Koronavirüs pandemisinin etkisini hala sürdürdüğü şu günlerde, önümüzdeki yaz aylarının nasıl geçeceği, bu durumun turizmi nasıl etkileyeceği merak konusu oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın hazırladığı genelgenin içeriğini ve salgının turizm sektörüne etkilerini otel işletmecileri Gönül Yurtseven ve Banu Gürler ile konuştuk.
Türkiye genelinde, mayıs ayının ikinci yarısı itibari ile başlayan normalleşme süreci, haziran ayı itibari ile sosyal alanda daha da belirgin bir şekilde kendini göstermeye başlıyor. Uzun süredir karantinada olmak, yazın gelmesi ile tatile gitme isteğini arttırırken salgının hala devam ediyor olması ise tedirgin edici.
Turizm, bu süreçte en çok zarar gören sektörlerden biri olsa da uzmanlar iç talebin yüksek olacağı konusunda umutlu. Türkiye’deki iyileşme sürecine paralel olarak, kontrollü iç hat uçuşlarının mayıs sonunda başlatılmasıyla iç piyasada ciddi bir hareketlilik olacağı beklentisi var.
132 maddelik genelge oluşturuldu
Turizm sektörünün canlanması ve insanların tatil ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde giderebilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı 132 maddeden oluşan bir genelge hazırladı. Bu genelge kapsamında konaklama tesislerinin yapması gerekenler; “Genel İlkeler ve Bildirimi”, “Misafir Kabulü”, “Genel Kullanım Alanları”, “Personel” ve “Genel Temizlik ve Bakım” başlıkları altında toplanıyor.
Bakanlığa bağlı olarak “Türkiye Turizm Hijyen Standartları Kurulu” oluşturuldu. Sertifikasyon sistemini sağlayacak olan kurul, turizm tesislerinde sağlanan standartların üzerine yenilerini ekleyerek tüm bulaşıcı/salgın hastalık risklerine karşı üst düzey bir savunma sistemi oluşturacak. Turistin otele gelişinden tedarik zincirine kadarki tüm süreçlerinin yönetimi planlanıyor.
Genelgede neler var?
Sürece bağlı olarak zaman içerisinde güncelleneceği belirtilen genelgede, COVID-19 tedbirlerine yönelik dikkat çeken maddeler şöyle:
▪ İşletmelerin COVID-19 tedbirlerine ilişkin yazılı bilgilendirmelere ek olarak misafirin ve personelin kolayca görebileceği yerlere kurallara ve sosyal mesafelere ilişkin görsel bilgilendirme, sıra oluşabilecek yerlere sosyal mesafe işaretlemeleri yapılmalı.
▪ Misafirler tesise girişte termal kamera veya temassız ateş ölçümü uygulamaları, dezenfeksiyon halıları (paspasları) ve el dezenfeksiyon imkânı ile karşılanır.
▪ Yemek salonları, toplantı salonu, çok amaçlı salon, konferans salonu, lobi, resepsiyon alanı, oturma salonu, oyun salonu, gösteri salonu, eğlence, animasyon alanları, bar, diskotek, satış üniteleri, açık alanlarda yer alan oturma/bekleme/yeme-içme düzenlemeleri ile havuz çevresi ve kıyıda bulunan gölgelikler/şezlong grupları dahil tüm genel kullanım alanları sosyal mesafe planına uygun olarak düzenlenir, sosyal mesafeye ilişkin gerekli önlemler alınır, işaretlemeler yapılır ve plana uygun kapasiteden fazla misafir kabul edilmez.
▪ Tesis içerisinde çocuklara ayrılmış oyun odaları, çocuk kulübü, lunapark, oyun bahçesi-alanı gibi üniteler hizmete açılmaz.
▪ Genel kullanım alanlarının ve genel müşteri tuvaletlerinin girişlerinde, ayrıca geniş genel kullanım alanlarının farklı yerlerinde el dezenfektanı veya antiseptiği bulundurulur.
▪ Jimnastik salonu, spor salonu gibi ünitelerin hizmete açılması halinde güvenli kullanımının sağlanabilmesi için rezervasyon sistemi uygulanır, aynı anda kullanacak kişi sayısı ve süresi sınırlandırılır, her kullanımdan sonra standartlara uygun hijyen malzemesi ile kullanım alanları ve ekipmanların temizliği sağlanır.
▪ Hamam, sauna, masaj üniteleri gibi SPA üniteleri, Sağlıklı Turizm Sertifikası bulunmayan tesislerde hizmete açılmaz.
▪ Plaj-havuz havluları kapalı poşetler içinde veya görevli personel tarafından misafir kullanımına sunulur.
▪ Yemek servisi verilen masalar arası mesafe 1,5 metre, yan yana sandalyeler arası 60 cm olacak şekilde düzenlenir. Servis personeli, servis esnasında mesafe kurallarını korumaya ve temastan kaçınmaya özen gösterir.
▪ Açık büfe uygulaması yapılması halinde açık büfenin misafir tarafına misafir erişimini engelleyecek şekilde pleksiglas veya benzeri bariyer yapılır, servis ise mutfak personeli tarafından sunulur.
▪ Genel kullanım alanlarında yer alan çay/kahve makinesi, su sebili, içecek makinesi gibi araçların kaldırılması veya misafirin servis elemanı aracılığıyla servis alması sağlanır.
▪ Personelin düzenli sağlık kontrolü yapılır, birlikte yaşadığı kişilerin COVID-19 açısından izlenebilmesi için personelden periyodik bilgi alınır.
▪ Müşteri odaları, odalarda elle temas edilen yüzeyler ve telefon, kumanda, su ısıtıcısı, kapı-pencere kolları gibi donanımlar misafirin konaklaması sona erdiğinde dezenfekte özelliği olan ürünlerle temizlenir.
▪ Misafir yatak odası temizliği maske takan personel tarafından, her müşteri odası için tek kullanımlık eldiven kullanılarak yapılır. Covid-19 teşhisi konan müşteri veya personel odasının havlu, nevresim, yastık ve çarşafları ayrı toplanır ve ayrı yıkanması sağlanır.
▪ Mutfak ve ilişkili alanların, mutfakta kullanılan her türlü donanım ve ekipmanın, tezgâh ve saklama alanlarının temizlik ve hijyeni düzenli olarak sağlanır.
▪ Havuz suyunun, havuz ve plaj çevresinin temizliği ve hijyeni azami ölçüde sağlanır, Klor seviyesi açık havuzlarda 1-3 ppm, kapalı havuzlarda 1-1,5 ppm arasında tutulur.
Turizm işletmecilerinin beklentisi nasıl?
Bakanlığın getirdiği önlemlere yönelik turizm işletmecileri neler düşünüyor? Önümüzdeki sezonla ilgili beklentileri neler? İzmir Dikili’de Can Apart Motel işletmecisi Gönül Yurtseven ve Muğla Selimiye’de Keyfim Otel işletmecisi Banu Gürler ile sezona nasıl hazırlandıklarını ve talep konusundaki beklentilerini konuştuk.
Önlem paketinde yer alan maddelerin çoğunun aslında normal koşullarda da uygulanması gerektiğini belirten Gönül Yurtseven, tek farkın sosyal mesafe kuralı olduğunu söylüyor. “İşletmeler çok dikkat etmeli ancak bu konuda misafirlerimiz de kendilerine düşeni yapmalı. Yani işletme ve misafirlerimiz koronavirüs konusunda çözüm ortağı olursa çok sıkıntı olacağını düşünmüyorum.” diyerek bireysel olarak bilinçli hareket etmenin önemini vurguluyor.
Banu Gürler, dezenfektan ürünlerin yüksek maliyetli olmasından dolayı özellikle butik tarzda yerel otellerin, genelgede yer alan ölçü ve oranlarda kullanımı konusunda titiz davranamayabileceğini belirtirken kurallara uyma konusundaki esas endişesinin işletmeler değil, misafirler olduğunu söylüyor. İşletmelerin belirlenen oranlarda olamasa da dezenfektan ürünler kullanmaktan sakınmayacağını, tedbirlere uyma konusunda hassas davranmaya çalışacağını vurgulayan Gürler, bu konuda misafirlerin dikkatli olmayabileceğini, özellikle maske kullanımı konusunda sorun yaşanabileceğini düşünüyor.
Otel seçiminde tercihler nasıl olur?
Yurtseven, daha az kalabalık olan küçük işletmelerin, özellikle mutfaklı apart otellerin hem güvenli hem az sayıda insan olması hem de düşük bütçeye hitap edebilmesi sebebiyle tercih edilebileceğini belirtiyor. Motel, apart ve pansiyon gibi küçük işletmelerin bu yıl daha avantajlı olacağını söyleyen Yurtseven’e göre bu tür işletmeler bu sezon kendilerini daha çok tanıtma fırsatı bulabilir.
Gürler de büyük ve kalabalık otellere kıyasla apart otellerin, tekne turlarının ve butik otellerin daha fazla tercih edilebileceğini belirtirken ev kiralama talebinde de artış yaşanabileceğini tahmin ediyor. İnsanların, daha önce tecrübe ettikleri otelleri tercih etmelerini tavsiye eden Gürler, hangi dezenfektan ürünlerin kullanıldığını sorup gerekirse belgesini görmeyi talep etmelerinin daha güvenli olacağının altını çiziyor.
Talep yoğunluğu diğer zamanlara göre nasıl bir değişim gösterir?
Her şey dahil otellerin özellikle yerli turistlerin tercihi olmayacağını ön gördüğünü belirten Yurtseven’e göre, özellikle yabancı turistlerin olduğu büyük oteller kaygıya sebep olabilir. Yurtseven, “Küçük motel ya da pansiyon gibi küçük işletmelerde hijyen gibi kurallar daha rahat takip edilebileceği için tercih sebebi olur.” diyor.
“Misafirlerimin yarısı sezon açılır açılmaz orada olacağız diyor, diğer yarısı eylül ekim gibi gelebileceğini söylüyor.” diyen Gürler, insanlar tatil planları konusunda henüz kararsız olduğu için talep yoğunluğu konusunda şimdiden net bir yorum yapmaktan kaçınıyor.
Önümüzdeki sezon için beklentiler nasıl?
“Misafirlerimiz biraz daha kaygılı olabilir ancak kendimizi ve aldığımız önlemleri doğru ifade ettiğimiz takdirde güzel bir sezon olacağı kanaatindeyim.” diye belirten Yurtseven’in tek kaygısı, tercih sebebi olacak küçük işletmelerin fiyat politikalarında fırsatçılık yapıp fahiş fiyatlarla suistimale gitmeleri. Gürler ise tüm önlemlere titizlikle uyularak misafirlerin de, işletmecilerin de, personelin de yüzünün güleceği, sağlıklı ve keyifli bir sezon geçirmeyi temenni ediyor.