Dünya SOS vermeye devam ediyor

Dünya SOS vermeye devam ediyor

15 Mayıs Dünya İklim Günü’ne ithafla, iklim krizinin dünya için yıkıcı etkileri sürerken bireysel olarak yapılabilecekleri bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

Paris'te 2016 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 21'inci Taraflar Konferansı'nda (COP21) küresel ısınmaya karşı alınacak önlemler, 195 ülkenin oy birliğiyle kabul edildi. Kamuoyunun dikkatini çekmek, iklim krizinin dünya üzerindeki etkileri ve geldiği boyutu ortaya koymak amacıyla da COP21 kapsamında “15 Mayıs Dünya (Yeryüzü) İklim Günü” olarak belirlendi. Bu kapsamda, dünyanın yaşadığı iklim krizi kaynaklı etkilere ve yapılabileceklere bir kez daha mercek tutmak isteriz.

İklim değişikliğinin etkileri, doğaya ve insanlara direkt olarak yansıyor. İklim değişikliğinin nedenleri ve nasıl önlenebileceği konusunda bilgi sahibi olmak, istenen farkındalığı yaratmak için büyük önem taşıyor.

Fosil yakıtların sebep olduğu sera gazlarının yoğunluğunu artıran bir diğer faktör de yürütülen endüstriyel ve tarımsal faaliyetler.
Fosil yakıtların sebep olduğu sera gazlarının yoğunluğunu artıran bir diğer faktör de yürütülen endüstriyel ve tarımsal faaliyetler.

Farkındalık için güzel bir gün

İklim değişikliğinin genel geçer tanımına bakıldığında, uzun yıllar boyunca hava koşullarında yaşanan ani ve sert değişiklikler olarak özetlenebilir. İklim krizinin ana nedeni olarak ise küresel ısınma gösteriliyor. Günlük hayatta ya da endüstride kullanılan kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlar atmosfer çevresinde bir gaz katmanına dönüşüyor. Bu katman yüzünden dünyaya ulaşan güneş ışınları emilerek ısının hapsolmasına yol açıyor; bu da sera gazı etkisi yaratıyor.

Sadece küresel ısınma değil, bununla beraber birçok etken de iklim değişikliğinin nedenleri arasında yer alıyor. Bu etkenleri şöyle sıralamak mümkün:

- Nüfus artışı

- Enerji tüketiminin artması

- Toprak kullanımları

- Ormanların yok edilmesi ve ağaçlandırmanın azalması

- Ulaşım araçları kullanımının hızlı bir şekilde artışı

- Atıkların su, hava ve toprak kirliliğine yol açması

- Buzulların erimesi

- Deniz suyu seviyesinin yükselmesi

- Fırtına, sel, yağmur miktarında artış ile gelen dengesiz yağış

- Kuraklık

- Buharlaşma

Bunca etkenle beraber küresel ısınmanın sonuçlarına bakıldığında da tek bir noktada değil farklı noktalarda etkisi olduğu fark ediliyor. Çünkü küresel ısınma ve iklim krizi, insanlık için birçok sorunu beraberinde getiriyor. Karbon salımının artmasıyla birlikte kanser, kalp krizi ve solunum yolları gibi hava kirliliği kaynaklı hastalıklar ve ölümlerde büyük bir artış yaşanıyor. Yine karbon salımı ve atmosferdeki su buharı oranının değişmesi gibi nedenlerle artık sel, kasırga, orman yangınları gibi doğal afetleri daha sık yaşıyoruz.

Bireysel olarak neler yapılabilir

İklim değişikliğinin getirdiği zararlar ile ilgili alınabilecek en etkili önlemlerden biri, sıfır atık için çalışmak. Kullanılan her tüketim ihtiyacının sürdürülebilir olmasına özen göstermek gerekiyor. Hükümetlere ve iş dünyasında yer alanlara büyük sorumluluk düşüyor. Bununla birlikte bireysel olarak atılacak adımlar da bulunuyor. Küresel ısınmayı azaltmak için günlük hayatımızda yapmamız gerekenlere bakalım.

Elektronik eşya alırken enerji verimliliğini esas alanlar arsından seçim yapmak önem kazanıyor.
Elektronik eşya alırken enerji verimliliğini esas alanlar arsından seçim yapmak önem kazanıyor.

Evlerdeki elektronik eşyaların bilinçli kullanımı

Dünya ortalamasına bakıldığında insanların evlerinde harcadığı elektrik, doğal gaz ve diğer yakıtlar, dünyadaki karbon salımının yüzde 15'ine sebep oluyor. Su ısıtıcı, fırın, buzdolabı, ütü ve televizyonlar eski teknolojiye sahip olabilir ve daha fazla elektrik yakabilir. Elektronik eşya alırken enerji verimliliğini esas alanlar arasından seçim yapmak önemli. Elektronik eşyaları tuşuna basarak kapatmak ve mümkünse bu aygıtların fişlerini prizden çekmek bütçeye katkısı yanında küresel ısınmanın da etkisini azaltacak basit bir yöntem. Dünyadaki elektriğin yüzde 71'inin termik santrallerde çoğunluğu kömür olmak üzere fosil yakıtlardan elde edildiği göz önüne alınırsa, evdeki elektrikli cihazları bilinçli kullanmanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu sebeple bilgisayar, televizyon, ütü ya da saç kurutma makinesini kullanmadığınız zaman fişten çekebilirsiniz. Yanı sıra evlerdeki ampul kullanımı da önem kazanıyor. Incandescent ampuller (armut şeklinde akkor ampul) elektrik enerjisini yüzde 90'lara varan oranlarda ısıya çeviriyor. Bu ampuller, elektriğin sadece yüzde 10'uyla aydınlatma sağlıyor. Ancak LED ampuller neredeyse hiç ısı yaymıyor ve elektrik tüketimi klasik ampullere göre yüzde 90'lara varan oranlarda daha düşük. LED ampul kullanarak büyük oranda tasarruf sağlamak ve doğayı korumak mümkün.

Kimyasal içerikli ürünlerin kullanımı azaltılmalı.
Kimyasal içerikli ürünlerin kullanımı azaltılmalı.

Çamaşır deterjanı, yumuşatıcı, çamaşır suyu, şampuan tüketimi

Evlerde sıklıkla kullanılan ve doğa dostu olmayan katkılı deterjan, şampuan, çamaşır suyu insan sağlığına ve çevreye ciddi zararlar veriyor. Bu malzemeler ağır kimyasallar içeriyor; mutfak, banyo ve tuvaletten giderlere karışarak içme sularına, toprağa, akarsu, göl, deniz ve okyanuslara ulaşıyor. Toprağın, havanın ve suyun kirlenmesi demek, gıda ürünlerinin de zehirlenmesi demek. Bu sebeple bahsi geçen bu ürünlerin tüketimi azaltmalı, kişisel bakım ve ev temizliğinde doğal ve organik bazlı ürünler kullanılmalı.

Kışın evlerde mevsime uygun kalınlıkta giyinmek ve ısı yalıtımı yatırmak enerji tüketimini azaltacaktır.
Kışın evlerde mevsime uygun kalınlıkta giyinmek ve ısı yalıtımı yatırmak enerji tüketimini azaltacaktır.

Isı yalıtımı artmalı, ev içinde kalın giyinmeli

Evleri sıcak tutmak için evin ne kadar ısıtıldığından ziyade, içerideki ısının nasıl korunduğu önem arz ediyor. Bu sebeple özellikle kapı ve pencerelerden gelen soğuğu önlemek için ısı yalıtımı iyi olan, çift camlı, süngerli pencereler kullanılabilir. Evlerin ve apartmanların dış cephe ve çatı yalıtımı yaptırılabilir. Bu uzun vadede daha az elektrik ve doğal gaz kullanılmasını böylece karbon salımının azalmasını sağlar. Klimalar, evde ve iş yerlerinde soluduğumuz havayı oldukça kirletiyor ve çok elektrik yakıyor. Bu sebeple yazın klimadan ziyade vantilatör kullanılması hem daha sağlıklı hem de daha az enerji tüketmesi açısından tercih sebebi. Öte yandan yazın nasıl ince kıyafetler giyiliyorsa, kışın da evlerde dahi kalın kıyafetler giyilerek ve uzmanların önerileri ışığında oda sıcaklığı 20 santigrat derecede tutularak evlerde enerji tasarrufu sağlanabilir.

Bisiklet ya da toplu taşıma kullanımı

Bisiklet dünyada en çok kullanılan mobil araç konumunda. Özellikle Hollanda, Belçika, İsveç, Danimarka gibi gelişmiş ülkelerde ve Çin, Vietnam, Hindistan gibi kalabalık ülkelerde kullanımı hayli yaygın. Bu noktada mümkünse evden işe bisiklet kullanılarak gidilebilir. Bu hem sağlığa hem de karbon salımına faydalı bir aktivite olur. Bunun yanında otobüs, metro, tramvay gibi toplu taşıma araçları tercih edilirse kişisel araçlardan yüzlerce ve hatta binlerce kat daha az karbon salımı sağlanır. 

Mevsiminde ve yerel üreticilerin yetiştirdiği sebze, meyve tüketimi küresel ısınmaya olumlu etki eder.
Mevsiminde ve yerel üreticilerin yetiştirdiği sebze, meyve tüketimi küresel ısınmaya olumlu etki eder.

Mevsiminde sebze meyve, yerel ürün tüketimi

Mevsiminde sebze ve meyve tüketmediğimiz zaman, yaz ve kış meyvelerinin farklı mevsimlerde üretilebilmesi için büyük bir enerji sarfiyatı yapılıyor. Örneğin kışın çilek üretimi için devasa seralar ısıtılıyor, güneşi taklit eden lambalar kullanılıyor. Çilek mevsiminde yendiği zaman sadece sulama yapmak suretiyle tarlalarda üretilebiliyor. Bunun yanında artık her market ve manavda görmeye alıştığımız kivi, muz, ananas, mango, tutku meyvesi, ejder meyvesi ya da papaya gibi meyveler sadece belirli ülkelerde üretilebiliyor. Bu meyvelerin ülkeler arası sevkiyatı için gemiler, kamyonlar, uçaklar ve diğer araçlar büyük bir enerji tüketimine sebep oluyor. Mümkün olduğu kadar mevsiminde ve yerel üreticilerin yetiştirdiği sebze, meyve ve diğer gıda ürünleri tüketilirse küresel ısınma da azaltmış olur.

Paketli gıdaları azaltın, tek kullanımlık plastikler kullanmayın

Marketlerdeki gıdalar genel olarak ucuz olması sebebiyle plastik ya da alüminyum bazlı maddelerle paketleniyor. Paketleme endüstrisinin ürettiği kimyasal plastiklerin üretimi büyük bir enerji tüketimine sebep oluyor. Ayrıca bu maddelerin geriye dönüşümü ayrı bir sorunlar yumağıyken doğaya karışması da ayrı bir dert oluyor. Her sene deniz ve okyanuslara 300 milyon ton plastik madde karışıyor. Bu plastikleri de toplamak, temizlemek de zaman ve enerji demek. Bu nedenlerle paketli gıdalar azaltılmalı; tek kullanımlık plastik poşet, pet şişe, plastik, bardak, tabak, çatal kaşık gibi ürünler hiçbir şekilde tercih edilmemeli.

Küresel ısınma etkilerini sert biçimde yaşadığımız gerçek bir sorun. Elbette hükümetler bazında küresel önlemler alınması elzem. Bizler de bireysel olarak günlük hayatımızda yapacağımız küçük değişikliklerle fark yaratabiliriz.

KAYNAKLAR

mfa

tr.euronews