Hamile yogası artık doğuma hazırlık eğitimlerinin uygulama alanı olarak da yapılıyor. Bu sayede bebek bekleyen kadın, hem hamilelik sürecini rahat geçiriyor hem de kolay bir doğum yapabiliyor.
Yoga; fiziksel, ruhsal ve zihinsel bütünlüğü sağlamaya yönelik binlerce yıllık bir uygulama. Hamile yogası ise hamileliği iyi geçirmek üzere ortaya çıkmış bir türü. Hem fiziksel hem de zihinsel aktiviteyle, bebek bekleyen anneyi bedensel olarak rahatlatmak ve doğuma fiziksel ve zihinsel olarak hazırlamak amacıyla uygulanıyor.
Kendi hamilelik döneminde de hamile yogasının bütün nimetlerinden faydalanan ve bu sayede çok rahat bir normal doğum yapan hamile yogası eğitmeni Ayca Yılmaz, “Yoga, bir hamilenin kendisi ve bebeği için yapabileceği en güzel çalışmadır” diyor
“Peki neden?” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Hamileyken bedenin ağırlaşıyor, ağırlık merkezin değişiyor. Bu da omurga üzerine bir yük bindiriyor. Hamileler genellikle bu yüzden bel ve sırt ağrıları çekiyor. Hamile yogasında bir yandan vücudunu esnetip, bir yandan da güçlendiriyorsun. Bu da rahatlama sağlıyor. Daha ilk dersten sırt/bel ağrım azaldı diyen çok oluyor.”
Annenin duyguları bebeğe geçiyor
Annezen adlı merkezde eğitmenlik yapan Ayca Yılmaz, hamile yogasının kadına ve bebeğe zihinsel katkılarını da şöyle açıklıyor: “Hamilelik dönemi genellikle kadınlar için kaygılarla dolu oluyor. İlk aylarda düşük korkusu, sonra çeşitli testler ve onların sonuçlarını bekleme dönemi, ardından doğum korkusu… Tüm bu kaygıları azaltmak, psikolojik olarak rahatlamak için de yoga kullanıyoruz. Bu bebek için de çok önemli. Çünkü yapılan araştırmalar, bireylerdeki psikolojik rahatsızlıkların kökeninin ta anne karnına dayandığını gösteriyor. Ayrıca bir kadın hamileliğini ne kadar sakin ve huzurlu geçirirse, doğumdan sonra bebek de o kadar sakin ve huzurlu oluyor. Çünkü hamileyken kadının yediği her şey nasıl bebeğe geçiyorsa, hissettiği her duygu da hormonlar aracılığıyla bebeğe geçiyor.”
Teknikler birleşiyor
Ayca Yılmaz, son dönemde hamile yogasındaki trendin, farklı tekniklerin bir arada uygulanması olduğunu söylüyor: “Son dönemde farklı teknikleri birleştirerek uyguluyoruz. Doğuma hazırlık eğitimiyle hamile yogasını bir arada yürütmek gibi. Doğuma hazırlık eğitimlerinin temeli şuna dayanıyor: ‘Eğer gevşemeyi öğrenirsen, doğumda da bunu yapabiliyorsun ve doğum rahat geçiyor.’ Bu kadar basit aslında. Eğer korkuyorsan bedenin kasılıyor ve doğumda ağrı hissediyorsun. Oysa gevşemeyi öğrenerek doğumu rahat ve kolay geçirmek mümkün. Biz de hamile yogasında, birçok farklı gevşeme, görselleme, nefes tekniği öğretiyoruz. Ve en önemlisi anneye, bebeğiyle bağ kurmayı öğretiyoruz. İşte bu tarz tekniklerle hem doğumu hem de anneliği destekleme gibi bir sürecimiz oluyor.”
Hipnozla doğum eğitimi
Ayca Yılmaz ayrıca, HypnoBirthing, yani hipnozla doğum eğitimi de veriyor. HypnoBirthing; tüm bebeklerin güzel, sakin ve mutlu bir atmosfer içinde dünyaya gelmesi gerektiği inancına dayanan faydalı, rahatlatıcı, stressiz bir doğum metodu. Derin rahatlama, kendi kendine hipnoz, özel nefes alma teknikleri, görselleştirme, onaylama ve eğitim gibi konuları içeren bir program.
Bu eğitimde kişi tamamen kendinde ve her şeyin farkında oluyor. Ama gevşeyerek, uykuyla uyanıklık arasında bir noktaya geliyor. Yılmaz bu eğitimde, birtakım bilinçaltı çalışma teknikleriyle doğumla ilgili negatif algıyı değiştiriyor ve anneyi rahat bir doğuma hazırlıyor.
Ayca Yılmaz, hamile yogasından en etkili şekilde yararlanmak için haftada iki kez yapılmasını öneriyor. Hamileliğin ilk üç ayında bazı kadınlar kendilerini yorgun hissedebiliyor. Ancak böyle bir durum yoksa ve doktor da izin veriyorsa, hamileliğin başından sonuna kadar yoga yapılabiliyor.