Yeni kaygımız: Eko-anksiyete

Yeni kaygımız: Eko-anksiyete

Endişe ve kaygı bozukluğu, dünyada en sık görülen psikolojik durumlardan biri. COVID-19 salgını, yangınlar, fırtınalar, depremler, maddi endişeler ve gelecek kaygısı gibi durumlar, endişe hissimizi her gün biraz daha artıyor. Gezegenimizin geleceğinden, kaynakların azalmasından, ileride su ve yiyecek hatta nefes alınacak hava bulunamamasından duyduğumuz endişe de artık hayatımıza girdi diyebiliriz. Onun adı, eko-anksiyete.

Eğer iklim değişikliğinden, fırtına veya sel gibi ekolojik felaketlerin sıklığından, korkutucu hava olaylarının yol açtığı durumlardan endişe ediyorsanız ve bu endişeniz nedeniyle iyi uyuyamıyor, dikkatiniz dağılıyor veya panik bozukluk belirtileri gösteriyorsanız yeni bir kaygı sahibi oldunuz demek. Günümüz dünyasında çoğu insanı etkileyen bu kaygı bozukluğunun adı, eko-anksiyete. Son iki üç yıldır giderek daha fazla insanın etkilendiği bu durumu, dünyanın geleceği ve kaynaklar için endişelenmek olarak tanımlayabiliriz.

Kişilerin, su ve elektrik kullanımı gibi yaptığı her eylem için endişelenmesine, çaresizlik hissetmesine ve suçluluk duymasına yol açan eko-anksiyete; henüz tıbbı olarak kanıtlanmamış olsa da uzmanlar insanlar üzerindeki etkisini yadsımıyor.

Keder hissine benzeyen ekolojik keder

Eko-anksiyeteye bağlı olarak tanımlanan diğer bir durum ise ekolojik keder (ecological grief). İnsanların, iklim değişikliği ve doğa kaybı gibi durumlara karşı hissettiği hüzne ve acıya da ekolojik keder deniyor. Ekolojik keder, eko-anksiyeteden biraz farklı; mesela hala eyleme geçmek, düzeni değiştirebileceğine inanmak gibi umutlar taşıyor. Psikologlar ekolojik kederi, genel keder hissi gibi tanımlıyor ve beş adım kapsamında açıklıyor:

1. İnkar: Doğru olmadığını ve başka faktörlerin olduğunu düşünmek

2. Öfke: Buna neden olan kişi ve kurumları suçlamak, öfke hissetmek.

3. Pazarlık: Çözüm aramak, durumun tersine çevrilebileceğini düşünmek ve diğer insanları harekete geçirmeye çalışmak.

4. Depresyon: Eylemlerin hiçbir işe yaramadığını düşünmek ve korku hissetmek.

5. Kabullenme: Gezegenin eskisi gibi kabul olmayacağını etmek ve yeni çözüm arayışları aramak.

Çocuk ve gençler endişeli

Eko-anksiyete, çocuk ve gençleri yetişkinlerden daha çok etkiliyor.
Eko-anksiyete, çocuk ve gençleri yetişkinlerden daha çok etkiliyor.

2020 yılında İngiltere'deki çocuk psikiyatristlerinin yaptığı bir ankete göre; çocuk ve gençlerin yüzde 57’si iklim krizi ve çevre hakkında endişe hissediyor. 2021 yılı sonunda 16-25 yaş arası gençler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre de iklim krizinin psikolojik etkilerini en çok onlar yaşıyor. Eko-anksiyete, çocuk ve gençleri yetişkinlerden daha çok etkiliyor diyebiliriz. Yetişkinlerde görülen eko-anksiyete ise geleceğinden endişe eden, çevreci ve doğaya duyarlı kişilerden ve ebeveynlerden oluşuyor. Ebeveynler, dünyanın durumunun gelecekte daha da kötüleşeceğini düşünüyor ve bu durumdan suçluluk duyuyor.

Psikolojik araştırmalara göre etkisi gerçek

Amerika Birleşik Devletleri’nin Cambridge şehrinde bulunan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, 2005 yılında gerçekleşen Katrina Kasırgası'ndan kurtulanlar arasında araştırma yapmış ve bir rapor yayınlamış. Bu rapora göre, doğal bir afete maruz kalan kişilerin travma sonrası stres veya depresyona ek olarak zihinsel bir hastalığa sahip olma olasılıkları yüzde 4 daha fazla olduğu açıklanmış.

Yapılabilecek ufak ama önemli şeyler

Eko-anksiyete hissi ve gelecek için yapabileceğimiz şeyler çok basit; mesela plastik atığı azaltmak.
Eko-anksiyete hissi ve gelecek için yapabileceğimiz şeyler çok basit; mesela plastik atığı azaltmak.

Artık, iklim değişikliği ve doğa için yapabileceğimiz şeylere her kaynaktan ulaşabiliyoruz. Yapabileceklerimizin çok basit şeyler olduğunu da biliyoruz. Eğer siz de eko-anksiyete ve benzeri bir hisse sahipseniz, sizi rahatlatacak ve geleceğimizi koruyacak bazı ipuçları şöyle:

• Kişisel plastik tüketiminizi ve dolayısıyla plastik atığını azaltın.

• Ufak bir balkon bahçeniz olsun, cam kenarında bile olsa domates veya biber yetiştirin; sürdürülebilir faaliyetler yapın.

• Fazla su tüketiminden kaçının, açık kalan musluğu kapatın.

• Geri dönüşüme dikkat edin, camları özel atık kutusuna atın.

• Yürüyebileceğiniz mesafeler için araç kullanmayın veya toplu taşıma tercih edin.

• Çevrenizdeki kişilerin de bu konuda farkındalık sahibi olmasını sağlayın.

Kaynak:

theguardian.com

iberdrola.com

Quick Yurt İçi Seyahat Sigortası

Yurt İçi Seyahat Sigortası, Türkiye içinde ister tatil ister iş amaçlı tüm seyahatlerinizde beklenmedik durumlara karşı yanınızdadır.

Yurt içi seyahatlerinde beklenmeyen olaylar canını sıkmasın.

Detaylı bilgi için:

quicksigorta.com/seyahat-sigortasi-yurtici