Çaltı Çayı Vadisinin yamacında kurulan ve çağlar öncesine tanıklık eden Divriği'de, Unesco Dünya Mirası listesine de girmiş Ulu Camii ve Darüşşifası için pirimiz Evliya Çelebi'de “Methinde diller kısır, kalem kırıktır. Duanın kabul olduğu yer olup gece gündüz cemaati çoktur” diyerek hayranlığını ifade etmiş.
Türkiye turu planlarımızı yaparken "mutlaka görmeliyiz" dediğimiz en özel yerlerden biriydi Divriği. Unesco dünya mirası listesine de girmiş, muhteşem taş işçiliği ile etkileyici Ulu Camii görmek için gittiğimiz Divriği, bizi gerçekten çok etkiledi.
Rotamız Sivas üzerinden Divriği. Döndürdük iki tekerimizi özellikle kış aylarında Türkiye'nin en tehlikeli geçitlerine doğru. Önce Yağdonduran Geçidi sonra Karasar Geçidini aştık. Kâh düzlüklerden kâh virajlı yamaçlardan geçerek, su yoları boyunca döndü tekerimiz. Sonunda Igımbat Dağının eteklerinde, Çaltı Çayı ile birleşen geniş bir vadiye yayılmış Divriği'ye vardık. Hiç bitmesin istediğimiz yolculuklardan biriydi ama Divriği'de çok merak ediyoruz.
Anadolu’nun El-Hamrası; Divriği Ulu Camii
Divriği'de ilk görmek istediğimiz yer tabiki "Anadolu'nun El-Hamrası" olarak tanımlanan, Unesco Dünya Mirası listesindeki Divriği Ulucamii ve Darrüşşifası. Divriği çarşısından geçip, sırtını dağlara dayamış camiinin önüne geldiğimizde caminin restorasyonda olduğunu gördük. "İnşallah, gezmemize müsaade ederler" diye düşünürken, içeriden "hoşgeldiniz" diye seslenen Mustafa Yıldırım ile tanıştık. Müthiş enerjisi yüksek biri ve buranın gönüllü rehberliğini yapıyormuş. Çok şanslıyız. Biraz sohbetin ardından, onun rehberliğinde başladık gezmeye.
Divriği Ulu Camii, Mengücek Beyi Süleyman Şah oğlu Ahmet Şah tarafında 1228-1243 yılları arasında yaptırılmış. Darüşşifa ise Ahmet Şah’ın eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılmış. 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan yapının mimarı Ahlatlı Hürrem Şah. Mimarın bilinen ilk ve tek eser olduğu söyleniyor.
Gezginlerin piri Evliya Çelebi’de seyahatnamesinde;
Methinde diller kısır, kalem kırıktır. Duanın kabul olduğu yer olup gece gündüz cemaati çoktur" diyerek hayranlığı ifade etmiş.
Darüşşifa Taç Kapı
Caminin 4 özel kapısı var. Şah Kapı, Cennet Kapı, Taç Kapı ve Batı Kapı. Dışarıdan içeriye girer girmez, ilk olarak Darüşşifa’nın giriş kapısı olan Taç Kapı, tüm ihtişamı ile karşıladı bizi. Öyle ki; dakikalarca baka kaldık. Böyle şahane bir taş işçiliğine hiç rastlamamıştık.
Camii farklı ve özgün kılan özelliklerden biri de, işlemelerine uzaktan bakıldığında simetrik olduğu düşünülen fakat özünde asimetrik olan bezemelerde yer alan on binlerce motifin, hiç birinin kendini tekrar etmemesi.
Darüşşifa Kapısı ya da Taç Kapı’da dikkatimizi çeken Türk Bayrağındaki yıldız ve hilalin bire bir aynısı ile süslenmiş olması oldu. Üst kısmında küçük bir pencere ve ortasında bir denge sütunu var. Bölge bir deprem bölgesi ve bu sütun döndürülebilir şekilde inşa edilmiş. Depremler sonrası binanın dengede olup olmadığı sütunun hareketinden anlarlarmış. 1939 Erzincan depreminde hasar alarak malesef özelliğini yitirmiş.
Quick Yurt İçi Seyahat Sigortası
Yurt İçi Seyahat Sigortası, Türkiye içinde ister tatil ister iş amaçlı tüm seyahatlerinizde beklenmedik durumlara karşı yanınızdadır.
Yurt içi seyahatlerinde beklenmeyen olaylar canını sıkmasın.
Caminin Darüşşifa kısmı ruh ve sinir hastalarının tedavi edilmesinde kullanılmış. Baş mimar, yelpaze motifleri ve tonoz işlemeleriyle içeride bir akustik yakalamış. Kur’an-ı Kerim tilaveti, tasavvuf müziği, suyun ortada bulunan havuza akarken ve havuzdan tahliye olurken çıkarmış olduğu sesler, ruh ve sinir hastalarının tedavisinde kullanılmış. Bu sesler, Darüşşifanın sağında ve solunda bulunan hasta odalarına, içeride yatan hastaların ihtiyacı kadar iletilerek, hastaların tedavisi sağlanmış.
Kapıdan girdiğinizde tam karşıda büyük eyvanın duvarında güneş saati var. Taş Kapı’da yer alan denge sütunun gölgesinin bu duvara düşmesi ile zaman tayini yapılıyormuş. Soldaki odada Ahmet Şah, eşi Turan Melek ve ailesinin kabirleri de bulunuyor.
Sırlarla Dolu Gölge Kapı
Yazımızın başında da demiştik. Bu camii gerçekten sırlarla dolu. Uzmanlar ;
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nı inşa eden mimar ve ustaların, bu eşsiz eserde ortaya çıkan ''Namaz kılan insan'' ve diğer siluetler ile gölgeler için çok ince hesaplar yaptıkları, tarihi eseri hayata geçirmeden önce 2 yıl boyunca güneşin doğuşundan batışına, yıldızların çıkışından kayboluşuna kadar her şeyi hesapladıkları" söylüyorlar.
Gölge kapı, aslında camiinin Batı Kapısı ancak kapıdaki taş işçiliği motiflerinin, duvara asılmış bir halı güzelliğinde olmasında dolayı bu kapıya Tekstil Kapı. aynı zamanda Divriği çarşına baktığından dolayı Çarşı Kapı, belli aylarda ve saatlerde oluşan insan silueti gölgelerden dolayı Gölge Kapı da deniyor. Aslında caminin çıkış kapısı olarak yapılmış. Cemaatin çıkarken kıbleye sırtını dönmemesi için hürmeten bu kapı kullanılırmış.
Burayı Mayıs ve Eylül ayları arasında ziyaret ederseniz, bu kapıda saat 15.30'da Kur'an-ı Kerim okuyan erkek silueti, 16.00'da ise namaz kılan bir erkek silueti oluşuyor. Böyle inanılmaz bir taş işçiliği ile inşa edilmiş.
En İhtişamlı Kapı; Cennet Kapı
Divriği Ulu Camii’nin en görkemli, en ihtişamlı kapısı burası. İşlemeler başka güzel, dakikalarca inceledik desek yeridir. Rehberimiz Mustafa Yıldırım elindeki lazer ile tek tek anlattı işlemelerin anlamlarını bize. Ağzımız açık dinledik. Şaşırtacak şekilde muazzam ve anlamlı her biri. Cennet Kapı olarak adlandırılmasının sebebi ise üzerindeki lale, gül, sarmaşık gibi motiflerin cennneti tasfir etmesi. Ayrıca bu kapıdaki kitabede Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’tan da övgüyle bahsedilmiş.
Yine Mayıs ve Eylül ayları arasında gün doğarken beliren, namaz kılan kadın siluetinin “Cennet anaların ayakları altındadır” hadisine işaret ettiği söyleniyor.
Bu kapıya cemaatin giriş kapısı olmasından dolayı Cümle Kapı, Kale’ye baktığında dolayı Kale Kapı olarak ta isim verilmiş.
Şah Kapı
Bu şaheserin en mütevazi kapısı Şah Kapı. Cami içinde şu an sadece iskeleti kalmış bölüme açılan, şahın ibadet için camiye girişte kullandığı kapı burası. Osmanlı’daki “hünkâr kapısı” olarak tabir edilen kapılarla aynı fonksiyona sahip aslında. Mengücek Beyleri Şah Kapı’yı kullanarak girerlermiş camiye. Kapı girişi bir insanın dik olarak geçemeyeceği kadar küçük yapılmış. Çünkü; Şah’ın ancak Allah’ın huzurunda eğileceğini vurgulamak istemişler.
Kapıdaki kitabede, Şah’a Camiye her girişinde gerçek mülk sahibini hatırlatmak istercesine, ''Mülk, Kahhar ve tek olan Allah'a aittir" ayeti yazılı. Şah kapısında saat 09.00 sıralarında oluşan ve eseri yaptıran Ahmet Şah’ın başını temsil ettiğine inanılan erkek kafası silueti oluşuyor.
Divriği Ulu Camiinde Koca Sinan’ın İzleri
Koca Sinan sadece büyük camiler, hanlar, köprüler yapmakla kalmamış. Ayasofya gibi, Ulu Camii gibi tarihi binaların restorasyonunu yapmış. Divriği Ulu Camii’nin minaresi ve iç kolonlarının güçlendirilmesi, Kanuni zamanında Mimar Sinan tarafından yapılmış.
Divriği biraz Sivas'ın gölgesinde kalmış hissettirdi bize. Oysa ki; Ulu Camii, konakları, kaleleri ve bir çok değeri ile başlı başına zaman ayırılıp, gezilecek yerlerden biri. Bizim topraklarımızdaki bu mucizeyi binlerce kilometre uzaktan gelen, Japon ve Çinli turistler, bizden çok önce keşfetmişler. Buraya en az 2 gün ayırmalısınız. Merkezde 100'ün üzerinde tescillenmiş tarihi konak var. Gerçekten şaşıracaksınız.
Bir sonraki gezimizde görüşmek üzere. Unutmayın; En uzun yolculuklar, tek bir adımla başlar.
Bizi Quick Routes instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Quick Yurt İçi Seyahat Sigortası
Yurt İçi Seyahat Sigortası, Türkiye içinde ister tatil ister iş amaçlı tüm seyahatlerinizde beklenmedik durumlara karşı yanınızdadır.
Yurt içi seyahatlerinde beklenmeyen olaylar canını sıkmasın.