Sarılmanın nasıl hissettirdiğini hatırlıyor musunuz?

Sarılmanın nasıl hissettirdiğini hatırlıyor musunuz?

21 Ocak günü dünyanın çeşitli yerlerinde Dünya Sarılma Günü olarak kutlanıyor. Pandemi, karantina, sosyal mesafe derken sarılmayı unuttuk. Sarılmanın nasıl hissettirdiğini hatırlıyor musunuz?

2019 yılının son aylarında ortaya çıkan ve 2020 yılının başlarında Türkiye’de kendini gösteren Covid - 19 virüsü birçok alışkanlığımızdan vazgeçmemize sebep oldu. Kucaklaşmak, tokalaşmak veya öpüşmek gibi fiziksel temas içeren alışkanlıklar ya tamamen terk edildi ya da her seferinde bu eylemleri yaparken tereddüt ediyoruz. Peki bundan iki yıl önce nasıldık? Sarılmak bize nasıl hissettiriyordu? İnsan psikolojisinde sarılmanın yeri nedir?

21 Ocak Dünya Sarılma Günü nasıl ortaya çıktı?

Aslında çok da uzun bir tarihi olmayan Dünya Sarılma Günü, ilk olarak 1986 yılında kutlandı. Psikoloji ve İlahiyat mezunu Kevin Zaborney, insanların duygularını gösterirken utangaç olduğunu fark etti. Bu konu ile ilgili bir şeyler yapmayı düşünürken Dünya Sarılma Günü fikrini ortaya attı. O zamanlar Kevin Zaborney bu uygulamanın çok da başarılı olacağını düşünmemişti ama yine de denemek istedi. 

Sarılmanın insan psikolojisinde önemli bir yeri var.
Sarılmanın insan psikolojisinde önemli bir yeri var.

İlk olarak yıllık etkinliklerin yayımlandığı Amerikan yayınlarından Chase’in Etkinlik Takvimi’ne alınan Dünya Sarılma Günü; Amerika, İrlanda, Kanada, Almanya, Birleşik Krallık ve Brezilya gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde kutlanmaya başladı.

Sarılmanın insanların fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çeken Kevin Zaborney, 21 Ocak tarihini Noel, yeni yıl tatili ve sevgililer günü tatillerinin arasında denk geldiği için tercih ettiğini söylüyor. Sarılmanın her ne kadar olumlu etkileri olsa da Zaborney, sarılmadan önce kişilerin rızasının alınmasına özen gösterilmeli diyor.

“Yılın En Sarılınabilir İnsanları”

21 Ocak Dünya Sarılma Günü’nden önce her yıl “Yılın En Sarılınabilir İnsanları” (The Most Huggable People of the Year) seçiliyor ve 17 Ocak tarihinde açıklanıyor. Kazananlar arasında dünyaca bilinen kişiler ya da halk arasından insanlar olabiliyor. Daha önceki kazanlar arasında oyuncu Joan Rivers, 6 Süper Kahraman filminden Baymax karakteri ve Teddy McHuggin takma adıyla sarılma maratoncusu Jeff Ondash yer alıyor.

Sarılmanın insan psikolojisine etkileri neler?

Sarılmak ya da kucaklaşmak çoğunlukla kişileri ruhsal olarak rahatlatan bir temas. Bu fiziksel temasın fizyolojik ve psikolojik etkilerini birlikte ele alan Uzman Psikolog İrem Bray, sarılmanın faydalarını şu şekilde sıralıyor. 

Yaş ilerledikçe sarılma ihtiyacı daha da artabilir.
Yaş ilerledikçe sarılma ihtiyacı daha da artabilir.
  • Sarılma sırasında salgılanan oksitosin hormonu, güven, kabullenme, emniyet ve bağlılık duygularını güçlendiriyor. Yirmi saniyeden uzun süren kucaklaşmalar kişiler arasında güçlü bir bağ oluşturuyor.
  • Sarılma sırasında ortaya çıkan bir diğer hormon ise serotonin. Bu hormonun salgılanması kişideki hüzün, depresyon ya da moral bozukluğuna iyi geliyor.
  • Sarılmak kalbinizi güçlendirir. Stres hormonu kortizolun düşmesinin sağlayan sarılma eylemi aynı zamanda kalp atışını ve kan basıncını yavaşlatarak kalp sağlığınızı da koruyor.
  • Solar pleksus denilen ve beyaz kan hücrelerinin harekete geçmesini sağlayan sinir sistemi üzerindeki etkileriyle kucaklaşma bağışık sistemini de güçlendiriyor. Hastalıklara karşı savaşan beyaz kan hücreleri dolaylı yoldan kucaklaşmadan etkilenmiş oluyor. Bununla birlikte sarılmanın sinir sistemi üzerindeki dengeleyici etkisi yaşlanmayı yavaşlatıyor.

Uzmanlar günde dört defa içten bir şekilde kucaklaşmanın kişinin stresini azaltmaya fayda sağlayacağını söylüyor. Özellikle ergenlik ve çocukluk döneminde sarılmak kişiler için büyük önem taşıyor. Bu sayede çocuklar veya ergen bireyler güvenlerini tazeleyebiliyor. Bunun yanında ileri yaştaki kişiler sosyal temastan uzak kaldıklarında strese daha yatkın olabiliyor. Bu sebeple yaşlı kişilerin de gün içinde samimi bir kucaklaşmaya ihtiyaç duyması muhtemel.

Sarılmaya dair resim sanatından eserler

  • İsimsiz - Woman Hugging Girl (Kadın Kıza Sarılıyor) / Edvard Munch

Çığlık adlı eseriyle bilinen ekspresyonist ressam Edvard Munch resimlerinde genellikle karamsarlık, ruhsal konular ve melankoliyi ele alıyor. İsimsiz olan bu eserinde ise yaşça diğerinden daha büyük olan bir kadının diğer genç kadını teselli etmek için sarıldığı görülüyor. İki kadının sarılarak birbirinde huzur bulduğu bu resim, sarılmanın olumlu etkilerini de gösteriyor.

  • Anlamlı sarılma - The Meaningful Hug / Alina Andrienko

Rus ressam Alina Andrienko çalışmalarında genel olarak yağlı boya, kalın fırça darbeleri ve özgün doku biçimleri kullanmayı tercih ediyor. Çoğunlukla kişinin iç dünyasına ve ruhsal iyileşme üzerine çalışan sanatçı Anlamlı Sarılma adlı eseriyle yine sarılmanın iyileştirici ve güven veren yanlarını ortaya koyarken iki kişi arasındaki aşkı da anlatıyor.

  • Sarılma Resmi - The Hug Painting / Dada Adesoji Disu

Nijerya kökenli Dada Adesoji Disu’nun eserleri İngiltere, Almanya, Katar, Güney Amerika ve Kanada gibi dünyanın çeşitli yerlerinde sergileniyor. Resimlerinde kişilerin kafalarını gövdenin geri kalanına göre büyük tasvir etmeyi tercih eden sanatçı; başımızın, tüm kişiliğimizi ve karakterimizi kontrol etmesinden ötürü daha büyük bir yük taşıdığını söylüyor. Batı Afrika ve Nijerya’dan kumaş dokularının da bulunduğu bu resim, sarılmanın verdiği destek ve güven hislerini yansıtıyor.

Kaynaklar:

nationalhuggingday.wordpress.com

tr.euronews.com

yasemin.com

tavsiyeediyorum.com

tallengestore.com

saatchiart.com