, doğal ve tarihi güzellikleri ile dillere destan Amasya'ya.
Amasya’yı Görmediyseniz, En Güzelini Görmediniz Demektir
Çok heyecanlıydık. Çünkü; güzel ülkemizde en çok görmek istediğimiz şehirlerden biri Amasya. Bolu üzerinden, bol manzaralı yolları bir bir aştık. Şehre girerken bir tabela çekti dikkatimizi. Tabelada şöyle yazıyordu;
Amasya’yı Görmediyseniz, En Güzelini Görmediniz Demektir
O kadar çok şehir gezdik ki, kendi aramızda "çok iddialı olmuş" diye konuştuk. Ama nerden bilelim, bu kadar efsanevi bir güzelliğe sahip olduğunu.
Gecesi Gündüzünden Güzel Şehir
Şehre hava kararmak üzereyken varmıştık. Ziyaretimizden haberdar olan Amasya Şehzadeler Motosiklet Kulübü başkanı değerli dostumuz Adem Özdemir'in yardımı ile Öğretmen Evi'ne yerleştik. Yeşilırmak kenarında, konaklayabileceğiniz en güzel yerlerden biri. Şehrin en bilinen yapılarından biri olan, tarihi saat kulesinin hemen yanında. Üzerimizdekilerden hemen kurtulup, gecesinin gündüzünden daha güzel olduğunu öğrendiğimiz Amasya'yı keşfetmek çıktık sokaklarına.
Hemen bize çok yardımcı olan Adem ile buluşup, o güzel sohbetine nail olduk. Sohbet esnasında, şehrin gezilecek yerleri hakkında tüyolar da aldık.
Hava iyice kararınca yandı şehrin ışıkları. Bir anda gözlerinize inanamayacağınız bambaşka bir şehir çıktı ortaya. Amasya Kalesi ve Kral mezarlarının olduğu manzaraya, Yeşilırmak kenarındaki tarihi Yalıboyu Evlerinin görkemli güzelliği eşlik etti. Hayran hayran yürüdük gece boyu. Bir süre sonra Yeşilırmak üzerine hazırlanmış platformlarda, keyifli müzikler eşliğinde ışık ve su gösterileri başladı. "Allah'ım, ne güzel bir gece"
Sabah karşımıza çıkacak güzelliklerin heyecanı ile bitirdik ilk gecemizi Amasya'da ...
Şehzadeler ve Krallar Şehri Amasya
Hititlilerden başlayarak Osmanlılara kadar, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Amasya, 8500 yıllık bir mirasa sahip. Şehrin ortasından nazlı nazlı süzülen Yeşilırmak'ın ikiye yakaya ayırdığı bu güzel şehir, Türkiye’de yapısı bozulmamış, ruhu olan ender şehirlerden bir tanesi bizce.
12. yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti’ne katılan Amasya, Çelebi Mehmet ile birlikte 15. yüzyılda Osmanlı topraklarına katılmış. Amasya, Mustafa’nın, Bayezid’in, Murad’ın ve birçok şehzadenin yaşadığı bir şehir ve şehrin her bir yanında onların izi bulunuyor. Ayrıca bildiğiniz gibi milli mücadele yıllarında, Atatürk ile Cumhuriyetin temellerinin atıldığı şehirlerimizden biri.
Amasya'da Gezilecek Yerler
Sabahın ilk ışıkları ile Amasya'da gezilecek yerleri bir bir görmek için çıktık sokaklarına. Şehir merkezinde görmeniz gereken yerlerin neredeyse hepsine yürüyerek ulaşabilirsiniz. Hazırsanız bu güzel şehri keşfetmeye başlayalım.
Yalıboyu Evleri
Yeşilırmak kenarına sıra sıra dizilmiş bu tarihi konaklar, Amasya'da aklınızda kalacak en güzel yerlerden biri. Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra geliştirdikleri bu güzel konakların hepsi bahçeli ve avlulu. Hepsi koruma altına alınmış. Gece özel bir ışıklandırma ile bambaşka bir manzara sunan Yalıboyu Evleri, şehrin en ünlü yerlerinden.
Bu evlerden en ünlüsü ise zamanında şehirde defterdarlık görevini yapan Hasan Talat Bey tarafından 1865 yılında yaptırılan, şimdilerde müze olarak ziyaret edebileceğiniz Hazeranlar Konağı.
Alçak Köprü
Yeşilırmak üzerine kurulu, şehrin iki yakasını bir araya getiren ve Roma döneminden günümüze kalan tek tarihi köprü olan Alçak Köprü, başta yüksek ayakları ile dikkat çekse de zamanla Yeşilırmak'ın yükselen yatağına gömülmüş. Böylelikle kemerlerin yalnızca üst kısmı görünmeye başlamış. Su debisinin yükselmesiyle birlikte köprünün su yüzeyine yaklaşması üzerine halk bu köprüyü 'Alçak Köprü' olarak isimlendirmiş.
Şehzadeler Müzesi
Alçak Köprü üzerinden geçer geçmez göreceğiniz Yalıboyu Evleri'nin en güzellerinden biri olan iki katlı ahşap konak, Şehzadeler Müzesi olarak hizmete açılmış.
Şehzade eğitimlerini Amasya'da alan Osmanlı sultanlarının anlatıldığı müzede, şehzadelerin resimlerinden hareketle yapılmış balmumu heykelleri sergileniyor.
Müzenin üst katında, şehzadelik dönemlerini Amasya’da geçirdikten sonra Sultan sıfatıyla Osmanlı tahtına oturmuş Yıldırım Bayezid Han, Çelebi Mehmet Han, II. Murat Han, Fatih Sultan Mehmet Han, II. Bayezid Han, Yavuz Sultan Selim Han ve III. Murat Han, alt katta ise şehzadelik dönemlerini Amasya’da geçirmiş ancak Osmanlı tahtına oturamamış şehzadeler olan Kanuni’nin oğulları Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezid, II. Murat Han’ın oğulları Şehzade Ahmet ve Şehzade Alaeddin ve II. Bayezid Han’ın oğlu Şehzade Ahmet'in heykelleri sergileniyor.
Hazeranlar Konağı
Yalıboyu Evleri'nin en ünlülerinden bir diğeri de Hazeranlar Konağı. 1865 yılında Hasan Talat Efendi tarafından yaptırılmış, Osmanlı döneminin en güzel sivil mimari eserlerinden biri. Antik dönem kale surları üzerindeki konağın restorasyonu 1984 yılında tamamlanmış ve müze eve dönüştürülmüş. Evin bodrum katında da bir sanat galerisi bulunuyor.
Kula ve Safranbolu konaklarına çok benzettiğimiz Yalıboyu konaklarından biri olan Hazeranlar Konağı, dönemin yaşantısından örneklerin olduğu kitabeli halılar, bindallılar, gümüş takılar ve altın renkli sırma işlemeler görülmeye değer. Müze ev olarak ziyarete açık olan konağa giriş ücretli.
Amasya Kalesi
Harşena Dağı üzerinde tüm heybeti ile Amasya'yı selamlayan kaleyi gezmek biraz yorucu olsa da size sunduğu muhteşem manzara tüm yorgunluğunuzu alacak cinsten. Persler, Romalılar, Pontus ve Bizanslıların hakimiyeti altında kalan kale, Türklerin 1075'te Amasya'yı fethetmesinin ardından ciddi bir onarımdan geçmiş ve günümüze kadar ulaşmış.
Kale içerisinde Osmanlı hamamı kalıntıları, sarnıçlar, su depoları, ayrıca kayalara oyulmuş Pontus Kral Mezarları en dikkat çekici kalıntılardan.
Pontus Kralları ve Kaya Mezarlar
Pontus Kralları'nın başkent ilan ettiği Amasya, kralların mezarlarına da ev sahipliği yapıyor. Amasya Kalesi eteklerindeki kalker kayalar oyularak yapılan kral mezarları Yeşilırmak vadisi boyunca yayılmış. 21 kral mezarın olduğu bilinen bölgede yalnızca birkaçı günümüze ulaşmış olsa da turistlerin çok ilgisini çekiyor. Özellikle şehir fotoğrafları arasında çok gördüğünüz üçlü kral mezarlarının birinin yanında, nehre kadar ulaşan bir tünelin başlangıcı olduğu iddiası buraya olan merakı da arttırmış. Mezarları görebilmek için oluşturulan merdivenler biraz yorucu ama görülmeye değer.
I. Mithridates tarafından MÖ 302 yılında kurulan Pontus’ta krallık yapmış 5 kralın mezarları günümüze kadar çok hasar görmüş olsa da şehre başka bir mistik hava veriyor.
Ferhat ile Şirin'in Dillere Destan Aşkı
Amasya'da mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Ferhat Su Kanalları. Antik Amasya Kenti’nin su ihtiyacını karşılamak üzere, kayalar oyulup tüneller açılarak, su terazisi sistemine uygun olarak yapılmış. Halk arasındaki yaygın efsaneye göre bu kanallar sevgilisi Şirin’e kavuşmak için dağları delen Ferhat tarafından yapılmış.
Ferhat, ünlü bir nakkaş. Kentin Sultanı Mehmene Banu’nun kız kardeşi Şirin için inşa ettirdiği köşkün süslemelerini yaparken, Şirin’i görüp âşık olur. Şirin de, Ferhat’ı sever. Çiftin evlilik arzusunu öğrenen Sultan, Ferhat’ı oyalamak adına, Elma Dağı’nı delip kente su getirmesi şartını koşar. Damat adayı dağı deler. Tam suyu getireceği zaman Sultan, Şirin’in dadısıyla Ferhat’a haber gönderir: “ Şirin öldü!” Ferhat, acıyla elindeki künkü havaya fırlatır. Künk Ferhat’ın başına düşüp onu öldürür. Haberi alan Şirin de, olay yerine koşar. Sevgilisinin ölüsüyle karşılaşınca kendisini kayalıklardan atar. İkisini birlikte yan yana kayalıklara gömerler.
Derler ki, her bahar kayalıklarda iki gül açar, tam kavuşmak üzereyken aralarında bir karaçalı çıkar. Güllerin kavuşmasını engeller...
Amasya Arkeoloji Müzesi
İlhanlılar dönemine ait 14. yy.’dan kalma mumyaları özel Amasya Arkeoloji Müzesi mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Sergilenen mumyalar arasında nazırlık ve emirlik yapmış kişilere ve yakınlarına ait mumyalar da bulunuyor. Bizi çok şaşırtan müzede Geç Neolitik, Erken Kalkolitik Çağ, Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler bulunuyor.
Amasya Minyatür Müzesi
1914 yılında çekilmiş bir Amasya fotoğrafından esinlenerek yapılmış tarihi kent maketi gördüklerimizin en iyilerinden biriydi. Sultan Beyazıt Külliyesinin içerisinde 80 m2'lik bir alana yaşayan bir şehir gibi yapılan maket içerisinde trenin gezdiği, gecesi gündüzü olan harika bir konsept ile yapılmış. Dağlarıyla, akan Yeşilırmağı ile treniyle, belli noktalarda hareket halindeki figürleri ile gündüzünü izlerken; 2300 yıldız simülasyonu ve şehir aydınlatmaları ile gecesini de yaşayacağınız bütün bir Amasya canlandırılmış.
Bir Doğa Harikası Borabay Gölü
Amasya'nın Taşova ilçesi sınırları içerisindeki doğa harika Borabay Gölü mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Küçük bir akarsuyun etraftan gelen yıkıntılarla tıkanması sonucu oluşmuş, doğal bir set gölü olan Borabay'da kamp yapmalısınız. Zümrüt yeşili rengi ve doğal manzaraları ile şahane.
Borabay Gölü ve çevresi Bakanlar Kurulu kararıyla turizm merkezi olarak ilan edilmiş. Ormanlık alan içerisinde konaklamalar için bungalov tipi evler, kafeterya, kamp ve piknik alanları ve doğa yürüyüş yolları keyfinize keyif katacak.
Amasya'da Görmeden Gitme
- Gök Medrese
- II.Beyazıt Camisi ve Külliyesi
- Saraydüzü Kışla Binası ve Milli Mücadele Müzesi
- Kapı Ağası Medresesi
- Amasya Taşhan
- Burmalı Minare Camisi
- Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi
- Küçük Ağa Külliyesi
- Yedi Kuğular Kuş Cenneti
- Halifet Gazi Kümbeti
Merzifon Kahvesi Viyana'da
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, II. Viyana Seferi’ne giderken, yanında o zamanlar tarihi Merzifon fırınlarında sık sık pişirilen susamlı simidi ve Türk kahvesini de götürmüş. Bozgun sonrası geri çekilmek zorunda kalan ordu, getirdikleri kahve çuvallarını da geride bırakmış. Düşman hattından önemli bir isim Polonya asıllı tüccar Kulczycki, kendisine ödül olarak verilen bu Türk usulü acı kahveleri sütle yumuşatarak pişirmiş, bir kahve dükkanı açıp, yeniçeri kıyafetleri ile satmaya başlamış. Bugün hala Viyana merkezindeki Kulczycki Caddesi’nde yeniçeri kıyafetiyle kahve ikram eden bir heykeli, cadde misafirlerini karşılıyor.
Merzifon Karası ve Mozart
Truva Savaşı’na desteğe giden ve Merzifon’un da içinde bulunduğu Paflagonyalılar, giderken yanlarında o zamanın bereketli bağlarıyla bilinen Merzifon üzümlerinden götürmüşler. Savaş sonrası İtalya kıyılarına göç eden Truva ve Paflagonya halkıyla merzifon karası üzümün de İtalya yolculuğu başlamış. Aradan yıllar yıllar sonra, Kuzey İtalya Trentino’da turneye çıkan Mozart’ın köklü bir aileye konuk olmuş. Kendisine Merzifon Karası üzümlerinden üretilmiş Marzemino isimli şarabı ikram edilmiş ve Mozart bu şarabı çok beğenmiş. Don Giovanni isimli operasında da bu şarabın adını geçirmiş.
Amasya'da Ne Yenir ?
- Amasya Elması (misket)
- Amasya Çöreği
- Merzifon Keşkeği
- Çatal Çorbası – Sakala Çarpan Çorbası
- Topalak Çorbası
- Haluçka
- Baklalı Yaprak Sarma
- Mercimek Gallesi
- Patlıcan Çullaması
- Pirpirim Kavurması (semizotu)
- Çökelek Sündürmesi
- Sacüstü – Haşhaşlı Cevizli Katmer – Amasya Yağlısı
Amasya, söylendiğinden anlatıldığından çok daha fazlası. Geçirdiğimiz süre boyunca bizi hep şaşırttı. Mutlaka gezmelisiniz diyebileceğimiz listemizde bizim için ilk beşe girer. Amasya için en az 2 gün ayırmalısınız. Bizi mahcup etmeyecektir. Biz artık bu güzel şehirden ayrılsak ta en kısa zamanda yeniden gideceğiz. Doymadık.
İki tekerimizi döndürdüğümüz yeni yerlerde, yeniden buluşmak üzere. Bizi Quick Routes instagram sayfamızdan da takip etmeyi unutmayın.
Quick Yurt İçi Seyahat Sigortası
Yurt İçi Seyahat Sigortası, Türkiye içinde ister tatil ister iş amaçlı tüm seyahatlerinizde beklenmedik durumlara karşı yanınızdadır.
Yurt içi seyahatlerinde beklenmeyen olaylar canını sıkmasın.
