Ülkemiz yalnızca müthiş coğrafyası ve kültürüyle değil, yüzyıllardır yetiştirdiği güçlü ve yaratıcı kadınlarıyla da dünya tarihine iz bırakmaya devam ediyor.
ABD'nin New York eyaletinde çalışma koşullarının iyileştirilmesini isteyen işçilerin iş bırakma eyleminden sonra çıkan yangın 120 kadın işçinin hayatına mal olduğunda, takvimler 8 Mart 1857’yi gösteriyordu. Dünya kadınları üzerinde büyük bir etki yaratan bu travmatik olay, aynı zamanda kadın hakları mücadelesinin de fitilini ateşlemişti.
Aradan geçen 160 yılda kadınlar, bu zorlu mücadele sayesinde güçlendi ve dünyayı güzelleştirip “iyileştirmeye” devam ettiler.
Canan Dağdeviren - Bilim insanı
2007 yılında Ankara Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümünde profesörlük unvanı alan Canan Dağdeviren, dünyanın en etkili ve en genç bilim insanları listelerinde başı çekiyor.
Elektronik cihazların insan vücuduyla etkileşimini araştırmak ve insan vücudundaki biyolojik sinyalleri elektrik sinyallerine dönüştürmek için kullanılabilen yeni malzemelerin geliştirilmesi üzerinde çalışan Dağdeviren; cilt kanserinin teşhisini kolaylaştıran, basit bir etiket gibi vücuda yapıştırılabilen ve 10 saniyeden daha az sürede sonuç veren bir cihaz geliştirdi. Yenilikçi çalışmaları nedeniyle birçok ödüle layık görülen genç bilim insanı 2019 yılında henüz 34 yaşındayken Time dergisi tarafından "Geleceği Şekillendiren 100 İnsan" listesine seçildi.
Ümmiye Koçak - Oyuncu & Yönetmen
Birçoğumuzun, ilham veren TED konuşması sayesinde tanıdığımız Ümmiye Koçak, Anadolu kadınının ne kadar güçlü ve kıvrak zekalı olduğunun bir göstergesi adeta. 1957 yılında Adana kırsalında 10 çocuklu bir ailenin 6. evladı olarak dünyaya gelen Koçak, okumak istemesine rağmen maddi imkansızlıklar nedeniyle bu arzusunu gerçekleştiremedi. Ancak bu durum onun kitap okuma aşkını engellemedi. Gorki’nin Ana eserini okuduktan sonra edebiyata aşık olan Koçak, 13 yaşından sonra kendi öykülerini ve tiyatro oyunlarını yazmaya başladı.
Gelin gittiği Mersin’in Arslanköy beldesinde bir kadın tiyatro topluluğu kuran Ümmiye Koçak, 20 yılı aşkın süredir bu toplulukla Türkiye’yi ve dünyayı geziyor. Aynı zamanda bir sinema filmi de kaleme alan Koçak, Yün Bebek isimli filmi ile New York Avrasya Film Festivali’nde ‘Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı’ ödülüne layık görüldü.
Ebru Baybara Demir - Şef
Gastronomi dünyasının Nobel'i sayılan Basque Culinary World Prize'da iki yıl üst üste dünyanın en iyi 10 şefi arasına giren ilk ve tek Türk şef olan Ebru Baybara Demir, sadece başarılı bir şef değil aynı zamanda toplumsal etki yaratan bir dönüşüm lideri. Doğduğu kent kadim Mardin’in kaderine terk edilmişliğine kafayı takan Demir, 90’lı yılların sonunda şehri turistik anlamda yeniden kalkındırmaya baş koyarak Mardin’e yerleşti. Önüne çıkan tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen, kadın istihdamını merkeze koyarak restoranlar açan Ebru Baybara Demir, Mardin’in günümüzdeki turistik bilinirliğinin de mimarı.
Aynı zamanda yönettiği 'Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi' projesi, Amerikan online iletişim platformu HBO Max'ın Zero Waste Chef (Sıfır Atık Şefi) belgeseline konu olan bu güçlü kadın, depremin ilk gününden bu yana ekibiyle birlikte, binlerce afetzedeye sıcak yemek pişirmeye devam ediyor.
Karsu Dönmez - Müzisyen
O, Antakyalı bir ailenin gurbette doğup büyüyen yetenekli ve iyi kalpli kızı. İsmini memleketi Hatay’ın Karsu köyünden alan Karsu Dönmez, bugün doğup büyüdüğü Hollanda’nın en saygın sanatçılarından biri olarak kabul ediliyor. Küçük yaşlarda televizyonda görüp aşık olduğu klasik piyanoya başlayan Karsu, ailesinin işlettiği restoranda sahne alırken yeteneği ile dikkat çekerek Hollanda çapında bir üne kavuştu. Ailesinin desteği ile ABD’de burslu olarak şan eğitimi de alan Karsu, hem Hollanda’da hem de dünyanın birçok bölgesinde tanınan bir müzisyen haline geldi. Bu süreçte ülkesiyle bağını hiç koparmadı ve birçok Türkiye turnesi düzenledi. 6 Şubat depremlerinde ailesinden 10 kişiyi kaybeden Karsu, Hollanda kamuoyunu harekete geçirerek deprem bölgesine tam 46 milyon euroluk yardım toplanmasına da ön ayak oldu.
Şermin Yaşar - Yazar
Türk Dili Edebiyatı mezunu olan yazar Şermin Yaşar’ın öyküsü sadece kelimelere olan tutkusundan fazlasını içeriyor. Aynı zamanda 3 çocuk annesi olan yazar, anne olduktan sonra Türkçedeki çocuk edebiyatı ve oyun külliyatının yetersizliğini fark edince bu alana yönelmeye karar verdi. Dedemin Bakkalı, Cebimdeki Portakal Ağaçları, Çok Hayal Kuran Çocuk, Ev Yapımı Sihirli Değnek ve Kötü Alışkanlıklara İyi Öneriler gibi birçok çocuk kitabı kaleme alan Şermin Yaşar, geçtiğimiz aylarda Ankara’da kurduğu Kelime Müzesi’yle de edebiyat severlere ilham olmaya devam ediyor. Güzel Türkçemizdeki kelimeleri, deyimleri ve atasözlerini sanatsal objeler ve enstalasyonlarla görselleştiren müze, özellikle genç ziyaretçilerin çok ilgisini çekiyor.