Matematik, eğitim hayatının en zorlu derslerinden biri. Bu nedenle de genelde sevilmez. Oysa matematikte başarısızlık, çoğu zaman başarısızlık korkusundan kaynaklanıyor. Prof. Ali Nesin'e göre “Matematik zordur ama güzeldir. Önemli olan çocuklarda bu güzelliğe karşı duyarlılık geliştirmek.”
Birçok öğrencinin korkulu rüyası olan matematik, aslında hayatımızın bir parçası. Ana sınıfından itibaren sayıları tanımakla başlayan matematik yolculuğu, ilköğretimde atılan “doğru” ya da “yanlış” temellerle şekilleniyor ve yaşamın her aşamasında karşımıza çıkıyor. Peki matematik neden genellikle öğrencilerin en çok başarısızlık endişesi taşıdığı ve dolayısıyla pek sevmediği bir ders?
Aslında bu durumun pek çok sebebi var. Matematik öğretiminde yapılan yanlışlıklar, aile ya da öğretmen baskısı ve bunların sonucu olarak, öğrencinin “yapamam” düşüncesiyle kendini matematiğe karşı kapatması, bu dersteki başarısızlık nedenlerinin başında geliyor. Başaramayacağını düşünen öğrenci ise doğal olarak bu dersten korkuyor. Kısacası matematikte başarısızlık, çoğu zaman başarısızlık korkusundan kaynaklanıyor.
Orada bir köy var uzakta!
Matematik denildiğinde Türkiye'de ilk akla gelen isimlerden Prof. Dr. Ali Nesin, 2007'den bu yana İzmir Şirince'deki Matematik Köyü'nde ilkokuldan, lise ve üniversiteye kadar çok sayıda öğrenciye matematiği öğrenmenin yollarını gösteriyor. Şirince'nin bir kilometre uzağındaki Kayser Dağı'nın yamaçlarına kurulan Matematik Köyü’nün amacı, araştırmacıların ilgi alanına giren matematiği öğrencilere tanıtmak. Tek gayesi gençlere matematiği öğretmek olan Matematik Köyü, kâr amacı gütmeyen bir kurum. Eğitim kadrosu Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen akademisyenlerden oluşan Matematik Köyü, matematikten korkan öğrencilerine şu bakış açısıyla yaklaşıyor:
Önemli olan problemi çözmek değil anlamak
“Matematiksel zekâ hemen hemen herkeste eşittir. Başarısızlık korkusu ortadan kaldırılırsa ve gence probleme yoğunlaşabilme imkanı tanınırsa, herkes matematiği sevebilir. Matematikte önemli olan problemi çözmek değil, problemi anlayabilmektir. Her matematikçinin çözemediği problem sayısı çözebildiğinden çok daha fazladır. Matematik Köyü’nde sınav, not, sınıfta kalma, ceza gibi korkuyu körükleyen unsurlar olmadığı gibi müzik, televizyon, gürültü gibi yoğunlaşmayı engelleyecek unsurlar da bulunmuyor.”
Matematiği öğrenen zaten sever
Üstelik burada eğitimciler, matematiği sevdirmek için özel bir çaba harcamıyor. Çünkü Nesin'in düşüncesine göre matematik öğrenilince mutlaka sevilir. Müfredata, üniversite giriş sınavlarına ya da herhangi bir eğitim ya da sınav sistemine bağlı olmayan Matematik Köyü, sadece profesyonel matematikçilerin anladığı anlamda matematiği gençlere öğretmeyi ve böylece gençleri matematiksel araştırmaya heveslendirmeyi amaçlıyor. Özellikle lise gruplarında gençleri soyut düşünceyle tanıştırmak, onlara matematik zevkini aşılamak, gençlerin yoğunlaşma kapasitelerini ve soyutlama becerilerini artırmak hedefleniyor.
Matematik başarısı doğuştan gelen bir beceri midir? Yoksa doğru stratejiler uygulanırsa herkes matematikte başarılı olabilir mi?
Herkes belli bir ölçüde başarabilir diyelim. Elbette doğuştan ya da ilk üç yıldan gelen pek iyi bilmediğimiz bir yetenek vardır ama daha sonra eğitimle bu aranın farkı büyük ölçüde kapatılabilir. Dahiler ve klinik vakalar dışında insanların zekâları arasında doğuştan eğitimle kapatılamayacak bir fark olduğunu sanmıyorum.
Matematik dersi neden bazı öğrenciler için korkulan ya da sevilmeyen bir derstir?
Çünkü matematikte palavra yoktur. Hamaset yaparak siyaset yapılabilir belki ama matematik yapılmaz.
KENDİ ZİHNİMİZDEN ZEVK ALMALIYIZ
Öğrenciler matematikle ilgili önyargılara kapılmamak için neler yapmalı?
Önyargılar adı üstünde önyargıdır, kolay kolay aşılmaz. Ancak o önyargılara kapılmamak için ilk olarak estetik duyarlılık çok önemlidir. Biz güzelliğe âşık oluruz, güzellikten etkileniyoruz, kendimizi güzelliğe kaptırıyoruz ve matematik de güzeldir, zordur ama güzeldir. Çocuklarda güzelliğe duyarlılığı geliştirmek lazım. İkincisi, biz en çok kendimizi unuttuğumuzda, zamanın nasıl geçtiğini
anlamadığımızda mutlu oluruz. Dolayısıyla matematikte konsantrasyon yani yoğunlaşma
kapasitesi önemlidir. Ama hem güzellik duyusu hem de konsantrasyon zihinsel etkinliklerdir,
kısacası zihnimizden zevk almalıyız. Zihnini sevmeyen kişi kendini de sevemez, matematiği de.
MATEMATİĞİ SEVDİRMEYİ AMAÇLAYAN DİĞER YÖNTEMLER
Mental aritmetik eğitimi zeka gelişimini destekliyor
Çocuklara matematiği sevdirecek farklı yaklaşımlar da mevcut. Abaküs Mental Aritmetik Eğitimi bunlardan biri. Mental Aritmetik Eğitimi, 4-12 yaş arasındaki çocuklarda, zeka gelişimi sağlayan bir zihinsel gelişim programı olarak biliniyor. Önce aritmetik işlemlerde abaküs kullanımının öğrenilmesi ile başlayan program, daha sonra abaküs kullanılmadan öğrencilerin işlemleri çok hızlı bir şekilde tamamen zihinden yapmayı öğrenmeleri ile devam ediyor.
Abaküsün imajı çocukların zihinlerine yerleşiyor ve hesapları yaparken, sanki ellerinin altında abaküs varmış gibi parmaklarını hareket ettiriyorlar. Mental Aritmetik Programı’nın son aşamasında ise öğrenciler işlemleri artık parmaklarını bile kıpırdatmaya ihtiyaç duymaksızın sadece zihinlerinden, hesap makinası hızında çözümleyebilme yeteneğine ulaşabiliyor. Mental Aritmetik eğitimi alan öğrencilere araştırmacılar tarafından uygulanan testler ve bilimsel analizler sonucunda elde edilen bulgulara göre öğrencilerin beyin aktivitelerinin arttığı, sağ ve sol loblarının birlikte uyarıldığı, sayısal zekalarında ve duygusal zekalarında oldukça önemli gelişmeler olduğu gözlenmiştir.
Küçüklere oyunlarla matematik
Pentalitha Matematik Oyunları ise çocuklara matematiği eğlenceli bir şekilde öğretmenin yollarını gösteriyor. Çocukların matematiği oynayarak keşfetmeleri için akademisyenlerce geliştirilmiş programlar, öğrenci merkezli ve keşif odaklı bir matematik eğitimi vermeyi hedefleyen okullarda uygulanıyor. Matematik oyunları, farklı öğrenme biçimleri dikkate alınarak tasarlanıyor. Bazı oyunlarda çocukların hareket etmesi, bazı oyunlarda masa başında çeşitli nesnelere dokunması, bazı oyunlarda da uzun cümleler kurarak kendini ifade etmesi gerekiyor. Birlikte oynayan çocuklar, birbirinden cesaret alıyor. Çocukların derslerden sonra oyunlar üzerine konuşmaları, soyutlama ve matematiksel ifade becerilerinin gelişiminde rol oynuyor.