Kış virüsleri yuvaya döndü!

Kış virüsleri yuvaya döndü!

COVID-19 salgını kısmen kontrol altına alınsa da farklı virüsler hayatımıza döndü. Bu kış grip/influenza, rhinovirüs/parainfluenza ve RSV virüsleri geri geldi. Uzmanlar, virüslere karşı bağışıklığınızı güçlendirmenizi öneriyor.

COVID-19 salgını kontrol altına alındı derken farklı virüsler nedeniyle neredeyse her yaştan herkes hasta! Uzmanlar, geçmiş yıllara oranla soğuk havaların geç gelmesiyle hastalıklara neden olan virüslerin direnç kazandığını söylüyor. Dirençli virüs ilaca karşı da güçlü olduğundan hastalıklar uzun sürüyor. Özellikle viral gribal hastalıklar direnci daha düşük olan çocukları etkiliyor. Uzmanlar özellikle bu kış, grip/influenza, rhinovirüs/parainfluenza ve RSV virüslerinin etkisine maruz kalındığını söylüyor. Uzmanlara göre, bu üçlünün hepsinin ciddiye alınması gerektiğini söylerken öncelikli tehdidin RSV enfeksiyonu olduğuna dikkat çekiyor.

Enfeksiyonlara geçmeden önce neden böyle bir etkiye maruz kalındığına bir bakalım. 2020 ve 2021’de yani COVID-19 pandemisinin en yoğun günlerinde kendimizi “maske, sosyal mesafe ve hijyenik önlemler” sayesinde koruyorduk. İki yıldır uygulanan yoğun önleyici tedbirler bu kışa girerken bırakılınca bağışıklık sistemleri hazırlıksız yakalandı. Çocuklar okulların kapalı tutulduğu, maske ve mesafe önlemlerinin dikkatle uygulandığı geçtiğimiz iki yılda özellikle üçlü virüs saldırısına yeterince maruz kalmadı. Bu virüslere karşı yeteri kadar güçlü bir bağışıklık geliştiremedi. Aynı durum yetişkinler için de geçerli.

Gribal enfeksiyonlar öksürük, aksırık, burun akıntısı şikâyetleriyle kendini gösteriyor.
Gribal enfeksiyonlar öksürük, aksırık, burun akıntısı şikâyetleriyle kendini gösteriyor.

Uzmanların dikkat çektiği üçlü viral enfeksiyonlar her vücut değiştirdiğinde yapısal olarak da değişiyor. Bir sonraki virüs bir öncekiyle aynı olmuyor. Bu kış etrafta kol gezen virüslere bir bakalım.

Grip/Influenza: Influenza virüsünün A, B ve C olmak üzere üç tipi ve birçok alt tipi bulunuyor. Influenza A’nın neden olduğu grip hastalığı daha ağır seyredip, büyük salgınlara yol açabiliyorken, Influenza B, daha çok küçük çocuklarda görülen hafif seyirli gribe neden olabiliyor. Influenza C ise daha çok hayvanlarda hastalığa neden oluyor. Grip/Influenza, halsizlik, yaygın kas-eklem ağrıları, yüksek ateş, üşüme-titreme, terleme, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve öksürük yakınmalarına neden oluyor. Yaşlılarda, kronik hastalığı ya da bağışıklık sistemini baskılayacak herhangi bir hastalığı olanlarda ve 2 yaşından küçük çocuklarda ağır seyredebilme olasılığı bulunuyor.

Rhinovirüs/Parainfluenza: Medyada “gergedan virüsü” olarak da anılan Rhinovirüs/Parainfluenza, daha çok burun ve genizde enfeksiyona yol açtığından bu isimle anılıyor. Kendisine bilinen en eski soğuk algınlığı ve nezle virüsü denebilir. Kış aylarında solunum yolu enfeksiyonlarının çoğu Rhinovirüs’e bağlı oluyor. Ocak ayından sonra grip etkeni influenza artıyor. Burun ve geniz enfeksiyonu dışında tüm vücutta kırgınlık, kas ve eklem ağrılarına, yüksek ateşe neden oluyor.

RSV: RSV virüsü yani Respiratuar Sinsisyal Virüs; grip ve soğuk algınlığına benzer şikayetlere neden olmakla beraber tedavisinde gecikilirse akciğerleri tehdit ediyor. Bu nedenle uzmanlar tarafından en çok ciddiye alınması gereken virüs olarak gösteriliyor. Tüm yaş gruplarında özellikle bebekler ve yaşlılarda yaşamı tehdit eden solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Büyük çocuk ve erişkinlerde RSV genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu; bebek ve küçük çocuklar ile prematüre doğanlarda bağışıklık yetmezliği olanlarda ve yaşlılarda ciddi alt solunum yolu enfeksiyonları geliştirebiliyor. Astım ve diğer kronik akciğer hastalıklarının alevlenmesine neden olabiliyor. 

Yediklerimiz bağışıklık sistemimizi güçlendirmemize yardımcı olan en önemli silah.
Yediklerimiz bağışıklık sistemimizi güçlendirmemize yardımcı olan en önemli silah.

Uzmanlara göre kış virüslerinin yoğun saldırılarına karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek ilk iş olmalı. Bu amaçla aşağıdaki adımlar öneriliyor:

- Protein açısından zengin bir beslenmeye yönelin; yumurta, süt ürünleri ve kırmızı et tüketimini sağlığınız el veriyorsa artırın.

- Probiyotik açıdan güçlü olan turşu, lahana, şalgam, boza, tarhana çorbası tüketin.

- Sebze ve meyveleri mümkünse pişirmeden, taze ve çiğ tüketin. Maydanoz, roka, domates, nane, soğan, sarımsak, lahana ve karnabahar bağışıklık sisteminizi güçlendirir.

- Kırmızıbiber, karabiber, zerdeçal ve zencefili zeytinyağına ekleyip tüketin.

- Uykunun bağışıklık sisteminin en önemli desteği olduğunu gösteren birçok araştırma söz konusu. Günlük (tercihen akşam 23.00 sonrası) 6-8 saat arası uyumaya özen gösterin.

- Stres unsuru bağışıklık sistemini son derece olumsuz etkiliyor. Huzurlu ve stresin makul düzeylerde olduğu bir hayat inşa etmeye çalışın.

- Her gün en az beş bin adımlık bir yürüyüş planını disiplinli bir şekilde sürdürün.

- Viral enfeksiyon varsa su, bitki çayı gibi bol sıvı alıp dinlenmeye vakit ayırın.

- Mevsime uygun giyinin ve çok fazla soğukta kalmayın.

Hastalıklara karşı en önemli önlemlerden biri el hijyenini sağlamak.
Hastalıklara karşı en önemli önlemlerden biri el hijyenini sağlamak.

Dünyanın ünlü ve güvenilir sağlık merkezlerinden Mayo Clinic’ten uzmanlar, kış dönemi artan hastalıklara ve salgın ihtimaline karşı alınacak önlemler konusunda şunları söylüyor: “Başkalarının hastalanmasını önlemeye yardımcı olmak amacıyla özellikle solunum yolu enfeksiyonu işaretlerini hisseden herkesin maske kullanması, ellerini sık sık sabun ve suyla yıkaması, dezenfektan kullanması, kalabalık yerlerden kaçınıp hastalık süresince evde kalması gerekiyor. El hijyeni sağlamak hastalıklardan korunmak açısından özellikle önemli.”

KAYNAKLAR

yeditepehastanesi.com.tr

avrasyahospital.com.tr

mayoclinic.org