Dünyanın hemen her ülkesi günün ilk öğünü kahvaltıya farklı yaklaşıyor. Kimi bu öğünü “erken yenen öğle yemeği” gibi görüyor kimi de krallara layık sofralar kuruyor!
Kahvaltı, günün ilk öğünü… Tüm dünyada insanların günün bu ilk öğününe yaklaşımları birbirinden çok farklı olabiliyor. Biz Türkler de bu konuda biraz farklıyız ancak alıştığımız kahvaltıya kabaca 60-70 yıl önce sofrada yer açtığımızı, ondan öncesinde tarhana çorbası, menemen, kuymak gibi nispeten “yemek” tadında bir şeyler ile güne başladığımızı da hatırlatalım.
İddia o ki kahvaltı, sanayiyle birlikte toplumların zenginleşmesi ve günde yenen öğün sayısının üçe çıkmasıyla birlikte artık vazgeçilmez hale geldi. Bundan 30 sene kadar önce de beslenme uzmanlarının konuya el atıp kahvaltıyı “günün en önemli öğünü” ilan etmesiyle kahvaltı bir anda “öğünlerin şahı” muamelesi görmeye başladı. Madem bu kadar önemli, o zaman dünya nasıl kahvaltı ediyor, merak etmemek elde değil. Avrupa’dan başlayalım.
Avrupa’dan kahvaltı sofraları
İngilizler, kahvaltıda bildiğiniz kuru fasulye, yanında sosis, bir parça mantar, brokoli vb. gibi sebzelerden oluşan az kavrulmuş sebzeler, illa ki yumurta ve birkaç dilim de kızarmış ekmekle yiyor. Fransızlar hamur işine meraklı. Sade ya da iç bademli kruvasan, tereyağı, çikolata ve kremanın yanında kahve yudumlamayı seviyorlar. Genellikle de bir kahve bir kruvasan yeterli oluyor. İskoçların kahvaltısı daha değişik ve “yemek” formunda. Günün ilk öğününde koyun veya dana ciğeri ve yüreği ile hazırlanan soğanlı sakatat yahnisi yemek orada adetten. Yanına Lorne denen kare sosis kızartması ve bir de yağda yumurta…
Polonya’da da benzer bir şey kahvaltı sofrasına geliyor: Tütsülenmiş baharatlı sosis, yanında iki patatesli krep ve bir de çırpılmış yumurta tava… İklim sertleştikçe kahvaltıda yenenler de bol kalorili oluyor galiba diyeceğiz ama İsveç’in geleneksel kahvaltısı bu tezi çürütüyor: Pannkakor denen İsveç’e özgü bir krep ve içine sürülen meyveli reçeller, marmelatlar… Hepsi o kadar! İtalyan kahvaltısından çok şey bekliyorsanız bir sürprize hazır olun. Cappuccino, latte ya da espresso fark etmez ama mutlaka bir kahve, tereyağı, reçel; kurabiye, hamur işi bir şeyler veya ekmek belki bazen de kruvasan… Hepsi bu kadar. Çünkü İtalyan mutfağının kahvaltıları son derece sade! Almanya’da kahvaltı sofralarının ayrılmaz parçası salam, sosis gibi soğuk etler… Her yörenin kendine has peynirleri ve özel pişirilmiş ekmekler ve kahve de kahvaltılarda mutlaka bulunuyor.
Asya kahvaltısı pirinç ve sebze ağırlıklı
Geçelim Asya’ya! İran’ın klasiği kalın yufkayı andıran pide benzeri ekmek, tereyağı ve reçel… Veya büyük tencerelerde küçük küçük kesilmiş parça et, buğday, tarçın, tereyağı ve şekerle pişirdikleri “halim” adlı karışım. Halim, hem sıcak hem de soğuk olarak yenebiliyor bu arada. Filipinler’de kahvaltı sofralarını mango gibi yerel meyveler süslüyor. Longganisa denen küçük sosisler ve pirinç de eksik olmuyor ama bu küçük sosisler tuz, sarımsak ve karanfil ile birlikte kızartılınca ismi değişip sinangang oluyor. Yanına da çeşitli etler, yumurta ile kuru fasulye ve benzeri bakliyat. Tayland’daki kahvaltılarda baharatla aroma verilmiş domuz etinin yanı sıra aynı şekilde işlem görmüş balık eti de bulunuyor. Burada taze nane ve pirinç de kahvaltının olmazsa olmazı!
Hindistan’ın aslında hemen her bölgesinde kahvaltıda aşağı yukarı aynı şeyler yeniyor fakat farklı malzemelerle hazırlanıyor. Örneğin chutney, farklı bölgelerde kayısı, şeftali hatta soğandan yapılıyor. Yanında da dosa, roti veya idli adı verilen hamur işi… Mercimekle yapılan Hint işi tofuyu, soslu sebzeleri, kızarmış çarliston biberi, biberiye ve patatesi de unutmayalım. Çinlilerin kahvaltısında özel bir şey yok çünkü öğlen ve akşam ne yiyorlarsa sabah da aynını yiyorlar: Buharda pişmiş pirinç, arada tavuk, noodle, balık ve Çin mantısı... Japonlar da farklı değil. Pilav, soya filizi ve balık (somon ya da uskumru) varsa tamamdır! Bazı bölgelerde ise soya çorbası tercih ediliyor. Bu arada Japonlar yumurtayı çok az pişmiş seviyor, peynire kahvaltıda yer vermiyor ve içecek olarak da yeşil çayı tercih ediyor. Ama Rusya’daki kahvaltı gibisini bulmak zor: Rusya’da kahvaltıdan eksik olmayan iki gıda var: Balık ve havyar! Tabii et ve yumurta da kahvaltı sofralarında kendine yer buluyor. Bir de lakerdalı esmer ekmek Wolgaschnitte’yi denemekte fayda var çünkü bu ekmekleri, dünyaca ünlü ekmekler arasında özel bir yere sahip.
Amerika ve Avustralya sadelikten yana
Avustralya ve Yeni Zelanda’nın kahvaltısı bunca kahvaltı çeşidi içinde en sade olanı kuşkusuz: Konsantre maya özütünden yapılan koyu kahve renkli bir ezme türü ve bunu üzerine sürdükleri kızarmış tost ekmeği. Bitti! Brezilya’daki kahvaltı sofralarının ayrılmaz üç parçası var: Peynir, ekmek ve domuz etinden üretilmiş herhangi bir soğuk et. Brezilya kahvaltısından meyvenin eksik olmadığını da ekleyelim. Amerikan kahvaltıları ise farklılık gösterebiliyor ancak standartları kahve, ev yapımı pankekler üzerine akıtılan akçaağaç şurubu ve domuz pastırması. Kimi ise sütlü mısır gevreğini tercih ediyor...
Tescilli kahvaltı
Memlekete uğramadan olmaz! Türkiye’de kahvaltının adeta “kitabını yazan” dört ayrı merkez var: Ege’den İzmir, Karadeniz’den Trabzon, Güneydoğu Anadolu’dan Gaziantep ve Doğu Anadolu’dan Van! Ancak hangisi ipi göğüsler derseniz, tartışmasız Van kahvaltısı… İddia o ki bir zamanlar İpek Yolu üzerinde bulunan ve bu sayede farklı milletlerin ticaret kervanlarını ağırlayan Van, o zengin kahvaltı sofrasını da böyle oluşturmuş.
Seçenekler öyle çok ki say say bitmiyor: Van balı, süt kaymağı, yoğurt kaymağı, yayık tereyağı, cacık, otlu peynir, örme peynir, beyaz peynir, kavurmalı yumurta, sucuklu yumurta, zeytin, un-yağ-yumurta ile yapılan murtuğa, bir tür helva olan kavut, tuzlu balık, süzme yoğurt, piyaz, tahin-pekmez, tandır ekmeği, menemen, zeytin türleri, Van çöreği, mevsim sebzeleri ve taze demlenmiş, semaverle birlikte sunulan demli çay… Bu arada mütevazı bir Van Kahvaltısı sofrasında 20 çeşit yiyecek bulunduğunu, bu sayının 40’a kadar çıkabildiğini de ekleyelim. Son söz olarak, Van Kahvaltısı’nın 2014 yılında “Dünyanın Çeşidi En Fazla Kahvaltı Sofrası” etkinliğinde kırdığı rekorla Guinnes Rekorlar Kitabı’na girdiğini ve bu kahvaltının Türk Patent Enstitüsü’nden “Van Kahvaltısı Tescil Belgesi” almaya hak kazandığını da ekleyelim.