Yapılan araştırmalar, başarısızlığın bazen motivasyonu artırabilen ve tecrübe edinerek daha büyük başarıları arkasından getirebilen bir unsur olduğunu gösteriyor.
Yıllar sonra sosyal medya sayesinde ilkokul arkadaşlarıyla buluşanlar çoktur. Herkesin hayatı nasıl da farklı yönlere doğru gitmiştir… Sınıfın en çalışkan çocuğunun, üniversiteyi kazanmayı başardığı halde hayatta çok da başarılı olamadığını gören arkadaşları elbette çok şaşırır. Ancak bunun sebebi, onun başarısızlıktan fazlaca korkması olabilir aslında!
Gerçekten de bazı kişiler hayatta risk almayı hiç sevmiyor. Beraberinde başarısızlığı getirmesinden korkuyorlar. Bunun için de hayatta hep daha dikkatli davranmaya özen gösteriyorlar. Bu tarz kişiler genellikle, gerek iş yerinde gerekse okul hayatında, bir şeyi gerçekten öğrenmek yerine, o şey üzerine geçici bilgilerle de olsa iyi bir sonuç almaya çalışıyorlar. Peki başarısızlıktan korkmak sağlıklı bir tutum mu veya başarısızlık gerçekten sanıldığı kadar kötü bir şey mi? Başarısızlığın, kişinin kendisini geliştirmesindeki katkısı nedir?
Aralarında Bilkent Üniversitesi’nin de bulunduğu dünya çapında bazı üniversitelerde, başarısızlık üzerine farklı araştırmalar yapıldı. The Telegraph’ın yaptığı habere göre bu araştırmalar, aslında başarısızlığın her zaman kötü bir şey olmadığını gözler önüne seriyor.
Başarısızlıktan korkan öğrenci daha basit hedefler belirliyor
Önceliği Bilkent Üniversitesi’ne verelim... Bilkent’te eğitim psikolojisi ve eğitimde motivasyon üzerine araştırmalar yapan Yardımcı Doçent Doktor Aikaterini Michou ve meslektaşları, Belçika’daki Ghent Üniversitesi’yle ortaklaşa bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmada binden fazla lise ve üniversite öğrencisine, öğrenme motivasyonları ve kullandıkları öğrenme stratejileri hakkında sorular soruldu. Verilen cevaplardan başarısız olmaktan korkan öğrencilerin, başarısızlığa karşı daha temkinli yaklaştıkları, sonucunda kendilerini iyi hissetmelerini sağlayacak daha basit hedefler belirledikleri anlaşıldı. Araştırma sonunda, basite kaçan öğrencilerin etkili öğrenme stratejilerini kullanmada daha az yetkin olduğu vurgulandı.
Başarısızlık aslında bir motivasyon kaynağı
Almanya'daki Erlangen ve Konstanz Üniversitelerinde görev alan Joachim Brunstein ve Peter Gollwitzer ise deneylerini, tıp ve bilgisayar biliminde öğrenim gören bir grup öğrenci üzerinde gerçekleştirdi. Deneyde gruplardan birine, kendilerine verilen görevlerle, eğitim aldıkları alan üzerine yeterliklerinin test edileceği söylendi. Diğer gruba ise bu testin gelecekteki kariyerleriyle hiçbir alakası olmadığı söylendi. Deney gereği ilk görev sonunda, her iki gruptan da gerçek puanları gizlenerek, ilk görevden başarısız oldukları söylendi. Bunun üzerine verilen ikinci görevde, görevin gelecekteki kariyerleri ile ilgili olduğu söylenen öğrencilerin daha başarılı olduğu gözlendi. Bu durum gösteriyor ki, kişi kendisi için önemli olan bir alanda başarısız olduğunda, bu başarısızlık, caydırıcılık yerine bir motivasyon olabiliyor ve görevi daha ciddiye almasını sağlıyor.
Doğru strateji gerçek başarıyı da beraberinde getiriyor
Duke Üniversitesi’nde görev alan Sim Sitkin ise bazıları başarılı, bazıları başarısız olmuş birtakım işletmeler üzerine bir çalışma yaptı ve ilginç bir şey keşfetti. İş dünyasında sürekli artan başarı ve memnuniyetin en büyük sırrı, istikrar. Var olan stratejisine sadık kalmak yerine, başarısız olma kaygısıyla çok sık strateji değişikliği yapan işletmelerin başarısız olma ihtimali artıyor. Yani bazen tek bir stratejiye ve çözüm yoluna odaklanmak, birden fazla seçeneğinin olmasından iyi görünüyor.
Yapılan bu deney ve araştırmalar gösteriyor ki başarısızlıktan kaçmak yerine, bazen onu memnuniyetle karşılamalı, bir sonraki denemede daha başarılı olmak için doğru planlar ve doğru çalışmalar yapmalıyız.
Peki uzmanlar başarısız olmaktan korkanlar için neler tavsiye ediyor?
Kendinizi suçlamayın: Başaramadığınızı düşünmek yerine, denediğiniz çözüm veya çalışma yolunun yanlış bir yaklaşım olduğunu kabul ederek, nedenini anlamaya çalışın.
Kendinize söylediğiniz sözlere dikkat edin: Kelimeler güçlü ve ezici duygusal tepkiler uyandırabilir. Örneğin, kendinize “başarısız” demek yerine, bir dahaki sefere daha iyi yapabileceğinizi söyleyin.
Neyi kontrol edebileceğinize odaklanın: Bir sınava girecek veya bir mülakata katılacaksanız, rakiplerinizin performansını ve soruları kontrol ve tahmin edemezsiniz. Bunun yerine, nasıl daha iyi hazırlanabileceğinize ve ne sıklıkla pratik yapacağınıza odaklanabilirsiniz.
Başarısızlıktan dersler çıkarın: İşler ters gittiğinde bunu, bir sonraki çalışmanızı nasıl daha farklı ve daha yetkin şekilde yapabileceğinizi anlamak için bir fırsat olarak kabul edin.