Her gün arkadaşlarınızın çocuklarının birbirinden sevimli hallerini sosyal medyada paylaştığını görüyor ve çocuk sahibi olmaya özeniyor musunuz? O halde madalyonun bir de arka tarafı olduğunu hatırlatalım ve bu önemli kararı vermeden önce farkındalığınızı yükseltecek bazı mevzulara değinelim...
Akılda tutulması gereken nokta, ebeveyn olduktan sonra yaşanabilecek zorlukların kişiden kişiye değişeceğidir. Kişilerin karakterine, fiziksel dayanıklılığına, maddi durumuna ve dayanışabilecek akraba/arkadaşların sayısına göre herkesin deneyimi birbirinden farklı olacaktır.
1. Öncelikleriniz arasında çocuk yapmak kaçıncı sırada?
Bebek sahibi olmadan önce hayatta yapmak istediğiniz şeylerin önceliğinin bir listesini yapmanızı öneririz. Eğer listede çocukla birlikte yapmanızın mümkün olmadığı hayaller varsa, bir an önce gerçekleştirmeye bakın. Aksi halde çocuk bir kere hayatınıza girince yaşadığınız “neler kaçırıyorum duygusu” peşinizi kolay kolay bırakmayabilir. Ama unutmayın, sizi zorlayacak olsa da çocuk sahibiyken yapamayacağınız çok az şey var!
2. Neden çocuk sahibi olmak istiyorsunuz?
Hangi motivasyonla çocuk sahibi olmak istediğiniz konusunda net olmalısınız. Arkadaşlarınız çocuk sahibi olduğu için mi, anne-baba baskısından kurtulmak için mi, kötü giden ilişkinizi toparlaması için mi, yoksa koşulsuz sevebileceğiniz bir bireyi hayata kazandırmak için mi? Eğer ilk üç seçenekten biri sizin için geçerliyse, yeniden düşünün. Bir çocuğun bakımını üstlenmek, onu eğitmek, hayata hazırlamak oldukça zordur ve ancak içsel bir motivasyonunuz varsa üstesinden gelebilirsiniz.
3. Bütçeniz el verecek mi?
Ne kadar tasarruflu olursanız olun, ister yeğenlerin eskilerinden faydalanın ister ikinci el tercih edin, çocuk demek masraf demek. Bez parasından kreşe, mamasından çocuk doktoruna her şekilde ekstra bir bütçeye ihtiyacınız olacak. Eşlerden birinin bir süre çocuk bakımından sorumlu olacağı düşünülürse, tek maaşla geçinmek gerekebilir. Hem sizin hem çocuğunuzun ihtiyaçlarına yetecek bir bütçeniz var mı, hesap etmekte fayda var. Zira istatistiklere göre bir çocuğun doğumundan üniversiteye kadar maliyeti, dar gelirli bir aileye göre 80 bin TL. Bu rakam, üst gelir seviyesindeki bir aile için 1 milyon TL’yi bulabiliyor.
4. Rahatınızdan feragata hazır mısınız?
Çocuk sahibi olunca, özellikle ilk yıllarda, kendinize ve eşinize ayıracağınız zaman çok kısıtlı olur. Her saniye bakıma muhtaç bir çocuğun bakımı, büyük sorumluluk ve fedakarlıklar gerektirir. Bazen günlerce duş alamaz, bazen de gece saat başı uyanmak zorunda kalırsınız. Bu fedakarlığa hazır mısınız?
Bir bebek dünyaya getirmek hem fiziksel hem de ruhsal olarak güçlü olmayı gerektiriyor. Fakat gözünüzü çok fazla korkuttuysak iyi haber: Tüm bunlar bir kaç yıl içinde gittikçe hafifliyor. Ama minimum üç yıllık bir esarete hazır olun!
5. Asosyalliğe hazır mısınız?
Çocuk bakımı yorucu olduğu kadar yalnızlaştırıcı da. Çocuksuz arkadaşlarınızın bir süre sizi unutacağı gerçeğine kendinizi hazırlasanız iyi edersiniz. Sosyal hayatınızın yetişkin partilerinden çocuk doğum günlerine evrileceğini, çocuğun uyku saatinde kül kedisi gibi eve koşacağınız günlerin yakın olduğunu bilmenizde fayda var. Bir de yeni edineceğiniz “çocuklu arkadaşlar”la hiç geçirmediğiniz kadar vakit geçireceksiniz, el mahkum. Hayatın akışını bu denli kökten değiştirecek çok az şey vardır.
6. Genetik bir rahatsızlığınız var mı?
Bir çocuk dünyaya getirmeden önce genetik bir rahatsızlık taşıyor musunuz, bilmenizde fayda var. Bu hem çocuğunuza hem de eşinize olan sorumluluğunuzdur. Örneğin bazı kişiler, kistik fibroz adında kalıtsal geçişli ölümcül bir hastalığın taşıyıcısı olabilir. Bunun gibi riskleri gebelik öncesinde araştırmak içinizi rahatlatacaktır. Hayata gözlerini açan çocukların çok büyük bir kısmının sağlıklı olduğunu düşünürsek de kötümser bulutları aralamış olalım.
7. Çocuğu kime emanet edeceksiniz?
“Bir çocuğa bir köy bakar” lafını duymadıysanız, bunun ne demek olduğunu açıklamamıza izin verin. Çocuk bakımını tümüyle siz üstlenmiş olsanız dahi mutlaka dışarıda yapılacak işler ya da kahvenizi soğutmadan içmek için bir 15 dakikaya ihtiyacınız olacak. Etrafta geniş aileden anneanneler, dedeler, halalar, teyzeler varsa şanslısınız. Yoksa komşularla kaynaşmanızı öneririz. Unutmayın, muhtaç olduğunuz destek, o vefalı komşulardan gelecek. O da olmadı, kreşler bugünler için var.
8. Eşiniz anne/baba olmaya uygun mu?
Her şey gibi annelik -babalık rolleri de değişiyor. Eskiden babaların çocuk bakımıyla ilgili sorumluluk almaları, annelerin de çalışma hayatına katılmaları beklenmezken, şimdilerde durum böyle değil. Babaların da en az anneler kadar çocuğun bakımından sorumlu olabileceği fikri yaygınlaşıyor. Anneler ise bir süre sonra çalışmayı ya da işe geri dönmeyi arzu ediyor. Peki eşler rollerine hazır mı? Eşinizi bir anne ya da baba olarak hayal ettiğinizde, nasıl bir ebeveyn gözünüzde canlanıyor? Ev işleri dahil olmak üzere adil bir iş bölümü, çocuk büyütürken işinizi her yönüyle çok rahatlatacak.
Kabul, çocuk sahibi olmanın zorlukları var. Klişe ama insan yetiştirmenin de hiçbir şeyden alınamayacak eşsiz bir keyfi var. Her saniyesinin keyfini çıkarın!