Rekor düzeye ulaşan enflasyon nedeniyle kiralar giderek yükseliyor ve büyükşehirlerde yaşamak neredeyse imkansız hale geldi. Hayat pahalılığı nedeniyle tersine göç başladı. Bu durum istihdamı da etkiliyor.
Türkiye’de enflasyon son aylarda hızlı bir artışla ağustos ayında yüzde 80,21’e ulaştı. Bu rakam son 24 yılın rekoru demek. Yüksek enflasyonun etkileri hemen her alanda hissediliyor. Büyük şehirler ve turizm bölgelerinde ise talep fazlalığına bağlı olarak çok daha sert fiyat artışları görülüyor. Bu da söz konusu bölgelerde hayatın her alanında özellikle de kira tutarlarında bir anda yüksek artış getirdi.
Gayrimenkul sektörü analiz hizmeti şirketi Endeksa'nın verilerine göre haziran ayı itibarıyla ortalama kiralar son bir yılda Muğla’da yüzde 73 artarak 14 bin 937 TL’ye, Antalya’da yüzde 310 artarak 10 bin 397 TL’ye ve İstanbul’da yüzde 168 artarak 8 bin 107 TL’ye çıktı.
Mahrumiyet bölgeleri
Yüksek kira artışları, büyükşehirleri ve son dönemde kıyı şehirlerini memurlar, düşük gelirliler için adeta mahrumiyet bölgeleri haline getirdi. Bu durum tersine göçü hızlandırırken aynı zamanda çalışmak için büyükşehirlere gelmek isteyenlerin de önünü kesiyor. Söz konusu gelişmelerin Türkiye genelinde en yüksek kira bedeline sahip olan Muğla, Antalya ve İstanbul gibi kentlerden, doğu illerine kira artışı kaynaklı göçe yol açtığı belirtiliyor.
Dijital istihdam platformu “eleman.net” de son dönemde “Tersine Göç” üzerine yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Ankete katılanlara, “Çalışmak için büyükşehirden Anadolu’ya taşınmayı düşünüyor musunuz?” ve “Taşınmanızda/şehir değiştirmenizde en büyük etken hangisidir?” şeklinde iki temel soru yöneltildi. 12 bin kullanıcının katıldığı anketten, iş arayanların oldukça büyük bir çoğunluğunun büyükşehirlerden taşınmak istemediği sonucu çıktı. Ankete katılan kullanıcıların yüzde 54’ü büyükşehirden Anadolu’ya taşınmayı düşünmediğini söylerken, yüzde 35’i taşınmayı düşündüğünü, yüzde 11’i ise zaten taşındığını belirtti.
Şehir değiştirmede en büyük neden kira artışı
Ankete katılan 12 bin kullanıcıdan şehir değiştiren ve değiştirmeyi düşünenlerin yüzde 37’si iş bulamamasını, yüzde 34’ü kiraların çok fazla yükselmesini gerekçe olarak gösteriyor. Katılımcıların yüzde 26’sı ise maaşların düşük kalmasını ve yüzde 3’ü de gıda fiyatlarındaki artışı sebep olarak sunuyor.
Artan göç, perakende sektöründen tekstil sektörüne kadar emek yoğun birçok sektörde işçi bulma sorunlarının artmasına yol açıyor. Bu bölgelerde faaliyet gösteren birçok şirket ise bu olumsuz durum için formül üretmeye çalışıyor. Sağlık sektöründe faaliyet gösteren bazı şirketler lojman inşası konusunda çalışıyor. Birçok sektör temsilcisi, istihdam kaybı ve tersine göçün yaşandığı bu kentlere yeniden cazibe kazandırmak için buralara lojman yapımı, kira desteği, kooperatif modeliyle kiralık ev yapımı veya yetişkinlerin kalabileceği yurtların yapılması önerisinde bulunuyor.
Satın alma gücündeki erozyon ve yüksek kiralar nedeniyle büyük kentlerden ve sahil beldelerinden tayinlerini isteyen kamu personeli ve doktor sayısındaki artış da haberlere konu oluyor kuşkusuz. Meslek örgütleri de konuyla yakından ilgileniyor. Medyaya yansıyan açıklamalarda, reel anlamda kamu çalışanlarının ücretlerindeki değer kaybının büyük kentlerde yaşamayı daha da zorlaştırdığı vurgulanıyor. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer gözde sahil kentlerinde çalışan bir memurun maaşının en iyi ihtimalle yüzde 70’ini kiraya vermek zorunda olduğu belirtiliyor.
Konuta ilişkin yaşanan krizlerin temelinde, konutun temel barınma ihtiyacını karşılamaktan ziyade, yatırım aracına dönüştürülmesi etkili oluyor. Bir taşınmaz satın alınırken kullanım değerinin yanı sıra değer artışı ve yüksek kira beklentileri yatıyor. Bu bakış açısı, konutu, ticari bir meta haline getirip satış değerini serbest piyasanın kontrolsüz dinamiklerinin eline bırakıyor.
Konut satışlarında son durum ne?
TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde ağustos ayında 123 bin 491 konut satıldı. Satışlar, ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,7 azaldı. Konut satışlarında İstanbul yüzde 15 pay ve 18 bin 485 adetle ilk sırada. Satış sayılarına göre İstanbul'u 9 bin 736 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 6 bin 395 konut satışı ve yüzde 5,2 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller de sırasıyla 41 konut ile Hakkari, 63 konut ile Ardahan ve 101 konut ile Bayburt oldu.
Öte yandan yabancılara yapılan konut satışları da ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,1 azalarak 5 bin 273 adet olarak gerçekleşti. Ağustos ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı ise yüzde 4,3. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 814 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya'yı sırasıyla bin 750 konut satışı ile İstanbul ve 317 konut satışı ile Mersin izliyor. Ağustos ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye'den bin 238 konut satın alırken İran vatandaşları 633, Irak vatandaşları ise 417 konut aldı.
Uzmanlara göre artışın nedeni yabancılar değil
Yabancılara konut satışının da konut fiyatlarında ve kiralarında yaşanan artışa etkisi olduğu söylense de uzmanlar bunu kabul etmiyor. Türkiye’de artan konut fiyatlarında sınırlı sayıda konut satın alan yabancıların ülke genelinde ev fiyatlarını yukarıya doğu çektiği ve konut stoklarını azalttığı değerlendirmesini reddediyor. Uzmanlar, yabancılar tarafından ilgi gören İstanbul, Antalya gibi illerin bazı ilçeleri haricinde ev fiyatlarında yaşanan yükselişin temelinde inşaat maliyetlerindeki artış olduğunu belirtiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı inşaat maliyet endeksine bakıldığında 2022 yılı haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,47; bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 106,87 artış görüldü. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 4,16; işçilik endeksi yüzde 0,72 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 130,59, işçilik endeks ise yüzde 45,67 arttı. Diğer taraftan büyük şehirlerde inşaat yapılacak arsa stoklarının da azalması konut fiyatlarını artıran bir başka unsur olarak gösteriliyor.
Barınmanın temel bir insan hakkı ve ihtiyacı olduğu kabulüyle, konuta ilişkin sorunun anlık ve dönemin piyasa koşullarını rahatlatacak müdahalelerle ne kadar çözüleceği bir soru işareti. Öte yandan konutu bir yatırım aracı haline getiren bütün uygulamaların da terk edilmesi öneriler arasında. Devlet kontrolünde fahiş fiyatların engellenmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmaların uygulanmasıyla birlikte kiracılar ve konut sahiplerinin fayda görmesi umuluyor.
KAYNAKLAR
Dünya
Eleman net
endeksa.com
TÜİK