Haberlere ilgi düşüşte

Haberlere ilgi düşüşte

2024 Dijital Haber Raporu'na göre dünyada haber okumayan, dinlemeyen ve izlemeyenlerin sayısı artıyor. En önemli nedenler ise haberlerin depresif, acımasız ve sıkıcı bulunması.

Son zamanlarda birçok kişi “Haber okumuyorum, dinlemiyorum” benzeri cümleler kuruyor. Bunun sebebini anlamak isteyen Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü, konuyu bir araştırmayla mercek altına aldı. 2024 Dijital Haber Raporu'na göre dünyada haber okumayan, dinlemeyen ve izlemeyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Haber takibinden uzaklaşılmasının en önemli nedeni ise yayımlanan haberlerin son derece depresif, acımasız ve bir miktar sıkıcı bulunması.

Haberlerde her gün karşılaşılan şiddet, savaş ya da felaket haberleri, bireylerin ruh sağlığını olumsuz şekilde etkileyerek, haber takip alışkanlıklarını azaltıyor. İnsanlar, daha huzurlu ve dengeli bir yaşam sürdürme arzusuyla ve zihinsel sağlıklarını korumak amacıyla haberlerden kaçınma yoluna gidiyor. Olumsuz haberlerin psikolojiye etkisi oldukça derin. Sürekli olarak kötü haberler görmek ve duymak, bireylerde anksiyete, stres ve depresyon gibi duygusal tepkilere yol açabiliyor. Bu tür haberler, dünyayı daha tehlikeli ve karamsar bir yer olarak algılamaya da yol açabiliyor. Özellikle sürekli olarak doğal afetler, savaşlar, terör saldırıları ve suç haberleriyle karşılaşmak, bireyin güven duygusunu sarsıyor ve genel iyimserlik seviyesini de düşürüyor.

Dünya çapında yapılan araştırmaya katılanların yüzde 46'sı, haber takibiyle çok ya da aşırı derecede ilgili olduklarını söylüyor.
Dünya çapında yapılan araştırmaya katılanların yüzde 46'sı, haber takibiyle çok ya da aşırı derecede ilgili olduklarını söylüyor.

Konuya dair bir araştırmaya imza atan Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü, 2024 Dijital Haber Raporu'nda, dünyada haber okumayan, dinlemeyen ve izlemeyenlerin sayısının artığının altını çiziyor.

Bu yılki rapor için YouGov isimli araştırma şirketinin, 47 ülkede 94 bin 943 yetişkinle görüştüğü biliniyor. Dünya çapında yapılan araştırmaya katılanların yüzde 46'sı, haber takibiyle çok ya da aşırı derecede ilgili olduklarını söylüyor. 2017'de ise bu oran yüzde 63. Görüşmelerin zamanlaması da ilginç. Dünya çapında milyarlarca kişinin ulusal ve bölgesel seçimler için sandık başına gittiği bir dönemde yapılan görüşmelerden elde edilenlerin yer aldığı rapora göre dünyada her 10 kişiden yaklaşık dördü (yüzde 39) bazen ya da sık sık aktif şekilde haberlerden uzak durduklarını belirtiyor. Bu oran 2017 yılında ise yüzde 29'daymış.

Raporda, Ukrayna ve Orta Doğu'daki savaşların, insanların haber takip etmemek istemesine katkıda bulunmuş olabileceği kaydediliyor. Öte yandan rapor için yapılan araştırmada, ABD dahil birkaç ülkede seçimlerin haberlere ilgiyi artırdığı ancak genel eğilimin aşağı yönlü olmaya devam ettiği saptanmış. Yine İngiltere'de de 2015'ten bu yana haber takibine ilgi, yarı yarıya düşüşte.

 İngiltere'de de 2015'ten bu yana haber takibine ilgi, yarı yarıya düşüşte.
İngiltere'de de 2015'ten bu yana haber takibine ilgi, yarı yarıya düşüşte.

Rapordan öne çıkanlar

Raporda bazı konular özellikle öne çıkıyor. İşte birkaçı…

  • Haber takibinden seçici olarak kaçınmayı tercih edenler, bunu sıklıkla kendilerini "güçsüz" hissettikleri için yaptıklarını söylüyor. Bu kişiler, dünyada olup biten büyük olaylar üzerinde hiçbir etkileri olmadığını düşünüyor.
  • Kadınların ve gençlerin, etraftaki haber yoğunluğundan dolayı kendilerini yorgun hissetme olasılıkları daha fazla.
  • Haberlere güven yüzde 40 oranında sabit kaldı. Koronavirüs pandemisinin en yüksek olduğu döneme kıyasla bu oran yüzde 4 oranında azaldı. İngiltere'de ise bu oran az da olsa artarak yüzde 36'ye yükseldi.
  • BBC, İngiltere'de en güvenilir haber markası. Ülkede bu kategoride BBC'yi, Channel 4 ve ITV izliyor.
  • Son 10 yılda televizyon ve yazılı basın gibi geleneksel haber kaynaklarının izleyici kitlesi düştü. Özellikle Y ve Z kuşağı haberleri internet veya sosyal medya aracılığıyla takip ediyor. Katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 73) haberleri internetten takip ettiğini söylüyor. Bu oran televizyon için yüzde 50, yazılı basın için ise sadece yüzde 14.ile
  • Video, özellikle genç gruplar için önemli bir haber kaynağı. En çok ilgi çekenler ise kısa haber videoları.
  • Yayıncılar için haber podcast’i parlak bir çıkış noktası olabilir. Ancak podcast hala iyi eğitimli izleyicinin ilgisini çeken "azınlık etkinliği" olarak kabul ediliyor.
  • Yine birçok geleneksel haber merkezi hala yazılı metin temelli bir işleyişe sahip. Bu nedenle haber merkezleri, hikaye anlatımlarını yeni tekniklere uyarlamakta zorlanıyor.
  • Yapay zekanın özellikle siyaset veya savaş gibi ciddi konularda habercilikte nasıl kullanılabileceği konusunda kamuoyunda güvensizlik söz konusu.

İnsanlar, daha huzurlu ve dengeli bir yaşam sürdürme arzusuyla, zihinsel sağlıklarını korumak için haberlerden kaçınma yoluna gidiyor. Raporda öne çıkan konular arasında yer alan psikolojik etkiler, özellikle gençler ve hassas bireyler üzerinde daha belirgin olabiliyor. Gençler, gelişim çağında oldukları için dış dünyadan gelen bilgileri daha yoğun bir şekilde içselleştiriyor. Sürekli olumsuz haberlerle beslenen bir medya tüketimi, onların dünya görüşünü ve duygusal gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, medya kuruluşlarının içerik politikalarını ve haber sunum biçimlerini yeniden gözden geçirmesi gerektiği gerçeğini de ortaya koyuyor.