Kastamonu’nun kır pidesi ucuz, besleyici ve doyurucu bir yemek seçeneği olarak Türk insanının bağrına bastığı lezzetlerden biri. Bu meşhur pidenin İstanbul’daki en eski ve ünlü adresi ise Bostancı’daki Ahmet 1 Pide Salonu.
İstanbul’un Anadolu Yakası’nda oturan kime sorsanız, ortaokul-lise yıllarında Bostancı’daki kır pidecisi Ahmet 1’de pide yediğini söyler size. Burası 1976 yılında açılmış, İstanbul’da Kastamonu’nun meşhur kır pidesinin tanınmasını ve yayılmasını sağlayan, halk arasında oldukça meşhur bir yer. Ancak çok sevilen sahibi Ahmet Bey ve eşi Neriman Hanım’ın yaklaşımları sayesinde hâlâ mütevazı, hatta salaş denilebilecek bir mekan. Ne de olsa kır pidesi denen yiyeceğin doğasında var tevazu. Kır pidesi dediğin, çok ucuza hızlıca yenebilen, doyurucu ve besleyici bir yiyecek. Ancak iyisinin lezzetini de başka şeyde kolay kolay bulamazsınız.
Askerden önce çeşitli pidecilerde çalışıp işi öğrenmiş olan Kastamonulu Ahmet Bey, asker dönüşünde, yani tam 42 yıl önce, Bostancı’daki bu küçük dükkanı bulup, birikmiş parasıyla kendi pidecisini açmış. Kaliteli malzeme ve iyi ustalıkla pişirdiği pideleri o kadar beğenilmiş ki, İstanbul’da namı almış yürümüş. Ardından civarda, onun iyi iş yaptığını gören pek çok kişi pideci açmış ama hiçbiri Ahmet 1 Pide Salonu’nun başarısını yakalayamamış.
20 yıl önce eşi Neriman Hanım, Ahmet Bey’le birlikte çalışmaya başlamış. Şimdilerde Neriman Hanım, çocukları ve torunlarıyla birlikte yürütüyor işi. Eşinin koyduğu kalite standardını bozmadan… Buranın menüsünde sadece pide ve içecek var. Kıymalı, peynirli, patatesli ve ıspanaklı kır pideleri, sık sık fırından yenisi çıkarılarak taze taze sunuluyor müşterilere. Özel olarak isterseniz üstü açık, yumurtalı, kıymalı-kaşarlı gibi pideler de yapıyorlar. Her türlü meşrubat var ama metal kupalarda sunulan açık ayranı, kır pidesinin yanına en çok yakışanı…
Neriman Hanım’a, “Nedir sizin pidenin sırrı?” diyoruz, şöyle yanıtlıyor: “Malzeme kalitesi ve kullandığın miktar çok önemli. Kıymayı az koyup soğanı basarsan olmaz. Mideyi kaynatır. Kışın ortasında bile domates, biber, maydanoz oranıyla oynamayız biz. Kışın pahalıdır çünkü bunlar. Anlaşmalı kasabımız var, kıymayı ondan alırız. Malzeme günlük yapılır. Akşama kadar biter. Ertesi gün yine taze yapılır. Bir de pide, bittikçe yapılır bizde. Sürekli fırından taze pide çıkar.”
Ahmet 1 Pide Salonu’nun müdavimleri var. Öyle ki, “Günde üç öğün yiyen müşterimiz var” diyor Neriman Hanım. Her gün değişmekle beraber, günde 700-1000 adet pide sattıkları oluyor. Pidenin tanesi 2 buçuk lira. Yolunuz Bostancı’ya düşerse mutlaka deneyin. Tren yolunun arka tarafında kalıyor. Zaten oralarda kime sorsanız gösterir…