Dinç kardeşler ilham veriyor

Dinç kardeşler ilham veriyor

Çocukluk çağlarından itibaren ABD’de yaşasa da Türkiye ile bağlarını koparmayan iki Türk genci, başarılarıyla örnek ve ilham olmak istiyor. İlk kitabını çıkaran Alara Dinç ile ilk App uygulamasına imza atan Arda Dinç kardeşlerin hikâyelerini kendilerinden dinledik. 

Alara Dinç ve Arda Dinç, ABD’de büyümüş iki Türk genci. Hem ailelerinde hem de okullarında iyi bir eğitim alan Dinç kardeşler başarılı projelere imza atıyor. Alara Dinç, tarihi eser kaçakçılığına dikkat çeken genlik romanı “Denizin Kayıp Kızı”, Arda Dinç ise henüz lise mezunu olmasına rağmen geliştirdiği borsa içerikli App ile haberlere konu oluyor. Başarılarıyla örnek olan iki genç insanı yakından tanıyoruz.

ALARA DİNÇ: “TARİHİ MİRASLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ”

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Adım Alara. Amerika’da New Jersey eyaletinde doğdum (Şubat 4, 1999). 5 yaşında annemler kesin dönüş yaptıklarında Türkiye'ye taşındık. Ancak birkaç yıl içinde babamın işi sebebiyle tekrar Amerika’ya döndük. İkinci sınıftan itibaren üniversiteye kadar Kaliforniya eyaletinin Orange County bölgesinde yaşadım. 2021 yılında Amerika’da “Ivy League” olarak bilinen ve işletme bölümünün kabul oranı en düşük olan (%2,8’in altında) Cornell Üniversitesi’nin Dyson School of Business’ına kabul aldım ve finans üzerine özelleşip mezun oldum. Küçüklüğüm hep hareket halinde geçti. Ya ülke ya eyalet ya şehir ya da okul değiştiriyordum. Cornell Üniversitesi’ne başlayana kadar da 10 okul değiştirdim. Bu gezginlik artık yaşam tarzıma işlemiş ki seçtiğim meslek bile en çok seyahat etmeyi gerektiren mesleklerden biri. Şu an ters beyin göçü yapıp bir Amerikan firmasının İstanbul ofisinde strateji danışmanlığı yapıyorum.


Denizin Kayıp Kızı - Alara Dinç
Denizin Kayıp Kızı - Alara Dinç

İlk kitabınız “Denizin Kayıp Kızı” nasıl doğdu?

Bu kitabı yazmaya başlamam aslında bir tesadüf eseri oldu. Amerika’da ortaokulda bir ulusal tarih yarışmasına katılmış, projemde Atatürk’ün devrimlerini anlatmıştım. Projem hayli ilgi görünce oradaki Türk Kurulu beni 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlaması ve Chapman Üniversitesi’nde düzenlenen iki konuşmaya çağırdı. O organizasyonlara katılan bir yazar, yaptığım konuşmadan etkilenip Türkiye’de düzenlenen bir kısa hikâye yarışmasına katılmamı önerdi. Bunun üzerine bir hikâye yazdım. Yazar hikâyemi beğenince de “Bunu yarışmaya sokmayalım, kısa bir kitaba dönüştürelim” dedi. O kısa kitap zaman içinde 300 sayfalık bir gençlik romanı oldu.

Kitabı yazmamın temel nedeni ise Türkiye'de gerçekleşen tarihi eser kaçakçılığı konusunda farkındalık yaratmak. Toplumumuza miraslarına sahip çıkmanın önemini hatırlatmak.

Kitapta konu aldığım tarihi eserlerden biri ‘Knidos Aslanı’. Helenistik Çağ Knidos sikkelerinin bir yüzünde Aphrodite'in başı, diğer yüzünde Knidos Aslanı’nın başı görülür. Knidos Krallığı’nın simgelerinden olan bu aslan, zamanında Knidosluların kazandıkları bir deniz savaşının anısına yapılmış. Ancak Osmanlı İmparatorluğu zamanında, 1858 yılında verilen kazı izni ile İngiliz arkeolog Charles Newton tarafından sökülüp İngiltere’ye götürülmüş. Bugün British Museum’ın girişinde, tüm heybetiyle ziyaretçilerini karşılıyor.

Sadece tarihi eserlerimiz yabancılar tarafından yağmalanmamış, kendi toplumumuz içinde de hak ettikleri değeri görmemiş. Afrodit Tapınağı ile ünlü olan ve MÖ dördüncü yüzyıldan kalıntıları olan Knidos’taki mermerlerin büyük bir kısmını Osmanlılar Mısır’daki Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın sarayında kullanılmak için söküp götürmüşler. Bir kısmı da Dolmabahçe Sarayı’nda kullanılmış. Bugün antik kentte 20 bin kişiye yakın insanı aldığı söylenen Knidos büyük tiyatrosundan çok az bir kısım kalmış.

Kendi ellerimizle verdiğimiz veya zaman zaman ihmalkarlığımızdan kaybettiğimiz bu eserlere sahip çıkmamız gerekiyor. Tarihin tekerrür etmemesi için aynı hataları yapmamamız gerekiyor ve bunu ancak tarihten ders alarak yapabiliriz.

Bu bir gençlik romanı. Gençlik romanı yazarken dikkate aldığınız konular oldu mu? Kitabınızın hikayesinden bahsedebilir misiniz?

Romanı yazarken genç bir hedef kitleye hitap etmek en çok önem verdiğim noktalardan biriydi. Karakterlerimin idealleri ve hedefleri doğrultusunda onlara rol model ve umut olmalarını istedim. “Ağaç yaşken eğilir” derler. Yazdıklarımla gençlerin farkındalığını arttırarak toplumumuzun geleceğine az da olsa kendi çapımda bir fayda sunabilmek istedim. Bu kitabı yazarken diğer bir amacım da gençlere farklı yaşam tarzlarını da gösterebilmekti. Ben şanslıyım ki dedem Muğlalı. Zamanında yazlarımızı hep beraber geçirelim diye Datça’dan bir yazlık almış. Kitaptaki olayların çoğunu Datça’daki tatillerde yaşadıklarımdan ya da çevremde gözlemlediğim, duyduğum olaylardan ilham alarak yazdım.

Kitabın konusuna gelirsem; Asya, unutulmaz bir yaz tatili için gittiği Datça’da tesadüfen tanıştığı bir grup genç ile kendini hızla gelişen esrarengiz bazı olayların içinde bulur. Kasabaya adım attığı andan itibaren tanık olduğu gariplikler onu, tarihin derinliklerinden gün yüzüne çıkmaya çalışan bir sır perdesinin içine çeker. Asya ve arkadaşlarının kıyıda buldukları bir ceset onları geri dönemeyecekleri bir yola sokar. Asya dindiremediği merakının peşinde koşarken yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide esaret altında kalır...

Tarihi eser kaçakçılığı konusuna odaklanmak nereden aklınıza geldi?

Muğla’nın her köşesi farklı çağlardan kalma antik kentlerle dolu. Yazlarını bu topraklarda geçiren biri olarak, tarihi eserlerin bir noktada gündemimde olmaması imkansızdı. Küçüklüğümden beri Datça’da annemler ve komşularım tarihi eser kaçakçılığından bahsederlerdi. Hatta bir konuşmamda yakın bir aile dostumuz yazlık sitemizde yıllar önce yabancılar tarafından işletilen bir dalış okulunun olduğunu, söylentilere göre bu okulun tarihi eserleri araştırıp bulup kaçırdıklarını söylemişti. Bu serüvene “Tarihi eser kaçakçılığı ile ilgili bir roman yazacağım” diye başlamasam da yazdıkça böyle bir konuyu ele almamak imkânsız oldu.

Yeni kitap projeniz var mı? Varsa konusu, içeriği nedir?

Taslaklarım ve fikirlerim var ancak henüz basım aşamasına gidecek bir projem yok. Temel hedefim insanlığın bilgiye kolay ulaşımını sağlamak. Bunu en iyi videolar üzerinden yapabileceğimi düşündüğüm için bu aralar YouTube’a odaklandım. ‘Alara Dinç’ isimli YouTube kanalımda hayatımla ilgili ve yurt dışında üniversite eğitimi zamanlarımla ilgili videolar çekiyorum. Bir süre iş yoğunluğundan ara vermiştim ama tekrar başlıyorum. Bu sefer biraz daha kariyer ve girişimcilik odaklı videolar paylaşacağım. Ek olarak, Denizin Kayıp Kızı kitabımı ücretsiz sesli kitap olarak kanalımdan dinleyebilirsiniz. https://youtu.be/YMiwQdrCaNI

Hem siz hem de kardeşiniz başarılı işlere imza atıyorsunuz? Kardeşinizin App’ini nasıl buldunuz? Onun başarısı size neler hissettirdi?

Arda’nın üretim aşamasında olduğu borsa uygulaması gurur verici. Teknoloji ile finansı birleştirip hem kendisinin hem de toplumun yararlanabileceği bir uygulama yapması beni heyecanlandırıyor! Arda’nın her başarısı beni sadece gururlandırmıyor, motive de ediyor.

ABD’de yetişmiş iki Türk gencisiniz. Ailenizin sizi yetiştirirken en çok üzerinde durduğu konu neydi?

Ailemiz, üretmeye ve kişisel gelişime çok önem verir. Annem ve babam hala bu yaşlarında kendilerini geliştirmek için üniversite dersleri alırlar. Akademik bir aileyiz diyebilirim. Ailemdeki neredeyse herkes, anneannem ve dedem dahil master’lı veya doktoralı. Babamın bize küçüklüğümden beri söylediği en meşhur laflarından biri: “Knowledge is power!” (Bilgi güçtür!) Babam bana hep bana der ki “Günün birinde malını, mülkünü, paranı kaybedebilirsin, ama beyninin içindekileri asla senden alamazlar.” Özellikle bir kadın olarak annem ve babam bana her zaman kendi ayaklarımın üzerinde durabilmenin önemini aşılamıştır.

Aileniz kitabınızla ilgili ne düşünüyor?

Tabii ki çok gurur duydular. Onlar için de Datça’daki anılarımızın bir kitaba dönüşmesi ayrı bir önem taşıyor. Bu kitabı yazma sürecinde annem ve teyzelerim bana çok destek verdiler. Bu sebeple onlara ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Şu sıralar sizin deyiminizle “tersine beyin göçüyle” İstanbul’a geldiniz ve burada çalışıyorsunuz. İstanbul’da yaşamak nasıl bir deneyim?

Türkiye’ye gelmemin birçok sebebi vardı. Galiba en başta kan çekiyor ama buna ek olarak kendime henüz gençken hem arkadaş hem iş çevresi edinmek istedim. Batı ile Doğu’daki tecrübelerimi ve bağlantılarımı birleştirerek toplumumuza faydası olabilecek güzel işler çıkarabileceğime inanıyorum. Başarılı bir iş insanı olmak için dünyanın değişik yerlerinde olan çalışma koşulları, tarzları ve projelerden haberdar olmak istiyordum. Amerika’da yaşarken insanlar dünyanın Amerika’dan ibaret olduğunu düşünebiliyor. Oysaki Amerika dışında gelişen çeşitli hayatlar, toplumlar ve ihtiyaçlar var. İstanbul bir merkez, burada çalışırken Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu ile projeler yapma imkânım oluyor. İşimi çok sevsem de İstanbul’da yaşadığım süre içinde fark ettim ki doğa ile iç içe olabileceğim yerlerde yaşamaktan daha fazla mutluluk duyuyorum. Bu sebeple “remote” (uzaktan) çalıştığım haftalar hemen Akyaka, Muğla’ya anneannem ile dedemin ve tabii ki köpeğim Arçi’nin yanına kaçıyorum.

ARDA DİNÇ: “GENÇLER YATIRIMI ÖĞRENMELİ”

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Adım Arda Dinç, 2004 yılında İstanbul’da doğdum. Babamın işi sebebiyle henüz çok küçükken Amerika’ya taşındık. Eğitim hayatımı Kaliforniya’da geçirdim ve bu sene Newport Beach şehrindeki özel Sage Hill Lisesi'nden mezun oldum. Seneye New York Üniversitesi'nde (NYU) Bilgisayar Mühendisliği okumaya başlayacağım. Yazılım bölümünü seçmemin en büyük etkisi babam ve kız kardeşim oldu. Babam Kadir Dinç, elektrik elektronik mühendisi olduğu için hep teknoloji sektörüyle iç içe büyüdüm ve teknolojinin hayatımızdaki ve gelecekteki önemini görme fırsatım oldu. Kız kardeşim Alara Dinç de girişimcilikle çok ilgileniyor ve uzun süre New York bazlı bir ‘venture capital’de çalıştı. Onun startup’larla çalışma tecrübesini dikkate aldığımda, teknoloji bilgisine sahip olmanın hem kendi işini kurarken hem de i̇yi bir yönetici olmak açısından ne kadar önemli olduğunu gördüm.

Uygulamanızın işlevi ve hedef kitlesi nedir?

Ürettiğim uygulamanın adını ‘World Wide Market’ koydum. Kullanıcılar, dünyadaki tüm ülkelerin borsalarında sunulan hisse senetlerini ve alternatif marketlerde bulunan altın ve kripto para gibi finans varlıklarını takip edip alıp satabilecek. Bu uygulamayı farklı piyasalardaki farklı yatırım araçlarını takip etmek isteyen herkes için öneririm. Özellikle gerçek para ile oynamak istemeyen ama tecrübe edinmek isteyen arkadaşlar için çok faydalı olacaktır. Çünkü gerçek hayatta yapabileceğiniz işlemleri, sıfır riskle simüle etmek amacıyla tasarlanmıştır. Bu uygulamayı üretmekteki diğer bir amacım da gençlere yatırım araçlarını öğretip bu alana ilgilerini çekmek. Bu şekilde erken yaşta yatırım tecrübesi edinebilen gençler ileri yaşlarda daha i̇yi kararlar verebilir. Bu sebeple uygulama, okullar veya yatırımı öğreten derslerde de kullanılabilir.


App fikri nasıl ortaya çıktı? Hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?

Bu uygulamayı üretmeye karar vermeden önce uzun süredir kendim hem kripto para hem de hisse senetleriyle oynuyordum. Ancak bu süreçte farklı ülkelerdeki borsalarda sunulan hisse senetleri ve değişik yatırım araçlarını tek bir uygulamada alabileceğim bir platform olmadığı için sıkıntı çekiyordum. Ek olarak birden fazla ülkede çeşitlendirilmiş yatırım yapmayı kolaylaştıracak bir platform arayışı içerisindeyim. Ben de kendime bir çözüm yaratma amacı ile küçük bir uygulama yazmıştım. Uygulamayı arkadaşlarımla paylaşınca onların da çok faydalandığını gördüm ve bunu biraz daha büyük ölçekte yapmaya karar verdim. Uygulamada yapılan alım satımlar şimdilik yalnızca teoride yapılabiliyor çünkü uygulamayı gerçek para ile yayınlamak birçok yasal soruna neden olacaktı. Ancak uygulamayı canlı piyasaya açmak için çalışmalarda bulunuyorum.

Uygulamayı yazma motivasyonum sadece işime yarayacak bir program üretmek değildi. Ortaokuldan beri yazılım öğreniyorum ve küçük projeler yaparak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Hedefim hep gelecekte kendi startup’ımı kurmaktı. Bu uygulamayı da bir eğitim projesi ve i̇lk deneyimim olarak gördüm. Bir şeyi sadece teoride öğrenmenin bir faydası olmadığını düşünüyorum. Pratikte uygulayarak ancak öğrenilebiliyor. Bu uygulamayı yaparken kendimi yazılım konusunda ve tabii ki bir uygulama kurmada fazlasıyla geliştirme imkânım oldu.

Uygulamanızı kullananlardan ilginç bir geri dönüş aldınız mı?

Kullanan arkadaşlarım uygulama sayesinde yatırımlarını daha kolay takip ettiklerini söyledi ve uygulamayı gerçek piyasaya açmamı istedi. Bazı kişiler AI kullanarak daha fazla tavsiye veya öngörü paylaşmamı istiyorlar uygulamada. Bunun üzerinde henüz çalışıyorum, belki gelecekte hazırlarım.

Henüz üniversite eğitimine başlamadan adınızı böyle bir uygulama ile duyurdunuz. Hangi alanda eğitim alacaksınız? Sonraki projeleriniz nelerdir?

NYU’da bilgisayar yazılımı okuyacağım. Derslerimin arasında imkânım olduğunca bu uygulamayı geliştirmeye devam edeceğim. Ancak gelecekte “web3, blockchain ve AI” teknolojilerine de adım atmak istiyorum. Bu sektörde startup’larda çalışıp bu konuda kendimi daha donanımlı bir hale getirmek istiyorum.

Ablanız Alara Dinç ile aynı dönemlerde yaratıcı, başarılı işler ortaya koydunuz. Her ikinizin de projeleri önemli konulara temas ediyor. Ablanızın kitabını okudunuz mu? Kitapla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Ablam ile biz birbirimize çok destek oluruz. Karakterlerimiz farklı olsa da temelinde ikimizin hedefleri ve hayata bakış açısı benzer. Büyüdükçe aramızdaki ilişkinin güçlendiğini hissediyorum. Beni girişimcilik ve yazılım konularında çok yönlendirmiştir. Ben de ona kitabını yazma sürecinde elimden geldiğince fikir vererek destek olmuşumdur. Bölümleri yazıp bitirdiğinde bana okur, fikrimi alırdı. Onunla gurur duyuyorum. Tabii ki ‘Denizin Kayıp Kızı’ kitabını okudum ve herkese çok tavsiye ediyorum. Merak edenler ‘Alara Dinç’ isimli YouTube kanalında kitabı sesli dinleyebilir. https://youtu.be/YMiwQdrCaNI

ABD’de yetişmiş iki Türk gencisiniz. Ailenizin sizi yetiştirirken en çok üzerinde durduğu konu neydi?

Ailemiz bizi çok donanımlı yetiştirmeye çalıştı. Müzik, resim, spor, ekonomi, politika, bilim, tarih, edebiyat, teknoloji gibi her konuda fikir sahibi olmamız için bizi hep kurslara gönderirlerdi. Hem bizim hayattaki tutkumuzu bulmamız için hem de özgüvenli, bilinçli bireyler olabilmemiz için çok farklı konularda bizi eğittiler. Bir konuyu sevdiğimizi belirttiğimizde o konuyla ilgilenmemize de destek oldular. Bu farkındalık sayesinde multidisipliner olabiliyoruz ve birkaç farklı sektörel bilgiyi birleştirip girişimlerde bulunabiliyoruz.

Aileniz projenizle ilgili ne düşünüyor?

Ailem bana çok destek oldu ve tabii ki çok mutlular. Annem özellikle her gün borsa oynayan ve bu konuda çok tecrübeli biri olarak benim bu konuya ilgi duymamdan çok mutlu oldu. Uygulamamın ilk kullanıcılarından biriydi. Sadece kullanıcı değil aynı zamanda ilham kaynağımdı.

Siz de ablanız gibi Türkiye’de çalışmayı düşünür müsünüz?

Bir yazılımcı olarak remote (uzaktan) çalışabilmem için çok imkan var. Hayatımın bir kısmında “digital nomad” (dijital göçebe) olarak çalışmak istiyorum. O zaman zaten istediğim ülkeden çalışabilirim. Özellikle kendi işimi kurarsam o zaman tek bir ülkeye bağlı kalmam gerekmeyecek. Yelken ve sörf yapmayı çok seviyorum. Belki beni gelecekte deniz kenarında bir yerde çalışırken bulabilirsiniz.

Genç yaşta bir girişimci olarak yaşıtlarınıza bir öneriniz var mı?

Girişimciliğin yaşı yoktur. Önemli olan etrafında olan bitenin farkında olman, ihtiyaçları görebilmen ve değişiklik yapma isteğinin olması. Bunlara ek olarak kişide tabii ki belirli teknik yeteneklerin de olması gerekiyor. Yaşıtlarıma şiddetle yazılım öğrenmeleri ve kendilerini teknoloji konusunda geliştirmelerini öneriyorum. Gelecek teknolojide. Birebir oturup yazılımı kendiniz yazmasanız da konuda yorum yapabilecek kadar bir bilgi ve kapasiteye sahip olmanın önemli olduğunu düşünüyorum.