Son yıllarda tatille hayatı birleştiren bir akım var: Su üstünde yaşamı mümkün kılan yüzen evler ve karavanlar…
Yaz ayları, birçok kişi için deniz kenarına ya da doğayla iç içe bir hayata geçiş ve rahatlama anlamına geliyor. Ancak son yıllarda bu “kaçış” artık sadece sahil kasabalarında yazlık kiralamaktan ibaret değil. Yeni bir akım giderek çok daha fazla insanı cezbediyor ki bunlar da tekne evler ve yüzen karavanlar! Bu yaşam tarzı, minimalizm, özgürlük ve doğayla uyumu bir araya getirirken, aynı zamanda “ev” kavramını da kökten değiştiriyor.
Tekne evlerde iyot kokusuyla uyanmak
Tekne evler ya da diğer adıyla “houseboat”lar genellikle göllerde, nehirlerde veya deniz kıyısında kullanılan, yaşam alanı olarak tasarlanmış tekneler. Özellikle de İskandinav ülkelerinde, Amsterdam gibi su şehirlerinde ve ABD’nin denizle, okyanusla iç içe eyaletlerinde bir hayli popülerdir.
Tercih edilmesinin temel sebeplerinden biri bu hayat biçiminin kişiye hareket özgürlüğü sağlaması. Bu hayata sahip olan kişi istediği zaman konum değiştirme imkânı sunuyor. Manzara garantili bir yaşamla iç içe olmak da bir başka artısı. Her sabah suyun üstünde bambaşka bir manzaraya uyanmak bu yaşamı cazip hale getiriyor. Minimalist yaşam sürmenin avantajlarını sunuyor ki bu da küçük ama fonksiyonel alanlarda az eşya ile sade bir hayat demek. Kuş ve su sesleri, temiz hava ve gün batımına karşı yenen akşam yemekleri... Daha ne olsun?

Yüzen karavanlarla macera ve konfor bir arada
Yüzen karavanlar ise aslında bir karavanın suya uyarlanmış versiyonu. Genellikle göllerde, sakin sularda kullanılmak üzere tasarlanıyor. Bazı dikkat çekici modeller ise hem karada hem suda kullanılabilen amfibik araçlar.
Bunların özellikleri arasında; su üstünde sabit yaşam veya kısa seyahatler için uygunluk öne çıkıyor. İçinde mutfak, yatak alanı, tuvalet ve bazen enerji depolayan ve sağlayan küçük güneş panelleri bulunuyor. Daha az bakım gerektiriyor; genelde tekne ehliyetiyle kullanılabiliyor.
Maceraperest çiftler, minimalist gezginler, balıkçılar ve doğaseverler, yavaş yaşam (slow life) akımına gönül verenler tercih edebiliyor bu özel evleri. Gerçi pandemi sonrası artan esnek çalışma koşulları ve uzaktan çalışma akımı, “mobil yaşam” kavramını popülerleştirdiğinden artık birçok kişi hareket halinde yaşam konusunda cesur ve yaratıcı davranabiliyor. Bazıları da dijital göçebeliğe yönelirken bazıları ise konforlu bir “taşınabilir ev” hayali kuruyor. Muhtemelen bu nedenle de “tiny house”, karavan, tekne ev ve yüzen karavan satışları son yıllarda hızla arttı.

Bu hayat tarzının dünyada popüler olduğu noktalar arasında, Amsterdam Kanalları (Hollanda), Sausalito, California (ABD) ve Stockholm Takımadaları (İsveç) başta geliyor. İlaveten bazı ülkelerde kısa süreli “houseboat” kiralama hizmetleri de bulunuyor. Norveç Fiyortları, Hollanda Kanalları, ABD Büyük Göller Bölgesi, Türkiye’de Göcek ve Kekova koyları (gulet veya tekne kiralama alternatifi) gibi… Bu hayata geçişi deneyimlemek için son derece akıllıca bir yol olabilir.
Şayet bu evleri daha takından görmek ya da satın almak isteniyorsa, konuyla alakalı olarak düzenlenen fuarlar takip edilebilir. Bu evlere rastlanabilecek fuarlar arasında CNR Avrasya Boat Show (İstanbul – her yıl Şubat veya Kasım aylarında), Bosfor Boat Show (Marina Edition – genellikle Ekim), Tiny House Show (İzmir, İstanbul, Ankara gibi şehirlerde dönemsel), Karavanist (TÜYAP – İstanbul), Outdoor & Caravan Show (Ankara / İzmir) ve Van Life Expo sayılabilir.
Bonus! Su üstünde yaşama geçişte bunlara dikkat!
Su üstünde yaşamak özgür hissettirse de bazı detayları asla göz ardı etmemek gerekiyor. Nedir bunlar? İşte dikkat edilmesi gerekenler:
Teknik bakım: Tekne motoru, gövde bakımı ve enerji sistemleri düzenli kontrol ister.
Sigorta: Deniz araçları için özel sigorta gerekebilir.
Yasal İzinler: Her ülkenin kıyı ve iç su kuralları farklı olduğundan yasal izin konusuna dikkat etmek gerekiyor.
Sürdürülebilirlik: Gri su yönetimi ve atık sistemleri çevreye zarar vermemeli.
İster bir göl kenarında sakin bir hafta sonu, ister aylarca sürecek bir macera… Tekne evler ve yüzen karavanlar, yazın ruhunu tam anlamıyla yansıtan yaşam alanları olarak öne çıkıyor. Belki de bu yaz siz de “su üstünde bir hayat” fikrini biraz daha yakından düşünmek istersiniz!