Öğretmen performans değerlendirme sistemi hakkında bilinmeyenler

Öğretmen performans değerlendirme sistemi hakkında bilinmeyenler

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmen performans değerlendirme taslağı için yönetmeliğin hazırlandığını ve Yüksek Öğretim Kurumu’na sunulduğunu belirtti. Bu açıklama birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.

Öğretmen performans değerlendirme taslağına göre yaklaşık 900 bin 500 öğretmen; öğrencilerinin, okul müdürünün, meslektaşlarının ve velilerin değerlendirmesi ile performans puanı alacak. Öğretmen performans değerlendirme formu doldurularak gerçekleştirilecek bu işlem sonucunda öğretmenlerin performans puanı belirlenecek. Öğretmen performans sisteminde puanın yüzde 25’i okul müdürü, yüzde 15’i veliler, yüzde 15’i öğrenciler, yüzde 20’si zümre öğretmenleri, yüzde 15’i okuldaki diğer öğretmenler ve yüzde 10’u kendileri tarafından verilerek oluşturulacak. Öğretmenler dört yılda bir kez yapılacak olan merkezi sınava katılacak ve mesleki yeterlilikleri ölçülecek.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “öğretmen performans değerlendirme sistemi”nin pilot iller olarak belirlenen Ankara, Antalya, Erzurum, İstanbul, İzmir, Balıkesir, Eskişehir, Kayseri, Mardin, Trabzon, Samsun ve Malatya olarak belirlendiğini ve uygulamadan öğretmenlerin yüzde 90’ının memnun olduğu açıkladı. Bakan Yılmaz, kalan yüzde 10’luk kesimin memnuniyetsizliğinin giderilmesi için çalışacaklarını da sözlerine ekledi.

Puan nasıl belirlenecek?

Yeni sisteme göre öğretmenlerin puan sonuçlarına göre A, B, C, D olarak kategorilere ayrılacak.
Yeni sisteme göre öğretmenlerin puan sonuçlarına göre A, B, C, D olarak kategorilere ayrılacak.

Veliler, okul müdürü, öğrenciler, zümre öğretmenleri, diğer öğretmenler ve öğretmenin kendisinin notları belirli oranlarda alınacak. Değerlendirme sonucunda öğretmenlere 100’lük sisteme göre puan verilecek. Öğretmenlerin düzeyleri ise bu puan sonucu A, B, C, D olarak kategorilere ayrılacak.

Değerlendirmeler sonucunda D düzeyinde olan öğretmenler ilk olmak üzere; B ve C düzeyindeki öğretmenlere yüz yüze ya da uzaktan hizmet içi eğitim alacak. Daha sonra il milli eğitim müdürlükleri, öğretmenlerin yeterliliklerini ölçmek adına yeniden sınava tabi tutacak. Tüm bu süreçler sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı kadrosunda öğretmenlik yapan kişilere hizmet süreleri ve performans puanlarına göre, başarı belgesi ya da ek hizmet puanı verilecek.

Eğitim SEN de öğretmen performans değerlendirme sistemi hakkında rapor hazırladı. Bu taslağı eleştiren ve kabul etmeyen Eğitim Sen hazırladığı raporda şu noktalara değiniyor:

● "Uygulama öğretmenler, okul yöneticileri, ilçe milli eğitim müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü vb. ile ilişkilerde mutlak bağımlılığı (yaranma, tabi olma, hoş görünme vb) daha da yaygınlaştıracaktır."

● "Öğretmenin iktidara, iş verene olan bağımlılığını artıracak; iş güvencesinin sürekli tehdit altında olmasından dolayı, öğretmenlerin istenilen ve belirlenen rolleri oynamak zorunda bırakılmasına neden olacaktır."

● "Tüm öğretmenlerin merkezi sınava alınacak olmasının ardında yatan asıl neden, sınav ve buna bağlı olarak oluşacak performans notunun çeşitli alanlarda kullanılarak, siyasal iktidar açısından istenen rollere ve davranışlara sahip 'makbul öğretmen' kimliği oluşturmaktır."

Bazı öğretmenler sistemi onaylamıyor

Uzmanlar değerlendirmenin objektif değil, subjektif olacağı konusunda endişeli.
Uzmanlar değerlendirmenin objektif değil, subjektif olacağı konusunda endişeli.

Psikolojik danışman ve rehber öğretmen Emel Tatar, öğretmen performans sisteminin eğitimin niteliğini düşüreceğini belirtiyor. Tatar’ın görüşleri şöyle:

● Eğitim, milletleri şekillendiren, insanları besleyen en önemli hayat damarlarından. Kuşkusuz, ülkemizde eğitimin kalitesinin yetersiz olduğu konusunda birçok vatandaş ve eğitimci hemfikir. Son günlerde hepimizin medyadan da takip ettiği gibi, eğitimde öğretmenlerin performanslarının değerlendirilmesi gündemde. Bakanlık, öğretmenlerin dört yılda bir yeterlilik sınavından geçirilmesi ve veli, meslektaş, müdür değerlendirmeleri ile performanslarını arttırmayı hedefliyor. Yapılacak bu uygulamanın ne gibi sonuçlar doğuracağı merak konusu.

● Ben kişilerin yaptıkları iş konusunda geri bildirim almalarının gerekli olduğunu düşünüyorum. Ancak, öğretmen değerlendirmesine velilerin dahil edilmesini doğru bulmuyorum. Bunun yerine, belli aralıklarla öğretmenlerin uzmanlar tarafından izlenmesi çok daha faydalı olacaktır. Velilerin değerlendirmeye dahil edilmesi çocukların gözünde de öğretmenlerin yarıştırılmasına sebep olacak ve eğitimin niteliği göz ardı edilecektir. Veliler, çocuklarını tanıma konusunda uzman olsa da her işin ehli olduğu gibi öğretmenler de eğitim konusunda ehildir. Öğretmenlerin uzmanlık değerlendirmesinin eğitim alanında uzman, bilim insanlarına bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Sınav ile değerlendirmeden ziyade öğretmenlerle birebir görüşmeler yapılarak, okul müdüründen de gerekli bilgiler alınarak ve gözlem yapılarak daha sağlıklı değerlendirmeler yapılabilir.

● Ayrıca, eğitimin kalitesinin arttırılması öğretmen değerlendirmesinden çok, şartların ve eğitimin uygulanış şeklinin değiştirilmesiyle olacaktır. Öğretmenlik mesleğinin toplum gözündeki prestiji ancak öğretmenlere saygı duyularak, eğitim anlayışını ülkenin en önemli gündemi haline getirilerek, öğretmenine değer verilerek tekrar kazanılabilir.”

Veliler ne diyor?

Sistemi destekleyen veliler de var, endişe duyanlar da...
Sistemi destekleyen veliler de var, endişe duyanlar da...

İki öğrencinin velisi olan Deniz Kurt öğretmen performans sisteminde objektif değil subjektif kararlar alınabileceği yönündeki kaygılarını dile getiriyor. Kurt: “Öğretmenler geçmişten beri çeşitli şekillerde değerlendirmeye tabi tutuluyor. Veliler, öğretmen birlikleri, okul yönetimleri, bakanlık iç içe geçmiş ve gelenekselleşmiş bir denetim sistemi bu ve yıllardır işliyor. Şimdi yeni getirilen sistemde önemli olan objektif değerlendirmelerden çok, subjektif değerlendirmelerin ağırlık kazanması. Bunu doğru bulmuyorum. İki öğrencisi olan bir veli olarak velilerin ve öğrencilerin puan verecek olması bence etik açıdan doğru değil. Eğitimci değiliz ki neticede. Bu nedenle objektif bir değerlendirme yapamayız. Yine okul yöneticileri ve öğretmenlerin birbirine puan vermesi de son derece yanlış. Duygusallığın olduğu yerde eğitim zarar görür. Bunlarla uğraşmak yerine eğitimin kalitesini, öğretmenlerin çalışma ve ekonomik koşullarını, müfredatı düzeltmek bence çok daha önemli” görüşünü belirtti.

Veli Koray Kıral ise eğer doğru bir şekilde uygulanırsa sistemin faydalı olabileceğini düşünüyor. Kıral, “Öğretmenlerin kaygı taşımadan öğrencilerine eğitim vermesinin daha faydalı olacağını düşünüyorum açıkçası. Fakat eğer öğretmen performans sistemi doğru bir biçimde uygulanırsa başarılı olabilir. Öğretmenlerin üzerinde baskı kurmadan ve öznel değerlendirmeler yapılmadan bu sistem eğitim sistemimizin kalitesini arttırabilir” diyor.