Motosikletle yola çıktığımızda bazen işler ters gidebilir. Hava şartlarının aniden değişmesi ve sürüş koşullarını değiştirmesi bunlardan biri. Peki böyle bir durumla karşılaştığınızda güvenliğinizi nasıl sağlayacağınızı biliyor musunuz?
Yağmurla baş etmek
Her motosiklet sürücüsü hayatında en az bir kere yağmura hazırlıksız yakalanmıştır. Tabii uyulacak kurallarla yakalanılan zorlu şartların üstesinden gelmek mümkün:
- Su birikintileri: Yollarda oluşan küçük su birikintileri, diplerinde ayak büyüklüğünde çukurlar ve benzeri tehlikeler barındırıyor olabilir. Eğer bunların üzerinden geçmeye mecbursanız gazı sabit, motoru dik tutup frenlere dokunmadan geçmeye çalışın.
- Parlayan yollar: Kuru günlerde bile kaygan gibi gözüken yollar, yağmurlu günlerde çok tehlikeli bir şekilde kayganlaşır. Bu sebeple yol çizgileri, kanalizasyon kapakları, metal plakalar ve asfalttaki yılan şeklindeki zift izlerinden uzak durmak gerekiyor. Eğer bunlardan biri ile karşılaşır ve üzerinden geçmek zorunda kalırsanız sert frenleme, ani hızlanma veya ani yönlendirmeler yapmadan üzerinden sakince geçerek yola devam edebilirsiniz.
- Sıralı hamleler: Hızlanma, vites değiştirme veya dönüşlerde fren kullanma (her ne kadar önerilmese de) gibi birçok teknik normal şartlarda aynı anda uygulanabilir. Yağmurda bu hareketleri tek tek ve sıralı yapmaya özen göstermek gerekiyor. Örneğin, viraja gelmeden önce yavaşlama hamlesinin tamamlanmış olması önemli.
- Rahat kalmak: Gidonu ölümcül bir şekilde kavrayıp sıkmak üç kötü şeye sebep olur: daha çabuk yorulmak, en ufak hareketin etkisini büyütmek, süspansiyonların olması gerektiği gibi çalışmasını engellemek. Bu sebeple duramayacağınız bir yerde iseniz rahat kalıp sakince motosikleti kullanmakta fayda var.
- Zaman ve mesafe dengesi: Yağmurda fren mesafeleri daha uzundur ve tutuşa ihtiyaç olduğunda kuru yollarda olduğu kadar tutuşa güvenmemek gerekiyor. Bu yuzden hız düşürüp öndeki araçla daha fazla mesafe bırakmak önemli.
- Turuncu vizör: Aslında sarı ve turuncu renkteki vizörler görüşün düşük olduğu ortamlarda kontrastı artırarak daha iyi bir görüş sağlar. Bir pinlock (kasklarda buğu önleyici sistem) veya buğu önleyici cam da artı bir avantaj katıyor. Hatta bazı sürücüler su kaydırıcı spreyler uygularlar ki yağmur damlaları hızlıca vizörden aşağı kayıp gitsin. Eğer sürekli şiddeti düşük yağmurların yaşandığı bir yerde yaşıyorsanız böyle gelişmiş ürünlerin sürücüye çok yardımı dokuyor.
Şiddetli rüzgarda motor disiplini
Yaz kış fark etmeksizin deli rüzgarlarla baş etmek durumunda kalınabiliyor. Bu sebeple aslında yola çıkmadan önce hava durumunu kontrol etmek emniyet için gerekli adımlardan bir tanesi. Peki ya aniden çıkan sert bir fırtına olursa… Burada da teknikleri iyi bilmek ve donanımlı olmak ön plana çıkıyor. Rüzgarda güvenli sürüşün inceliklerini kesinlikle bilmek lazım. Özellikle otobanda dev tırların yarattıkları rüzgar kıskacıyla bile zor durumda kalma olasılığı çok yüksek. İstanbul’da Boğaz köprüleri mesela. Her zaman olmasa da bazı zamanlarda motorları zorlayabiliyor. Peki neler yapılabilir?
Öncelikle, şiddetli rüzgarda motorunuzla seyrederken rüzgarın geldiği yöndeki dizinizi biraz yana doğru açıp, kaslarınızı gevşek tutarak rüzgarla bir kanat gibi sallanmasına / dalgalanmasına izin verirseniz motorunuzun oldukça düz bir çizgide daha rahat gidebilirsiniz. Yani tüm kaslarınızı sıkı sıkıya kasıp, elciklere yapışmaktan çok daha güvenli bir hareket. Böylelikle rüzgarın yönüne doğru hafifçe açtığınız diziniz tıpkı rüzgarda yol alan bir yelkenlinin yelkeni gibi işlev görüyor. Yani diyelim ki rüzgar soldan esiyor ve sol dizinizi anlatıldığı şekilde yana doğru açtınız, rüzgar motoru sağa doğru ittikçe dizinizin yarattığı yelken etkisiyle, bu itiş gücü birbirini dengeleyerek mümkün olduğunca düz bir çizgide gitmenize yardımcı olabiliyor. Bu teorik bilgileri en iyi şekilde uygulayabilmenin yolu, zorlu sürüş koşulları daha oluşmadan motorunuzu tanıyor olmaktan geçiyor. Örneğin bu teknik, vitesli motorlar için işlese de maxi-scooterlarda başka faktörleri de göz önünde bulundurmak gerekebiliyor.
Bir diğer öneriyse rüzgarın sizi şeritte kenara doğru ittiği durumlar için geçerli. Rüzgar çok şiddetle sizi şeridin kenarına/diğer yanına/diğer araçlara doğru itiyorsa o zaman şeridin rüzgarın geldiği yöne en yakın kısmında yol almanın faydası olabiliyor. Böylece örneğin rüzgar sağdan geliyorsa, şeridin en sağına yakın durup rüzgar sizi şeridin öbür tarafına itse bile şeritten çıkmadan en sola savrulacak kadar yer kazanmış oluyorsunuz.
Rüzgara göre güvenli sürüş teknikleri
Kafadan veya kuyruktan esen düzenli rüzgarlarda sürüş çok daha kolay. Ağırlığı öne verip, hızı koruyup, hatta belki biraz arttırarak yüksek devirde kullanmak gerekiyor. Çünkü özellikle ön tekerin yere temas yüzeyi motorun dengesinde çok önemli.
Yanlardan, dalga dalga çarpan ve sürücünün üzerine doğru ani gelen düzensiz rüzgarlar ile baş etmek zor. Örneğin; köprüler, dağ tepeleri, ovalar, vadiler, viyadükler, deniz kenarı daha sıkıntılı bölgeler. Böyle bir durumda; her şeyden önce panik yapmamak ve hız kesmemek birinci kural. 80-90 km en ideal hız aralığı. Çünkü bir destek mevcut, o da ''jiroskopik kuvvet / gyroscopic force.'' Kısaca açıklaması ise şöyle yapılabilir:
- Hız arttıkça, atıl kütle etkisi / dengeleme artar.
- Hız arttıkça, lastiğin yerle temas alanı artar.
- Hız arttıkça, denge çarkının dengeleme etkisi artar.
Bu ipuçlarıyla sağlıklı bir sürüş gerçekleştirebilir, motosikletinizi yeniden güneşli günlere sürebilirsiniz.