Koronavirüs salgını nedeniyle yaşadığımız izolasyon ve kaygıların psikolojik etkileri neler? Bu etkilerle nasıl başa çıkabiliriz? Bu süreçte çocuk, yaşlı ve psikolojik destek alması gerekenlere nasıl yaklaşılmalı? Tüm bu soruları Psikolog Sadiye Akbulut ile konuştuk.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle günlük rutinimizin değiştiği, yaşamlarımızın büyük oranda kendi evimizin sınırları içerisine çekildiği bir dönem yaşıyoruz. Bu izole duruma ek olarak artan belirsizlik de kaygı durumumuzu artırıyor.
Sento Eğitim ve Danışmanlık Kurucusu Psikolog Sadiye Akbulut ile koronavirüs salgınının neden olduğu psikolojik etkilerini ve bu etkilerle başa çıkmanın yollarını konuştuk.
Covid-19 salgını nedeniyle, zorunlu haller dışında evden dışarı çıkamıyoruz. Ayrıca salgın ve ölüm haberleri hayatımızda büyük bir yer tutuyor. Bu izolasyonun ve artan kaygının birey üzerindeki etkileri neler?
Salgın ülkemizin kapısını çaldığı hafta hepimiz bu durumdan çok etkilendik. Hızlı bir şekilde sürdürdüğümüz hayatlarımıza, evlerimizde tecrit altında devam etmeye başladık. Bir yandan her akşam televizyonda ve sosyal medyada yetkililerce açıklanacak yeni vaka sayısını, kayıplarımızın sayısını endişe ile bekledik. Bu hepimiz için bir şok evresiydi. İştahlarda ve uykularda artma ya da azalma, ilişkilerde bozulmalar yaşandı. İlk hafta buna benzer belirtiler çok doğal.
Salgın sürecinde ortaya çıkan korku, kendimizi korumak için gerekli mücadeleyi vermede faydalı. Korku belli bir seviyeye kadar bizim dostumuz. Korkunun hiç olmaması ya da gereğinden fazla olması, bize dost olmaktan çıktığını gösterir. Hem tedbirli olup hem günlük işleyiş düzenine devam etmek bizim için yeterli. Bu süreçte finans, istihdam, eğitim, çocuklar gibi birtakım konularda “belirsizlikler” ortaya çıkıyor. Belirsizlik de kaygı düzeyini artıran önemli bir unsur. Yönetilmeyen kaygı kişiye hata yaptırabilir
“ÖNCE BELİRSİZLİKLERİ GİDERİN”
İzolasyon ve kaygının getirdiği psikolojik baskılarla nasıl mücadele edebiliriz, neler yapılmalı?
Salgından korunmak için aldığınız temizlik tedbirlerini günlük yaşantınızı fazla etkilemeyecek, rutin akışınıza engel olmayacak şekilde seviyelendirin. Herkes maddi ve manevi olarak bu süreçten etkilenecek. Önemli olan en az hasarla bu süreci atlatabilmek. Bunun için önce belirsizlikleri giderin. Sağlık, eğitim, istihdam, finans gibi konularda, sizin elinizde olan kısımları gözden geçirin ve bir yıllık planlar yapın. Aileniz ile beraber almanız gereken kararlar olabilir.
İletişim halinde kalmaya devam edin. Sosyal izolasyon dahilinde telefon üzerinden veya online olarak sevdiklerinizle temasta kalmaya devam edin. Yeteneklerinizi, bilginizi, yapabileceklerinizi paylaşıp faydalı olmak size iyi gelecek. Hiçbir şey yapamıyorsanız, sokak hayvanları ile yiyeceklerinizi paylaşabilirsiniz.
“EV İŞLERİNDE ADİL PAYLAŞIM YAPILMALI”
Koronavirüs salgını günlerine eşimiz ya da sevgilimizle çok daha uzun süreler küçük alanlarda birlikte yaşamak zorundayız, bu ilişkileri nasıl etkiler? Yaşanan olumsuzluklara karşı neler yapılabilir?
İlişkiler günlerdir kapalı alanda sıkışıp kalmış ve üflemeye hazır bir düdüklü tencere gibi. İzolasyon döneminin kesin bir bitiş tarihi olmaması da bu durumu zorlaştırıyor. Hayata dair diğer belirsizlikler, problemler ve endişeler de üzerinde ekleniyor. Bu da ilişkiler üzerinde daha çok baskı oluşturuyor. Çiftler evden çalışma alanlarını ayırabilir ve mesai saatleri içinde mesajlaşarak iletişimde kalmaya devam edebilirler. Eşlerin, kendilerine özel zaman ayırmaları yine ilişkiler açısından olumlu bir etkendir. Akşamları yemek sonrası günü değerlendirecekleri bir toplantı yapabilirler. Ev işleri ile ilgili adil bir iş bölümü yapmak, ilk toplantının gündemi olabilir. Böylelikle ev veya çocuklarla ilgili sorumlulukların dağılımı eşitlenmiş olur.
EVDE ÇALIŞIRKEN GÜNLÜK DİSİPLİNE DİKKAT
Pek çok kişi evden çalışmak zorunda. Motivasyon ve çalışma düzeninin aksamaması için neler yapılmalı?
Home office çalışma, ilk etapta çok sevimli gözükür. Ama home office çalışmanın da bir disiplini ve psikolojisi vardır. Kendinize hafta içi mesai başlama saati oluşturun ve ne kadar uykusuz olsanız da o saatte mutlaka kalkın. Evde çalışmanın psikolojisine girebilmek için alarmınız çaldıktan sonra mutlaka günlük hazırlığınızı yapın. Saçlarınızı ve kişisel bakımınızı yaparak üzerinizdeki pijamalarınızı çıkarın. Evinizde topuklu ile gezmek ya da kravat takmak da isteyebilirsiniz. Ama istemeyenler için kesinlikle çalışma saatleriniz için belirlediğiniz bir ev kıyafetiniz olsun.
Evinizde istediğinizde yerde çalışmanın özgürlüğünü yaşamak başta eğlenceli olsa da uzun süreli evden çalışmalarda durum farklıdır. Evinizde kendinize bir çalışma alanı belirleyin ve o alanın dışına çıkmayın. Kendinize belirlediğiniz mesai saati içine mola saatlerinizi eklemeyi unutmayın. Eşiniz, çocuklarınız, aileniz ya da ev arkadaşlarınız sizden bir şey yapmanızı istediğinde “mola saatini beklemesini” rica edin. Böylelikle onlar da sizin düzeninize ayak uydurmaya başlayacaktır. İşe gitmenize alışık olan ev halkı, sizi evde gördüğü için tatildeymişsiniz gibi davranabilirler. Belirlediğiniz mesai saatlerini evdekilerle paylaşın. Hatta çocuklarınız aynı saatlerde okuldaymış gibi ders çalışıp, anneniz siz yokmuş gibi televizyon seyredip, sizin gibi evden çalışmaya başlayan eşinizle aynı mesai saatlerini paylaşabilirsiniz. Mola saatlerinde evdekilerle bir araya gelebilirsiniz. Böylece çocuklar teneffüse çıkmış, siz de eşinizle veya ev arkadaşınızla mola saatinizi paylaşmış olursunuz.
Unutmayın ki bu süreçte ev mesai saatleri içerisinde herkes eşit! Çocuklar ve yetişkinler kendi yemek tabaklarını kaldıracak, herkes kendi kahvesini, sütünü kendi alacak. Başta “Ben yaparım ne olacak” dedikleriniz, bir süre sonra öfke patlamalarına ve anlaşılmadığınız hissine kapılmanıza neden olabilir. Belirlediğiniz ev mesainiz bittikten sonra sizi arayan ve iş vermek isteyen yöneticinize ya da iş arkadaşınıza yarın devam edeceğinizi söylemeniz gerekir. Evden çalışmanın bir dezavantajı da her zaman yöneticinin ya da iş arkadaşlarının ulaşabilir olması durumudur. Sınırlarınızı iyi belirlemezseniz, evden çalışmak daha yorucu ve stresli hale gelebilir.
Anksiyete bozukluğu gibi psikolojik destek alması gerekenler bu dönemde neler yapmalı?
Temizlik konusunda aşırı davranışlar sergileme, iştahın ve uykunun ciddi anlamda azalması, geçmeyen çarpıntı, titreme, kendine zarar verme düşünceleri ya da eğilimi, fiziksel şiddet gösterme eğilimi gibi durumlarda kişilerin en hızlı şekilde psikolojik destek alması gerekmektedir. Bazı firmalar çalışanlarının psikolojik destek almaları için özel kurumlarla anlaşır ve çalışanlara 7/24 telefon üzerinden psikolojik destek verilir. Eğer böyle bir imkanınız yoksa, ruh sağlığı uzmanlarının online terapilerine başvurabilirsiniz.
ÇOCUK VE YAŞLILARA NASIL YAKLAŞILMALI?
Yaşlı ve çocukların bu dönemi atlatması için neler yapılmalı?
Bu dönemde büyüklere ve çocuklara benzer yaklaşımlardan bahsedebiliriz. Öncelikle ne bildiklerini sorun. Yanlış bir bilgi var ise düzeltmeniz daha kolay olacaktır. Bilginin kaynağını öğrenin. Doğru bilgi kanallarını öğretin. Kaygılı bireyler, endişelerini ne kadar çok yansıtırsa büyükleri ya da çocukları o kadar temkinli olur diye düşünebilirler. Ancak çocuklar ve büyükler bu dengeyi kuramayabilirler. Sakince duygularınızı ve süreci anlatmak gerekir. Gereğinden fazla bilgi yüklemek doğru bir tutum olmayacaktır. Bu sürecin bir gün biteceğini unutmadan ilişki kurmak önemlidir.
Koronavirüs günleri bittiğinde normal yaşama adapte olabilecek miyiz? Bunun için neler yapmalıyız?
Salgın süreci devam ediyor. Bu süreçte kendimizi hem fiziksel hem ruhsal olarak korumanın, salgın dönemi bitip keyifli günler geldiğinde önemi anlaşılacak. Korkularımızı ve kaygılarımızı kendimize dost seviyede tutamazsak salgın süreci sonrası psikolojik sorunlara bağlı fizyolojik hastalıklar kapımızı çalmaya başlar. Salgın sürecinde iş rutinimizi, hobilerimizi devam ettirmek ya da salgın sürecinde keşfettiğimiz yeteneklerimizi salgın sonrası devam ettirmek dengenin kurulmasında yardımcı olacaktır.