Bugünlerde nispeten durgunlaşsa da ülkemiz geride bıraktığımız aylarda ciddi bir kur dalgalanmasıyla karşı karşıya geldi. Peki piyasaların tepetaklak olduğu bu zor günler, sıfır ve ikinci el otomobil piyasasını nasıl etkiledi?
2018 yılının son demlerini yaşadığımız bugünlerde, geriye dönüp baktığımızda ekonomik anlamda oldukça zor ve belirsizliklerle dolu bir yıl geçirdiğimizi görüyoruz. Döviz kurunda yaşanan dalgalanmaların ardından tüm bu ekonomik sancılardan en çok otomotiv sektörü nasibini aldı.
Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) yayınladığı çarpıcı bir sektörel analiz, Türkiye’de ocak-ağustos ayları arasında yüzde 26 daralan otomobil pazarının eylül ayında tam yüzde 68 daraldığını ortaya koyuyor. İşte rakamların ve piyasa eğilimlerinin günden güne değiştiği otomobil piyasasının 2018 yılı karnesi...
Kredi almak zorlaştı
Mevcut ekonomik iklim elbette yalnızca otomobil üretim maliyetlerini değil, aynı zamanda bankaların uyguladıkları kredi faiz oranlarını da etkiledi. Hâl böyle olunca, yükselen kredi faiz oranları ile birlikte taşıt kredisi almak da bir hayli zorlaştı. Özellikle işletmelere ticari kredi sağlama konusunda eskiye nazaran daha isteksiz olan bankaların bu tavrı, otomobil firmalarının tüketicilere sağladıkları sıfır araç kredileri de uygulanamaz hale getirdi.
Bankaların uyguladığı bu “yüksek faiz” ve risk yönetimi yaptırımları elbette sadece kurumsal kredileri değil, ikinci el otomobil satın almak için kredi çekmeyi tercih eden tüketicileri de negatif şekilde etkiledi.
Taht ikinci ele kaldı
Geçtiğimiz nisan ayında başlayan kur artışı, ağustos ayında zirveye ulaştı. Bundan en fazla otomotiv sektörünün etkilenmesinin sebebi ise ülkemizde satışa sunulan otomobil markalarının yüzde 90’ının dolar ve euro ile satılmasıydı. Ağustosun ardından, fiyatları yüzde 30 ila yüzde 40 artan sıfır otomobiller pek çok vatandaşın bütçesini zorlayınca, ikinci el otomobil pazarları yeniden altın günlerini yaşamaya başladı.
Kur artışının etkileri, ikinci el otomobil piyasasında da fazlasıyla hissedilse de bu piyasadaki seçeneklerin fazlalığı ve rekabet koşulları tüketicinin ihtiyaç duyduğu otomobile daha kolay ulaşabilmesini sağlıyor. Tüm bunların yanı sıra akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar; artan yedek parça / bakım ve sigorta maliyetleri yüzünden ikinci el piyasasındaki satış eğilimi de 2018 yılı boyunca yükselmeye devam etti.
“ÖTV indirimi” reçetesi uygulandı
İkinci el otomobil piyasasında nisan-eylül ayları arasında yaşanan hareketlilik, 1 Kasım 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile uygulanmaya başlayan “sıfır araçlarda ÖTV indirimi” ile yerini bugünlerde durgunluğa bıraktı.
En ucuz, sıfır otomobil fiyatında 3000 TL avantaj sağlayan bu yeni uygulama, tüm marka ve segmentler hesaba katıldığında araç başına ortalama 14 bin TL gibi bir avantaj sağlıyor. 1600 cc altı otomobilleri kapsadığı için Türkiye’deki toplam otomotiv sektörünün de yüzde 96’sına doğrudan etki eden bu yüzde 15’lik ÖTV indirimi uygulaması en çok premium markaların, küçük motor hacimli kompakt modellerinde fiyat avantajı sağlıyor.