Seramik sanatını öğrenerek günlük hayatın stresinden uzaklaşıyor, bir hobi sahibi oluyor ve de ortaya çıkaracağınız ürünlerle ek gelir elde edebiliyorsunuz.
Stresle baş etmenin tek yolu spor yapmak değil. Son zamanlarda sayıları oldukça artan sanat atölyeleri size bu konuda çok daha çekici alternatifler sunuyor. Bir sanat atölyesinde eğitim almak, iş stresinden kurtulmanın veya gelir getirecek bir hobi sahibi olmanın en iyi yollarından. Kadıköy'deki Stüdyo Dutluk, seramik eğitimi veren bir sanat atölyesi. Atölyenin öğrencileri sanat çalışmalarıyla günlük streslerinden kurtulurken aynı zamanda para kazanabilecekleri bir meslek de öğreniyor.
Dutluk Seramik Atölyesi’nin sahibi ve eğitmeni Yeşim Ustaoğlu 1982 Ordu doğumlu. İlk lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü’nde tamamlamış. Özel sektörde bir süre çalışmış ama sanata olan ilgisinden dolayı Kocaeli Üniversitesi Seramik Bölümü’ne girmiş ve 2013 yılında mezun olmuş. Şu an Seramik yüksek lisansımı Sakarya Üniversitesi’nde yapıyor ve seramik eğitimleri veriyor. Yeşim Ustaoğlu ile seramik sanatını, atölye çalışmalarını, verdiği eğitimlerini niteliğini konuştuk.
Seramik sanatının hem sanatsal hem de endüstriyel niteliğini anlatır mısınız?
Seramik şu an çok popüler, herkesin öğrenmek istediği ve öğrenmenin sonunun olmadığı bir hobi ve sanat dalı. Sürekli olarak yaptığınız işin üstüne koymayı farklı bir yaratımda bulunmayı düşünüyorsunuz. Üretim alanı sonsuz olan bir alan. Çok şey bilmek ve deneyimlemek gerekiyor, ayrıca üretim süreci de çok uzun. Bir günde yaptım ürettim mantalitesi yok. Bu bir öğreti süreci. Seramik eğitiminizle birçok şey üretebilirsiniz. Tabak, vazo, çaydanlık, seramik heykeller gibi birçok şeyi ortaya çıkarabilirsiniz. Endüstriyel çalışmalar genellikle fabrikalarda yapılıyor. Ancak bazı sanatçılar kendi mağazalarını açarak piyasaya endüstriyel çalışmalar sunabiliyor.
Stüdyo Dutluk’un kuruluş hikayesi nedir?
Atölyemin hep Kadıköy’de olmasını istiyordum. Çünkü kendimi hep bu semte ait hissettim. 2018 yılında çalışabileceğim ve eğitim verebileceğim bir yer ararken burayı gördüm. İlk bir sene kendi çalışmalarımı yaptığım bir sanatçı atölyesi gibi devam ettim. Sonrasında daha dışarıya yönelik bir atölye olmayı istedim ve eğitimler vermeye başladım. Atölyemin adını Dutluk koymamın sebebi, çocukluğumda, bahçemize annemle birlikte diktiğimiz, sonrasında komşularımızca kesilen dut ağacına ve aynı yıl kaybettiğim ağabeyime bağlılığım ve onların anısını yaşatma isteğimden.
Atölyenizde hangi eğitimler veriliyor?
Disiplinim seramik olduğu için bu sanat dalı ağırlıklı eğitimler veriyorum. Bunun yanında heykel ve yurtdışında öğrendiğim ‘Çömlek torna’ eğitimleri de veriyorum. Serbest seramik adını verdiğimiz elle şekillendirme yöntemi ve seramik heykel yapma eğitimleri programımız dahilindeki eğitimler. Ayrıca resim altyapım da olduğu için resim ve suluboya dersleri de veriyorum. Özel bir hastanede sanat terapisi çalışmaları da yapıyorum.
Öğrencileriniz size hangi nedenlerle geliyor?
Öğrencilerim büyük oranda stres atmak ve kendi alanlarından uzaklaşmak için geliyor. Bankacı veya özel sektörde çalışan beyaz yakalı öğrencilerim var. Çoğunlukla ‘Başka bir alanda ne yapabiliriz, kafamızı nasıl dağıtabiliriz, hayatımızı nasıl güzelleştirebiliriz’ diye geliyorlar. Ancak daha sonraları üretmenin tadını aldıklarında bu sanatı yapmaya devam ediyorlar. Bir öğrencim seramik sanatını öğrendikten ve emekli olduktan sonra bu işi bir meslek haline getirdi ve kazanç sağlamaya başladı. Başka bir öğrencim doktorunun tavsiyesi ile terapi amaçlı geliyor. Onunla da bir hayli etkili çalışmalar yapıyoruz.
Öğrencilerinizin yaş aralığı nedir?
Her yaştan öğrencim var. Dört yaşındaki çocuklarla oyun odaklı sanat çalışmalar yapıyorum. 17 yaşında güzel sanatlar sınavlarına hazırlanan öğrencim de var, 40 yaş ve üstü öğrencilerim de. Her yaş aralığına farklı eğitim modeli uyguluyorum.
Eğitimlerinizi bireysel mi yoksa toplu olarak mı veriyorsunuz?
Dışarıda verdiğim eğitimler genellikle toplu çalışmalar. Ancak kendi stüdyomda bireysel eğitimler vermeyi tercih ediyorum. Bire bir çalışmalar daha iyi sonuçlar veriyor. Öğrencilerimle daha sağlıklı bir iletişim içinde oluyorum.
Seramik sanatıyla ilgilenmek stresi azaltan bir eylem mi?
Kesinlikle öyle. Çocukluğumuzda sokakta oynadığımız oyunları hatırlayın. Bunların mutlaka toprakla, çamurla ilgisi vardır. Çocukluğumuzdaki bu oyunlarımıza karşılık gelen duygu mutluluk. Bu bizim alt benliğimize işleyen bir duygu. Seramik yaparken çamurla oynama ve onu sonrasında bir forma dönüştürme insanı çocukluğundaki mutluluklarına geri götürüyor. İşte en temeldeki bu olumlu duygular stresi anında yok edebiliyor. Çocukluğunda hiç çamura bulanmamış onunla oynamamış kişiler de çamurun yumuşaklığını ve sakince bir form almasını deneyimliyor. O an bir şey düşünmüyor. Öğrettiğimiz tekniklerle bir form oluşturmaya kanalize olduğu için, o an tüm hayatı bu iş oluyor ve yaşamındaki negatiflikleri geride bırakıyor, rahatlatıyor. Herkes buradan çok keyifli ayrılıyor.
Seramik eğitimi almak ileride para kazandıran bir mesleğe de dönüşebiliyor mu?
Bu işi sürekli hale getiren insanlar becerileri ve merakları doğrultusunda uzmanlaşıyorlar. Mesela bir torna sahibi olup sadece vazo çalışan ve bundan para kazanan öğrencilerim var. Bunun dışında piyasaya uygun tarzda heykel seramikler yapıp bir mağazada bunları satabiliyorlar. Takı tasarımı ve üretimi de gelir elde edilebilecek bir alan. Birkaç öğrencim şu an kendi atölyelerini açmış ve buradan para kazanır hale gelmiş durumda.