Ermeni asıllı milli boksor Garbis Zakaryan, geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrıldı. Tüm hayatı mücadeleler ve büyük başarılarla geçen Zarkaryan ayrıca Türkiye’nin ilk profesyonel boksörüydü.
22 yıllık boks kariyerinde nice başarılar, ilkler ve şampiyonluklar görmüş milli sporcu Garbis Zakaryan, 90 yaşında hayata veda etti. Bitlis’te doğan, hayatını boksa adayan Zakaryan, bu spora 14 yaşında başladı. Boksu Beyoğlu Spor Kulübü’nde öğrendi. 24 yaşında Türkiye'nin ilk profesyonel boksörü oldu. Zakaryan tüm boks hayatı boyunca tek bir antrenörle çalıştı. Kalust Çarkçı, o dönemin en iyi ve tecrübeli boks antrenörlerinden biriydi.
Kariyeri boyunca 200 amatör, 50 profesyonel boks karşılaşmasına çıktı. Bu maçlarda 34 galibiyet, sekiz mağlubiyet ve dokuz beraberlik aldı. Bu karşılaşmalarının sadece ikisini nakavt ile kaybetti. Ancak bu nakavtların ikisinin de rövanşında galip geldi. Galatasaray formasıyla İstanbul ve Türkiye şampiyonluklarının yanı sıra Orta Doğu Boks Şampiyonluğu da yaşayan Zakaryan, bu başarılarının ardından “Demir Yumruk” lakabını aldı. Garbis Zakaryan, Lübnan, Mısır, Fransa, Almanya, Arjantin, Brezilya’da olmak üzere Türkiye’yi dünyanın dört kıtasında yaptığı müsabakalarla temsil etti.
Kaçan olimpiyat şampiyonluğu
1950 ve 60’lı yılların en ses getiren ve sevilen sporcularından biri olan Garbis Zarkaryan’ın maçlarının biletleri günler öncesinden tükenir, maç sırasında salonda bir kişilik bile yer kalmazdı. Efsane boksörün en bilinen özelliklerinden biri de yabancı ülkelerde çıktığı maçlara Türkiye bayrağına sarınarak çıkmasıydı.
Zamanın Boks Federasyonu Başkanı Burhan Felek’le yaşanan bir anlaşmazlık sonucu son anda boks kafilesi 1948 Olimpiyatları’na gitmekten vazgeçti. Bu durum yaşanmasaydı Zakaryan belki de tarihteki ilk olimpiyat şampiyonu boksörümüz olacaktı.
22 yıllık kariyerinin ardından 1966 yılında dövüşmeye son verdi ve antrenörlüğe başladı. Antrenörlüğü boyunca birçok boksörün yetişmesine ve gelişimine katkı sağladı. Efsane boksör Cemal Kamacı’nın yetişmesinde büyük rol üstlendi.
Milli takım arkadaşının cenazesine gidip üzerinde Türkiye bayrağı örtülü tabutu gördüğünde, “Adım Garbis Zakaryan, ben de milli sporcuyum, öldüğümde tabutuma Türk bayrağını örterler mi?” diye sorması onun bu topraklara olan bağlılığı ve sevgisini anlatan en iyi söz olsa gerek.
Garo Nerdesin?
Başarılarla dolu hayatı, 2017 yılında Emina Temel’in kaleme aldığı Garo Nerdesin? adlı kitapla ölümsüzleşti. Ünlü boksörün anılarını anlatan kitapta; boks kariyerindeki özel detaylar, sevinçler, hüzünler ve eve katkı için sabahın köründe sokaklarda bağırarak gazete satan, aynı zamanda çorapçıda çalışan bir çocuğun dört kıtada başarılarıyla bir efsane hâline nasıl geldiği ve ilköğrenimini bile tamamlayamamış Garbis’le beş dil bilen, eğitimli İtalyan kızı Ersilya arasındaki büyük aşk anlatılıyor.
Kitabın yazarı Emina Temel, Zakaryan’ın bir muhabire söylediği “Ölürsem beni Türk bayrağı sarılı tabuta koyup omuzlarda taşırlar mı?” sözünden çok etkilenerek kitabı yazmaya karar verdiğini söylüyor. Emina Temel, kitabında efsane boksörün şu sözlerine yer vermiş: “Eski ring arkadaşım, uluslararası boks hakemi Vedat Karakurum’un cenazesindeydim. Tabutu Türk bayrağına sarılıydı. Çok duygulandım. İçimden ‘Ben de milli boksörüm onun gibi’ dedim. ‘Ülkeme çok büyük başarılar kazandırdım ancak benim adım Garbis, öldüğümde beni de bayraklarla gömerler mi’ diye geçirdim içimden, arkadaşımın ardından gözyaşı dökerken…”
Kitapta 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili de bölümlere yer verilmiş. Ermeni asıllı milli boksörün o dönemde yaşadıkları da kitaba aksettirilmiş. “Bağırıp çağıran öfkeli bir güruh yürüyüşe geçmiş. Kulağına ulaşan sözler, içinde bir endişe başlatıyor. Daha da hızlanıyor, bir an önce eve varmak istiyor Garbis. Feriköy’e yöneliyor. Bozkurt Caddesi’ndeki evi caddenin girişinde, sahibi Rum olan ünlü bir meyhane var. Çılgınlaşmış insanlar, o dükkânın camını çerçevesini indiriyor, kırıyor, söküyor, yağmalıyor, bir yandan da vahşice bağırıyorlar. ‘Gâvurlara’ öfke kusuyor, küfrediyorlar. Yine de o çirkin sözleri üzerine almıyor Garbis. Bu ülkenin gururu olduğunu biliyor. Yıllardır ringlerde ay yıldızlı formayı göğsünü gere gere taşımış, seyredenleri onurlandırmış, alkışlanmış. Profesyonel boksör olduğunda, yabancı ülkelerde zorunlu olmadığı ve yabancı bir ülke lisansıyla dövüştüğü halde, ringe Türk bayrağına sarınıp çıkmış. Kendinden emin, ‘Bu toprakların insanıyım’ diyor içinden, yabancılığı, gâvurluğu üzerine hiç ama hiç almıyor…”
Cenazesi Türkiye ve Galatasaray bayrağına sarıldı
Türkiye'nin ilk profesyonel milli boksörü, 90 yaşında hayatını kaybeden Garbis Zakaryan, 29 Ocak 2020’de son yolculuğuna uğurlandı. "Demir Yumruk" lakaplı Zakaryan için Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi'nde cenaze töreni düzenlendi.
Törene Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç ile Garbis Zakaryan'ın ailesi ve yakınları katıldı.
Bakan Kasapoğlu, Garbis Zakaryan'ın her açıdan topluma örnek biri olduğunu belirtti “Çok önemli bir abimizi ve değerimizi ebediyete yolcu ediyoruz. Garbis Zakaryan, hem örnek kişiliği hem de sporcu özellikleriyle her açıdan toplumumuza ve sporcularımıza örnek bir şahsiyetti. Onu kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Yıllarca onun başarılarıyla, ay-yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmasıyla gurur ve onur duyduk. Örnek kişiliğini, vefasını, çalışkanlığını ve ahlakını gençlerimize daha güçlü bir şekilde hakim kılarak onu yaşatacağız. Onun aziz hatırasına sahip çıkacağız. Değerli ailesinin, Ermeni cemaatinin, spor camiasının ve milletimizin başı sağ olsun.”
Garbis Zakaryan'ın oğlu Kaspar Zakaryan ise babasının yaşamı boyunca sevginin birleştirici gücünü herkese gösterdiğini anlatarak "Ben ondan boks öğrenmedim ama insanlığı öğrendim. Dik durmayı ve kimseden bir şey istememeyi öğrendik. İnsan olmayı öğrendik. Adam gibi adamdı" sözleriyle babasını anlattı. Zakaryan'ın naaşı cenaze töreninin ardından Şişli Ermeni Mezarlığı'nda toprağa verildi.