24 Temmuz, Türkiye’de Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak kutlanıyor. Bu vesileyle Türkiye’deki gazeteciliğin tarihinden bugüne ve dijitalleşme sürecine bir pencere açıyoruz.
Birleşmiş Milletler tarafından basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 3 Mayıs’ta küresel olarak kutlanan Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün (World Press Freedom Day) bir muadili de 24 Temmuz’da ülkemizde kutlanıyor. Türkiye'de Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak kutlanan bu özel gün, 1908 yılında İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle birlikte sansürün kaldırılmasının yıldönümü olduğu için seçilmiş. Bu önemli gelişme, basın özgürlüğünün kazanıldığı ve gazeteciliğin bağımsız bir yapıya kavuştuğu dönemin başlangıcını simgeliyor. Türkiye’de gazetecilik, bu tarihsel dönüm noktasından bugüne kadar pek çok değişim ve dönüşüm yaşadı kuşkusuz. Geçmişten bugüne dijital teknolojinin de gelişmesiyle gazetecilik de bir sınav veriyor.
Türkiye’de basının tarihsel gelişimi
Türkiye’de gazeteciliğin temelleri Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayanıyor. 1831 yılında çıkarılan Takvim-i Vekayi, Osmanlı'nın ilk resmi gazetesi olarak kabul ediliyor. Devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi o dönemlerde, Osmanlı İmparatorluğu'nun iç ve dış olaylarını halka duyurmak amacıyla yayımlandı. Bu gazete, devletin resmi bildirimlerini, yasaları ve önemli haberleri yayımlayarak halkı bilgilendiriyordu. Basının devlet tarafından kontrol edildiği dönemi de simgeleyen Takvim-i Vekayi'nin çıkarılması, Osmanlı İmparatorluğu'nda modern gazeteciliğin başlangıcı olarak görülüyor.
Ardından 1860 yılında çıkarılan ve ilk özel Türk gazetesi olarak kayda geçen Tercüman-ı Ahval, gazeteciliğin halkla daha doğrudan bir bağ kurmasının yolunu açtı. Şinasi ve Agah Efendi tarafından kurulan Tercüman-ı Ahval, 1866 yılına kadar yayımlandı ki Osmanlı İmparatorluğu'nda özel teşebbüsle yayımlanan ilk gazete olma özelliği taşıyor. Gazete, sosyal, kültürel ve siyasi konuları ele alıyordu. Halkın sorunlarını da dile getiren bir platform olan bu gazete, basın özgürlüğünün gelişmesine katkı sağlaması bağlamında bir mihenk taşı. Bu dönemde, gazetecilik halkın sesini duyurabileceği bir mecra haline geldi ve toplumun bilinçlenmesine ve modernleşmesine katkıda bulundu.
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye’de birçok alanda olduğu gibi gazetecilik de önemli bir dönüşüm geçirdi. Atatürk'ün öncülüğünde yürütülen modernleşme hareketleri, basının yeniden yapılandırılmasını sağladı. Bu dönemde gazeteler, toplumu bilgilendirme ve eğitme görevini üstlendi ki böylelikle modern Türkiye'nin inşasında önemli bir rol oynadı. Gazeteler o dönemde, yeni yönetim sistemini, hukuki reformları ve Atatürk'ün devrimlerini halka tanıtıp toplumun bu değişikliklere uyum sağlamasına yardımcı olması açısından çok önemli enstrümanlardı. Basın, aynı zamanda milli birlik ve beraberlik duygusunu pekiştiren bir araç olarak kullanıldı.
1928 yılında gerçekleşen harf devrimiyle birlikte Latin alfabesinin kabulü, gazeteciliğin geniş kitlelere ulaşmasını kolaylaştırdı. Bu sayede toplumun her kesimi kısa bir süre zarfında gazetecilik faaliyetlerinden faydalanmaya başladı. Bu dönemde basın camiası eğitim, kültür ve bilgi yayma konularında önemli bir araç olarak kullanıldı. Ayrıca gazetecilik mesleği de yine bu dönemde profesyonelleşti. Toplumu aydınlatma ve bilgilendirme misyonu üstlenen gazeteciler, mesleki etik ve standartlar çerçevesinde çalışmayı şiar ediniyordu.
Bu iki dönemde de gazetecilik hem Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli bir rol oynadı hem de toplumun bilinçlenmesine katkı sağladı. Osmanlı döneminde devlet kontrolünde başlayan gazetecilik, Cumhuriyet döneminde bağımsız ve özgür bir yapıya kavuşarak toplumu bilgilendirme ve eğitme görevini üstlendi.
Dijitalleşme süreci
20’inci yüzyılın ikinci yarısında, Türkiye’de gazetecilik daha profesyonel bir yapıya kavuştu. Radyo ve televizyonun yaygınlaşması, gazeteciliğin sadece yazılı basınla sınırlı kalmamasını sağladı. 1990’lı yıllara gelindiğinde, özel televizyon kanalları ve radyolar, medyadaki çeşitliliği artırdı. Böylelikle özellikle haberler daha hızlı yayılmaya başladı. 21’inci yüzyılın başlarından itibaren de internetin yaygınlaşması beraberinde basın sektörünün de dijital bir dünyaya adım atmasını getirdi. Geleneksel gazeteler, dijital platformlarda varlık göstermeye başladı. İnternet gazeteciliği, haberlerin anında paylaşılabilmesi ve daha geniş bir kitleye ulaşılabilmesi açısından bir yandan büyük bir avantaj sağlarken bir yandan hızlı olma zorunluluğu hatalı ya da yalan haberlerin de artmasını yol açtı.
Bu süreçte sosyal medyanın yükselişi, haberciliğin dinamiklerini neredeyse tamamıyla değiştirdi. Twitter, Facebook ve Instagram gibi çok sayıda kullanıcısı bulunan sosyal medya platformları, gazetecilere haberleri hızlı bir şekilde yayma olanağı sundu. Sosyal medya bireyleri de haber kaynağı haline getirdiğinden gazeteciliğin doğası ciddi biçimde değişti. Bu süreçte, doğruluk kontrolü ve etik gazetecilik ilkeleri çok daha fazla önem kazandı.
Günümüzde birçok gazete basılı yayınlarını dijital platformlarda da sunarken ayrıca internet haberciliği de yapıyor. Yanı sıra sadece dijital yayın yapan haber siteleri de ilgi görüyor. Bu siteler okuyuculara haber, analiz ve yorumları hızlı ve interaktif bir şekilde sunma imkânı sağlıyor. Dijitalleşme, gazetecilikte çoklu medya araçlarının kullanımını da yaygınlaştırıyor ki metin, video, podcast ve infografikler gibi çeşitli formatlar, haberin daha etkili bir şekilde sunulmasını sağlıyor.
Faydaları ve zorlukları
Dijitalleşme, gazeteciliğe birçok fayda ile beraber zorluğu da getiriyor. Özellikle üstte de değindiğimiz üzere haberlerin hızla yayılması, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon riskini artırıyor. Bununla birlikte, dijital platformlar aracılığıyla gelir elde etme modelleri, gazeteciler ve medya kuruluşları için yeni ekonomik zorluklar da doğuruyor. Ancak, dijitalleşme aynı zamanda gazetecilere daha geniş bir kitleye ulaşma ve daha yenilikçi haber sunma yöntemleri geliştirme fırsatı da sunuyor.
24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı, Türkiye’de gazeteciliğin tarihsel gelişimini ve basın özgürlüğünün önemini hatırlatmak için önemli bir fırsat. Geçmişten bugüne kadar pek çok evrim geçiren gazetecilik, dijitalleşme süreciyle birlikte yeni bir dönem yaşıyor. Teknolojik ilerlemeler, gazeteciliği daha dinamik, erişilebilir ve etkileşimli bir hale getirirken, aynı zamanda etik ve doğruluk gibi temel değerlerin korunmasının önemini de ortaya koyuyor.
Dünya da kutluyor
Çeşitli ülkeler farklı tarihlerde ve gerekçelerle gazeteciliği ve basın camiasını onurlandırmak üzere kutlamalar yapıyor. İşte o ülkeler ve basın bayramı tarihleri:
- ABD’de ekim ayının ilk tam haftası kutlanan “National Newspaper Week” (Ulusal Gazete Haftası), gazeteciliğin önemini vurgulamak ve gazetecilerin çalışmalarını onurlandırmak için kutlanıyor.
- Hindistan’da 16 Kasım’da kutlanan “National Press Day” (Ulusal Basın Günü), 1966 yılında Hindistan Basın Konseyi'nin kurulması anısına ilan edilmiş.
- Filipinler’de 30 Ağustos’a tarihlenen “National Press Freedom Day” (Ulusal Basın Özgürlüğü Günü), Filipinli gazeteci Marcelo H. del Pilar'ın doğum günü anısına kutlanıyor.
- Çin’de 8 Kasım’da kutlanan “Journalists' Day” (Gazetecilerin Günü) ise 2000 yılında resmi tatil olarak ilan edilmiş. Bu özel gün, gazetecilerin katkılarını onurlandırmak için kutlanıyor.
- Arjantin’de 7 Haziran’a tarihlenen “Día del Periodista (Gazeteciler Günü)”, Arjantinli gazeteci Mariano Moreno'nun 1810 yılında "Gazeta de Buenos Aires" adlı gazeteyi çıkarmaya başladığı günü anmak amacıyla kutlanır.
- Meksika’da da “Día de la Libertad de Expresión (İfade Özgürlüğü Günü)” adıyla yine 7 Haziran’da kutlanıyor.
- Venezuela’da 27 Haziran’da “Día del Periodista (Gazeteciler Günü)” adıyla kutlanan bu özel günün tarihi, Venezüellalı gazeteci Simón Bolívar'ın "El Correo del Orinoco" adlı gazeteyi çıkardığı güne atıf yapıyor.
- Namibya’da kutlanan “Press Freedom Day” (Basın Özgürlüğü Günü) 3 Mayıs’ta World Press Freedom Day (Dünya Basın Özgürlüğü Günü) ile aynı tarihte kutlanıyor.