Dünyayı iyilik kurtaracak!

Dünyayı iyilik kurtaracak!

İyilik, geleceğin trendleri arasında gösteriliyor artık. Bencilliğin, çıkarcılığın insanlığı iyi bir noktaya taşımadığı ortada. Üstelik teknolojik gelişmeler de giderek daha çok “iyiliğin” yanında yer alıyor. Tıpkı üç boyutlu yazıcılar gibi... 

Yardıma ve desteğe ihtiyacı olan kişiler, bu ihtiyaçlarına kolay ve en az maliyetle, hatta maliyetsiz ulaşabilse; iyilik bazen tek tuşla hiç tanımadığınız, sizden kilometrelerce uzakta yaşayan birinin yüreğine dokunabilse ne güzel olurdu öyle değil mi?

Teknolojinin gelişmesi ve artan farkındalıkla birlikte ortaya çıkan bazı girişim ve projeler, bu hayale çok da uzak olmadığımızı gösteriyor. Fütürist Ufuk Tarhan bir konuşmasında gelecekte iyiliğin trend olacağını söylemişti. Yavaş yavaş bu geleceği yaşamaya başladık bile!

Üç boyutlu yazıcıların hayatımıza girmesi ve yaygınlaşması ile dünya daha güzel bir yer haline gelmeye başladı. Sanayi tipi boyutlardan ev tipi boyutlara indirgenen üç boyutlu yazıcılar, bireysel kullanıcıların geliştirdiği yazılımlar ve tasarımlar sayesinde birçok kişiye umut ışığı oluyor.

Robot El, küçük yüreklere yardım eli uzatıyor

Sosyal bir girişim olan Robot El, gönüllülük esasına dayanıyor.
Sosyal bir girişim olan Robot El, gönüllülük esasına dayanıyor.

Bir sosyal girişim olan Robot El, kendine esin kaynağı olarak gördüğü Enabling The Future’dan yola çıkıyor. Amacı ise üç boyutlu yazıcılarla, özellikle ekonomik ve kullanımı kolay protez el ve kol üreterek, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak. Normalde fiyatları oldukça yüksek olan protez el ve kollar, ihtiyaç sahiplerinin bundan mahrum kalmasına sebep olurken Robot El, üç boyutlu yazıcılarla bu mekanizmaları çok düşük maliyetle üretip ihtiyaç sahiplerine ulaştırabiliyor. Açık kaynak sistemi ile birçok farklı yazılım ve tasarıma ulaşabilen Robot El, ihtiyaç sahiplerinin tespiti, ölçü alımı, tasarım, baskı, montaj gibi birçok konuda, gönüllülük esasıyla güçlenen bir proje.

Görme engelli annelere büyük mutluluk

Görme engelli bir kadın sekiz aylık hamileyken bebeğinin 3D ultrason görüntüsüne dokundu.
Görme engelli bir kadın sekiz aylık hamileyken bebeğinin 3D ultrason görüntüsüne dokundu.

Anne-baba adayları için ultrasondan bebeklerini izlemek paha biçilmez bir duygudur. Ama maalesef görme engelli ebeveynler, o ilk karşılaşmayı aynı coşkuyla yaşayamayabiliyor. İşte Türkiye’de ilk defa Türkiye Hastanesi’nde gerçekleştirilen bir uygulama, görme engelli anneler için bu eksikliği bir nebze olsun unutturmayı amaçlıyor.

Sekiz aylık hamileyken, bebeğinin 3D ultrason görüntüsü üç boyutlu yazıcılarla basılan görme engelli Yeliz Temiz, bu uygulama sayesinde, bebeğini hissedebilmenin verdiği mutluluğu yaşayabildi. Uygulamanın destekçisi, yerli üç boyutlu yazıcı firması Zaxe. Zaxe’nin kendi sitesinde yayımladığı habere göre, Yeliz Hanım’ın yüzde 30 görme yetisi olan Eşi Tekin Temiz şunları söylüyor: “Eşim ultrason kontrollerinde hep bebeğimizin nasıl gözüktüğünü sorar, kulaklarının, gözlerinin, burnunun nasıl olduğunu merak ederdi. Betimlemede zorlanırdım. Şimdiyse ona doğrudan dokunabiliyor. Bu bizim gibi görme engelliler için çok büyük bir şans” diyor. Yeliz Temiz ise duygularını “Bebeğimin kulak, burun, göz, dudak gibi ayrıntılarına daha doğmadan dokunabiliyorum, bu beni diğer annelerden daha şanslı kılıyor aslında” şeklinde ifade ediyor. Bu projeden, görme engelli olmayan anneler de faydalanabiliyor.

DÜNYADAN “İYİLİK” ÖRNEKLERİ

Görme engelliler için sanat

The Unseen Art adlı proje 3D yazıcıları kullanarak, sanat tarihinin en önemli eserlerinin kabartmalı baskılarını yaratıyor.
The Unseen Art adlı proje 3D yazıcıları kullanarak, sanat tarihinin en önemli eserlerinin kabartmalı baskılarını yaratıyor.

Mona Lisa’nın o meşhur gülüşü, Van Gogh’un ayçiçekleri… Sanat tarihinin bu en önemli eserlerinden görme engelliler mahrum kalmasın diye, İngiltere’de bir kitle fonlama projesi başlatıldı: “The Unseen Art”. 3D yazıcıların avantajlarını kullanan bu projeyle dünyanın en ünlü tablolarının kabartmalı baskıları alınıyor. Böylece engelli kişiler bu eserleri parmaklarıyla hissedebiliyor. Bu 3D çizimlerin hepsi açık kaynakları. Bu sayede 3D yazıcılara erişi olan herkes bunları bastırabiliyor.

Yaralı kaplumbağaya özel 3D kabuk

Freddy, kabuğunun büyük bir bölümünü bir orman yangınında kaybetmişti.
Freddy, kabuğunun büyük bir bölümünü bir orman yangınında kaybetmişti.

Brezilya’da çıkan bir orman yangınında kabuğu zarar gören Freddy isimli kaplumbağanın yardımına, The Animal Avengers olarak bilinen bir grup öncü cerrah koştu. Cerrahlar Freddy’nin yaşamını sürdüremeyeceğinden endişe ediyordu. Çünkü kaplumbağalar için kabuk, zırh anlamına geliyor; onları birçok tehlikeden koruyor.

Üç boyutlu tarama ve modelleme teknolojisiyle kabuğunun hasarlı kısımları yeniden modellenen Freddy, yeni kabuğuna da 3D yazıcılar sayesinde kavuştu. Üretilen kabuk hassas bir operasyonla yerine yerleştirildi. Fakat Freddy’nin hemcinsleri tarafından dışlanmaması için biraz renge ihtiyacı vardı! Hayvanseverler onu da es geçmedi.

Freddy’nin yeni kabuğu elle boyandı.
Freddy’nin yeni kabuğu elle boyandı.
Freddy yeni kabuğuyla sağlığına kavuştu.
Freddy yeni kabuğuyla sağlığına kavuştu.
Derby ve yeni protez ayakları
Derby’nin yeni nesil protezleri, akranlarıyla zıplayıp oynamasına olanak sağlıyor.
Derby’nin yeni nesil protezleri, akranlarıyla zıplayıp oynamasına olanak sağlıyor.
Derby akranlarının çoğundan farklı olarak deforme ön pençeleri ve ön bacaklarıyla doğdu. Derby bu nedenle birçok zorluk çekti. Tekerlek şeklindeki protez bacaklarla hareket edebiliyor, yürüyebiliyordu ama akranlarıyla koşup oynayamıyor, zıplamanın keyfini yaşayamıyordu. Ta ki iyi insanlar yardımına koşana kadar! 3D yazıcı teknolojisiyle tam olarak boyuna ve ayaklarına uygun, yeni nesil protez ayaklara kavuşan Derby artık çok daha mutlu. Çünkü her köpek gibi koşuyor, takla atıyor, hatta zıplıyor.