Havacılık sektörünün süper kahramanları: Kabin memurları

Havacılık sektörünün süper kahramanları: Kabin memurları

Uçak yolculuğu boyunca ihtiyaçlarımızı onlardan talep ediyor, türbülansa girince hemen onların yüzüne bakıp sessizce bizi sakinleştirmelerini bekliyor, kısacası varlıklarıyla güvende hissediyoruz. Yolcu koltuğundan havalı ve karizmatik görünen bu mesleğe daha yakından bakıp bir günlerine uzanmaya ne dersiniz?

Kabin memurluğu, en basit tanımıyla yolcu taşımacılığı yapan hava taşıtlarında yolcuların güvenliği ve konforuyla ilgilenen, gerekli bilgileri onlara ileten, ihtiyaç duyulduğunda pilot ve yardımcı pilotların kokpit dışındaki talimatlarını yerine getiren görevlilere verilen isim. Host ve hostes olarak tanıdığımız, yolculuğumuzun güvenliği için orada olduğunu bildiğimiz bu kişiler, bu mesleğe nasıl başlıyorlar? Hangi eğitimleri alıyorlar? Bir günleri nasıl geçiyor? İstanbul’da iki yıldır özel bir havayolu şirketinde hosteslik yapan Aleyna K. ile tüm bu süreci konuştuk.

Avrupa’dan Asya’ya, Adana sıcağından Erzurum soğuğuna bir gün içinde her anlamda birçok meslekten farklı bir rutin yaşıyorsunuz. Alışılagelmiş mesai saatleri sizin için bir anlam ifade etmiyor, gece ikide iki dirhem bir çekirdek evinizden çıkıp işe gidiyorsunuz. Hayalini kurduğunuz hayatla şu an yaşadığınız arasında fark var mı?

İşe başlamadan önce dünyayı gezeceğim, ülkenin her köşesini göreceğim, sabah kahvaltısını İstanbul’da, öğle yemeğini Paris’te, akşam yemeğini İzmir’de yiyeceğim gibi hayallerim vardı. Ancak mesleğe başladıktan sonra bu hayallerin çalışma günleri içerisinde pek de mümkün olmadığını gördüm. Evet belki gerçekten bir gün içerisinde İstanbul’da uyanıp öğle saatlerinde Paris’te olup akşam İzmir'de uyuyabiliyorsunuz ama çoğunlukla bunu yaparken yemek yiyecek bile vaktiniz olmuyor. Yurt dışı yatılarında da durum çok farklı değil. Maliyetinden dolayı yatı yapmadığımız, uçaktan dahi inmeden geri döndüğümüz hayal gibi yerler var. Beni en çok hayal kırıklığına uğratan konu bu oldu. Öte yandan gecenin yarısı, sabahın körü, öğlen sıcağı, kar kış, yağmur, hafta sonu, bayram gibi günlerde çalışmak zaten başlamadan önce bilgim olan ve pek de sorun etmediğim detaylardı. Mesela ben en çok özel günlerde uçmayı seviyorum çünkü işin manevi tarafını çok güzel hissedebildiğim zamanlar oluyor. Özel günlerde misafirlerimiz bize çok daha sevecen ve içten davranıyorlar ve bu da bana yaptığım işle ilgili bir “iyi ki” daha dedirtiyor.

Acil çıkış ikazlarını gösteren bir kabin memuru.
Acil çıkış ikazlarını gösteren bir kabin memuru.

Yolcu koltuğundan baktığımızda, bize güvenlik ikazlarında bulunan ve yiyecek içecek ikramı yapan host ve hosteslerin, olası bir tahliye durumunda hayatlarımızı kurtaracak insanlara dönüşüyor olması, üzerine çok düşünmediğimiz ama önemli bir konu. Her uçuşa bu ihtimalle gelmek nasıl bir his?

Ben kabin memurluğunda mektepli olanlardanım, üniversite eğitimimi bu alanda tamamladım. Üniversitede ve çalıştığım şirketin işe alım süreci eğitimlerinde en sık ders gördüğümüz, ilk yardım ve yangın müdahalesi alanıydı. Şirketin uygulamalı yangın eğitimi sırasında, saniyeler içinde doğru yangın söndürücüyü alıp yangın yerine müdahale etme senaryosu benim için işin ciddiyetini ve sorumluluğunu kavradığım nokta oldu. Saniyelerle yarışıp onlarca kişinin hayatını kurtarmanın sıkı bir disiplinle mümkün olduğunu söyleyebilirim. Bu mesleği yapan herkes bu eğitimlerde nasıl bir gerçekle çalışacaklarını çok iyi öğreniyor. İnsanların hayatları bizim elimizde ve hata yapma şansımız yok denecek kadar az. Her uçuş öncesi acil durum senaryoları hakkında bilgilendirmeler ve hatırlatmalar yaptıktan sonra uçağa geçiyoruz. Uçağın içinde ilk yaptığımız, olası acil durumlarda kullanacağımız ekipmanları kontrol etmek oluyor. Bu büyük sorumluluk işimizin büyük parçasını oluşturuyor.

Sosyal hayatınızda neler değişti? Günlük rutininizin değişmesinin mutlak getirilerinin yanı sıra, bir günde yüzlerce insanla çalışmak, her daim güler yüzlü ve “bakımlı” olmak sivil hayatınızda bir değişikliğe sebep oldu mu?

Mesleğin en sevdiğim yanlarından biri, kesinlikle haftanın her saatinde ve gününde boş olabilme ihtimalimiz. Kabin memurluğu diğer mesleklerden farklı olarak çalıştığı saat kadar izin yapılan bir meslek. Çok yoğun uçuşların veya yatılı seyahatlerin ardından gelen boş günlerimde evimde ve ailemle, arkadaşlarımla daha sakin planlar yapabiliyorum. Çalıştığım kadar dinleneceğim için program yapmak daha kolay ve eğlenceli oluyor. Öte yandan her daim bakımlı, sabırlı ve güler yüzlü olmak bu mesleğin değişmez bir parçası. Havacılığa başladığımdan beri sosyal hayatımda da iletişime daha açık, tahammül seviyesi daha yüksek ve kesinlikle daha bakımlı biri oldum.

Son kontroller sonrası uçağa alınan yolcular.
Son kontroller sonrası uçağa alınan yolcular.

Yer, zaman ve dil kavramlarının iç içe girdiği mesleklerden birini yapıyorsunuz. Size göre en uzun gün hangi gün ve bir mesai gününüz nasıl geçiyor?

Her kabin memuru için mutlaka değişiklik gösterir ancak benim için kesinlikle “dört bacak uçuş” yaptığımız günler en uzun gündür. Hele bir de gecikme varsa o gün bitmez. Dört bacak uçuş diye adlandırdığımız uçuşlar, İstanbul-Kars-İstanbul ardından İstanbul-Atina-İstanbul örneğindeki gibi bir günde üç şehre uzanan uçuşlar oluyor. Sabah çok erken başlayan ve gün içindeki maksimum çalışma saatlerinde, uçağın her uçuşta tamamen dolu olması demek bir günde neredeyse 700’ü aşkın insanla iletişimde olmak anlamına geliyor. Yer ve zaman kavramıyla vedalaştığımız bu günlerde, Kars’a giderken “Teyzeciğim, amcacığım” hitabıyla iletişim kuruyorken bir anda kendimi Atina uçuşunda “good morning sir/lady” derken buluyorum.

İnsanlar uçağa her zaman çok mutlu gelmiyorlar. Trafiğe takılıp son dakika yetişenler, en sevdiği kremi çöpe atılanlar, belki bir ayrılık yaşayıp ağlayarak gelenler… Bu değişimlerin bizi etkilemediğini söyleyemeyiz, hepsiyle aynı gün içerisinde ilgilenmek ve öte yandan her an bir tahliye durumu olabilir hissiyle bu uçuşları yapmak bu mesleğin asıl tanımı. Göründüğü kadar kolay ya da korkulduğu kadar zor olmadığını söyleyebilirim.

KABİN MEMURU OLMAK İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

Kabin memuru olmak isteyenler, emek isteyen uzun soluklu bir başvuru ve hazırlık sürecinden geçmesi gerekiyor. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olmak bir avantaj olsa da başvuru yapabilmeniz için lise mezunu olmanız yeterli. Yine de bazı şirketler ön lisans mezunu olma şartını arıyor. Herhangi bir adli sivil kaydınızın bulunmaması da gerekiyor. Hava yolu şirketlerinin belirlediği boy ve kiloda olmanız, üniforma giyildiğinde görülecek yerlerde dövme, piercing, yara ve yanık izinizin de bulunmaması gerekiyor. Aynı zamanda detaylı bir sağlık kontrolünden geçip rapor sunmanız isteniyor. Tüm bunların yanında ek olarak iyi derecede İngilizce bilmeniz gerekli. Başvuru için gereken şartları sağladığınızda mülakatlarda boy-kilo ölçümüne girip yazılı ve sözlü İngilizce sınavlarından geçmeniz bekleniyor. Mülakatları geçtiğinizde de eğitim süreci başlıyor. Türk Hava Yolları ücretsiz olarak iki ila iki buçuk aylık eğitimler veriyor, Pegasus Hava Yolu Şirketi, Kapadokya Üniversitesi’nde ücretsiz eğitim verirken, Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde bir buçuk aylık süren bir eğitim veriyor ki ücreti 8 bin TL civarında. Bu eğitimleri aldıktan sonra kabin memuru olarak mesleğe başlanıyor.