Son zamanlarda sigarayı bırakmak isteyenlerin başvurduğu yöntemlerin başında elektronik sigara yani e-sigara geliyor. Sigara alışkanlığını bırakmak bir yana, özellikle gençlerde kullanımı hızla yayılan bu yöntemin zararları da sıkça tartışılıyor. Biz de dünyada pek çok ülke ve sağlık örgütünün savaş açtığı e-sigara hakkında merak edilenlerin peşine düştük.
Hem tasarımı hem de nikotin salınımı açısından normal sigarayla benzerlik gösteren e-sigara, 2004 yılında ilk kez Çin’de sigara bırakma yöntemi olarak pazarlandı ve tüm dünyada hızla yayıldı. Geçmişi 1963 yılına kadar dayanan e-sigara elektrik gücüyle çalışan ve kartuşun içindeki aromalı solüsyonu ısıtarak buharlaştıran bir mekanizmaya sahip. Görüntü olarak geleneksel sigaraya benzeyen e-sigaraların solüsyon şeklindeki buharının içinde; akciğerlere inebilen çok küçük tanecikler, aroma verici uçucu maddeler, dietilen glikol, formaldehit, nitrozaminler gibi kansere yol açan kimyasal maddeler, nikel, kalay ve kurşun gibi ağır metaller bulunuyor. e-sigara solüsyonundaki nikotin çözeltisi 0 mg/mL'den 36 mg/mL'ye kadar değişebiliyor.
Elektronik sigaralar piyasada 8 bin değişik aroma ile satılırken, meyve ve şeker aromalarının çocuklarda nikotin bağımlılığını kolaylaştırabileceği kaygısı oldukça yüksek. Normal sigara ile ikili kullanımı sıkça görülen e-sigara, ABD’de yapılan bir araştırmaya göre ergenlerde yetişkinlere göre üç kat hızla yayılıyor. Ayrıca ABD’de yaşayan gençlerde e-sigara kullanımı 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 78 artış gösterdi. Elektronik sigara en çok Kuzey Amerika ve Avrupa’da kabul görülüyor.
İngiltere’de e-sigara kullanımı ise 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 75 oranında artarken, Almanya’da 2016 yılında yapılan bir çalışmada, erkeklerin yüzde 13,5’i, kadınların yüzde 7,6’sının elektronik sigara kullandığını ortaya koyuyor.
Sigarayı bıraktırma kampanyalarını olumsuz etkiliyor
Normal sigaradan daha masum görünen e-sigaraya, sigarayı bırakmak isteyenler sıkça başvuruyor. Kartuşunda bulunan solüsyonun sigaradaki kimyasal zararlı maddelerden daha az toksik madde içerdiği yönünde tanıtımı yapılıyor ve her geçen gün yaygınlaşıyor. Bağımlılık yapma oranıyla ilgili henüz yeterli araştırma olmayan e-sigarayı, sadece sigarayı bırakmak isteyenler değil bağımlılık riskinin daha az olması ve sigara gibi tatmin edici olmasından dolayı pek çok insan tercih ediliyor.
Türkiye pazarına 2007 yılında giren e-sigara medya ve direkt satış yöntemleriyle yayıldı desek yeridir. Sağlık Bakanlığı e-sigaranın satış ve pazarlamasına sınırlama getirirken sigara bırakma yönteminde kullanılan nikotin replasman tedavisinde henüz güvenirliliğinin kanıtlanmadığını yayınladığı genelgeyle de anlatmaya çalıştı.
Dr. Mert Çınar, e-sigaranın yeni olmasından dolayı sağlığa zararları ile ilgili araştırmaların çok fazla olmadığını uzun süreli kullanım etkilerini araştırmak için henüz erken olduğunu ancak e-sigara nikotin içerdiğinden nikotin bağımlılığını azaltmadığını belirtiyor: ”Yapılan araştırmalarda normal sigarada bulunan toksik maddelerin, e-sigaradan çekilen buharda karbonmonoksit hariç bulunduğu tespit edildi. Ayrıca e-sigara kullanımında sigara içmeyle ilgili hatırlatıcı davranışlar içme alışkanlığının çok benzeri olarak devam ediyor. Elektronik sigara cihazının patlaması yaralanmalara da neden olabiliyor.”
Uzun süreli kullanımı olmadığından sağlık üzerindeki etkileriyle ilgili henüz uzun araştırmalar yapılamamış olsa da e-sigaranın kısa vadede sağlık üzerinde kanıtlanmış olumsuz etkileri bulunuyor. TÜSAD Çalışma Grubu ve bir grup akademisyenin e-sigara üzerine gerçekleştirdiği çalışmada, e-sigaradaki sıvının içeriğinde toksik madde propilen glikolün göz ve diğer mukozlarda tahriş yapabildiği birçok alanda kullanımını yasaklanan bir madde olduğu belirtiliyor. Propilen glikol, ısıtma ve buharlaştırma işlemleri sonrası Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi tarafından kanserojen olarak tanımlanan glikojen oksite dönüşüyor. Ağız ve boğaz mukozasının tahrişi, öksürük, bulantı ve kusma e-sigara kullanımına bağlı en sık yan etkiler arasında yer alırken; zatürre, kalp yetmezliği, hipotansiyon gibi hastalıklar da hayatı tehdit edici etkiler olarak tespit edilenler arasında.
Sigarayı kafada bitirmek…
Dünyada 150’den fazla merkeziyle 80’li yıllardan bugüne kadar yaklaşık 20 milyon kişiye sigarayı bıraktıran Allen Carr yönteminde de e-sigara ile ilgili benzer tespitler var. 33 yıl boyunca günde beş paket sigara içen ve bırakmak için bilinen tüm yolları deneyen Allen Carr, Sigarayı Şu Anda Bırakın adlı kitabında; elektronik sigara, nikotin bandı, nikotin sakızı ve sigarayı bırakma ilaçları gibi yöntemlerin aslında sigara içme düşüncesini devam ettiren ve hatta güçlendiren hamleler olduğunu söylüyor. Çünkü Carr’a göre sigara içmek tamamen zihinde başlıyor ve yine sadece zihinde bitiyor. Elektronik sigara da zihnin sigarayla ilgili yanılgısını destekliyor.
Birleşik Krallık e-sigaraya karşı değil
e-sigaraya yaklaşımlar, ülkeler arasında da farklılık gösteriyor. Birleşik Krallık (İngiltere) hekimleri ve sağlık politika belirleyicileri elektronik sigarayı tedavi ürünü olarak görüyor. Ayrıca e-sigaranın klasik sigaradan daha az zararlı olduğunu, karsinojenlerin bulunmadığını ve sigara içme dürtüsünü bastırdığını iddia ederek sigarayı bırakamayanlar için değerlendirilebileceğini belirtiyor. Buna karşın Almanya, elektronik sigaranın klasik sigarayı bırakmak isteyenlerin alışkanlığını sürdürmesini tetiklediğini savunan ülkelerden.
Türkiye’de yasal satışı olmayan e-sigaranın kullanım sıklığı, henüz araştırılmadı ancak Sağlık Bakanlığı sağlığa olumsuz etkileri üzerine dikkat çeken çalışma ve yayınladığı raporlarla e-sigaranın sigarayı bırakmaya yardımcı bir yöntem olmadığına dikkat çekti.