Dünya çapında pek çok bilişim devi kadın çalışanları kendilerine başvurmaya ve staj programlarına davet ediyor. Ancak yapılan araştırmaya göre bu sektörde erkek çalışanların oranının fazla olduğunu görebiliyoruz. Peki acaba neden bilişim sektörü deyince akla ilk olarak erkek egemen bir ekosistem geliyor? Bu sorunun cevabı için bilişim sektörünün farklı alanlarında çalışan üç kadın ve bir erkek bilişim profesyoneli ile söyleştik.
Bazı sektörler dışarıdan çok daha “maskülen” görünse de değişen dünya düzeniyle birlikte iş hayatındaki cinsiyet ayrımcılığı da terk ediliyor. İşte bu “erkek egemen” sektörlerin başında da hepimizin bildiği üzere IT (Information Technologies) yani bilişim teknolojileri geliyor. Öyle ki 452 Research tarafından güvenlik yöneticileriyle yapılan bir ankete göre, şirketlerin sadece yüzde 37'si bilişim departmanlarındaki siber güvenlik bölümlerine daha fazla kadın eleman alma yolunu seçiyor.
Kadınların inovatif zihin yapısı göz ardı ediliyor
Gelişim psikologları, kadınların kompleks ve çok bilinmeyenli problemlere olan yaklaşım biçiminin oldukça yaratıcı ve çözüm odaklı olduğunu belirtiyor. Peki kadın zihni bu kadar yaratıcılığa açık ve problem çözme odaklıyken neden bilişim sektörü deyince akla halen ilk olarak erkek çalışanlar geliyor? Bu sorunun cevabını uzun yıllardır bilişim sektörünün önde gelen şirketleri adına yetenek avcılığı yapan Berna Aksoy veriyor:
“Bilişim sektörüne çalışan bir insan kaynakları uzmanı olarak, teknoloji sektörünün kadınlar için en iyi ve doğru sektör olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadınlar düşünce yapıları gereği somut içeriklerle ve çıktılarla çalışıyorlar. Başarı çıktıları çok net olduğu için aslında daha az önyargıya ve cinsiyetçiliğe maruz kalıyorlar. Dolayısıyla bence bilişim profesyoneli kadınların erkek gibi davranıp düşünmesine asla gerek yok. Bilakis daha dişi düşünmek, daha dişi konuşmak ve hatta daha dişi görünmek kadın profesyonelleri bilişim dünyasında çok daha iyi yerlere taşıyabilir. Kısacası kadınlar sektöre zor giriyorlar ancak girdikten sonra da inanılmaz başarılı oluyorlar. Şu an bu “kadınların bilişim sektörüne girişi” sorununu tartıştığımız için, sektörde neden C seviyesinde kadın yönetici yok sorusuna da doğal olarak henüz kafa yoramıyoruz ki zaten bu sorun lokal değil global ölçekte kafa yorulması gereken bir sorun. Umuyoruz ki önümüzdeki dönemde 'Bilişim sektöründe neden kadın yönetici sayısı az?' sorusunun yanıtlarını aramaya başlayabiliriz”
Aile ve toplumsal öncelikler kadınları geri plana itiyor
Aslına bakarsanız sadece ülkemizde değil dünyanın birçok bölgesinde hala “kadın işi” “erkek işi” gibi yaftalamalar yapılıyor. Örneğin dünya genelinde bilgisayar mühendisliği bölümlerinde okuyan öğrencilerin sadece %13’ü kadınken bu oran hukuk, eğitim bilimleri veya beslenme & diyetetik gibi bölümlerde %60’ların üstüne kadar çıkabiliyor. Bu durumun arkasında ise aslında gözle görünmeyen toplumsal etkenler yer alıyor. Berna Aksoy’a göre aslında sektörün kadın çalışanlara karşı herhangi bir ön yargısı yok:
“Öncelikle kadınların bu alandaki ilgisi erkeklere göre çok geç yaşlarda gelişiyor. Ancak kadınlar, teknoloji alanına ilgi duymaya başladıktan sonra sektöre çok hızlı giriş yapabiliyorlar çünkü adaptasyon becerileri çok iyi. Ayrıca olayı şirketlerin penceresinden değerlendirdiğimde, bence birçok ekip kadınlarla çalışmayı özellikle istiyor. Ancak ne yazık ki kadınlar söz konusu olduğunda söz konusu pozisyonlara başvuran kişi sayısı erkeklere göre oldukça az oluyor. Yani aslında sorunun sektörde değil de sektörün imajı ve söylemlerinde olduğunu söyleyebilirim”
Delphi Technologies’de kalite mühendisi olarak görev yapan Doğa Serdaroğlu Yıldırım ise kadınların bilişim sektöründeki rolünü bambaşka bir perspektiften ele alıyor:
“Bilişim sektörünün erkek egemen olmasının en büyük sebebi kadınların üniversitede bazı mühendislik bölümlerini hala az tercih etmeleri ve “kadına daha uygun” diye adlandırılan öğretmenlik ya da kimya - gıda gibi mühendislik bölümlerine yönelmeleri. Hal böyle olunca bilgi teknolojileri, yazılım ve ar-ge kanadında görev yapan ve sayıları zaten az olan kadınlar da evlenip çocuk sahibi oldukça işin rengi tamamen değişiyor. Çünkü bu durumda kadın IT profesyonelleri önceliği genelde ailelerine veriyorlar ve bu durum ister istemez bilişim sektöründe çalışan ve aile kurmayı seçmiş kadınları, erkeklerin gerisine düşürüyor. Çünkü eğer bilişim sektöründe çalışıyorsanız, işten uzak kaldığınız 2 yılda bile birçok yeni teknoloji gelişebilir ya da siz yeni çıkan yazılım dillerini kaçırarak çağ dışı kalabilirsiniz.
Ancak bu döngüyü kırmak için birçok adım atılabilir. Mesela çalışma şartları iyileştirilebilir, esnek çalışma saati uygulamasına geçilebilir ve en önemlisi aile yaşamında kadın – erkek eşitliği teşvik edilebilir.”
10 yıldır bilişim sektöründe yazılım uzmanı olarak görev yapan Özlem Karul ise bilişim sektöründe var olan erkek egemenliğini X ve Y jenerasyonlarının bilgisayarla tanışma deneyimlerine bağlıyor:
“IT'nin erkek işi gibi algılandığına katılıyorum. Bunun sebeplerinden birinin erkeklerin bilgisayar ile çok daha erken tanışıyor olması olduğunu düşünüyorum. Şu an çocuklar telefon ve tablet ile doğmuş olsa da benim jenerasyonumda bilgisayar sahibi olma yaşı bu kadar erken değildi. Ve bilgisayarların evlere girişi oyun amaçlıydı (genellikle erkek çocuk oyunları). IT sektörü de çok eski bir sektör olmadığı için bu durum sektörün erkek egemen olmasına neden olduğunu düşünüyorum. Birçok meslek grubunda olduğu gibi IT sektöründe de kadın erkek dengesinin kadınlar açısından pozitif yönde değişeceğine inanıyorum.”
Erkek bilişim profesyonellerine göre kadınlar bilişim dünyasını “asosyal” buluyor
Ali SadeghipourKorabaslo ise mevcut durumu erkek gözüyle ele alıyor:
“5 yıldır full stack developer olarak çalışmama rağmen sektördeki kadın nüfusunda herhangi bir artış gözlemlemedim. Ancak bunun Türkiye’ye özel bir şey olduğunu düşünmüyorum çünkü bu orantısız dağılım dünya genelinde de çok farklı değil”
Ali SadeghipourKorabaslo’nun bilişimde kadın profesyonel azlığı hakkında yaptığı şu tespit ise oldukça çarpıcı:
“Bence kadınlar bilişim sektörüne çok fazla ilgi göstermiyor çünkü bu işte sürekli bilgisayar gibi cansız bir varlıkla uğraşmak ve genelde çok sessiz ve hatta asosyal bir ortamda çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Bence tüm bunlar da kadınların sosyal ihtiyaçlarını karşılayamıyor.”