Türkiye’de günden güne artan işletme maliyetleri ve piyasa şartları, yatırımcıları keşfedilecek yeni topraklar aramaya itiyor. Bu topraklardan biri de Karadağ!
Karadağ ya da dünyada bilinen adıyla Montenegro deyince, akla ilk önce yeşille mavinin buluştuğu eşsiz koylar, Balkanlar’ın o bakir doğasını en iyi şekilde yansıtan göller ve birbirinden şirin kentler gelir. Ancak genelde doğası ve ekonomik tatil imkanlarıyla tanınsa da Karadağ’ın ilerleyen yıllarda daha da parlaması beklenen bambaşka yönleri de var.
Bugün Kosova’dan sonra Avrupa’nın en genç ikinci ülkesi unvanına sahip Karadağ, bakir ekonomisi ve Avrupa Birliği ile olan yakın temasları ile özellikle Türk girişimcilerin radarına girmiş durumda.
Çalkantılı geçmişe elveda!
Adriyatik Denizi’nin masmavi kıyılarında; Arnavutluk, Bosna Hersek ve Sırbistan arasında yer alan yemyeşil bir ülke Karadağ. Bugünlerde bir huzur vahası gibi görünse de bu şirin ülke aslında oldukça çalkantılı bir geçmişe sahip. 1991 yılına dek tüm bölgeye hakim olan Sovyetler Birliği döneminde Yugoslavya sınırlarında yer alan Karadağ, Sovyetler sonrası dönemle birlikte Sırbistan’ın idari sınırlarına katılıyor.
Tarih boyunca İtalya’nın üzerinden bir an olsun elini çekmediği bu minik ülke, 2. Dünya Savaşı öncesinde kısa bir süre Nazi egemenliğine girmesinin ardından Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ne katılıyor. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Balkanlar’da yıllarca devam eden iç savaştan nasibini fazlasıyla alan Karadağ’ın yeniden doğuşu ise 3 Haziran 2006 tarihinde gerçekleştirilen referandum sayesinde oluyor. Halkın kendi geleceğini tayin etme hakkına dayanan bu referandum ile bağımsızlığını kazanan Karadağ’da “Karadağca” adı verilen resmi dil kullanılıyor. Ancak Sırplar, Boşnaklar, Arnavutlar ve hatta İtalyanların da yaşadığı bu kozmopolit coğrafyada Sırpça, Boşnakça ve Hırvatça gibi diller de oldukça yaygın. 2018 yılı verilerine göre nüfusu 622.359 olan Karadağ’da genç nüfusun çoğunlukta olduğu biliniyor.
Bu ülkeyi bu kadar cazip kılan ne?
Karadağ’ın en cazip yönlerinden biri elbette Akdeniz iklim kuşağında yer alan doğa zengini bir ülke olması. Bu özelliği sayesinde verimli topraklara, muhteşem kıyılara ve tatlı su kaynaklarına sahip olan Karadağ, hem tarım ve hayvancılık hem de turizm sektörleri için adeta biçilmiş kaftan. Özellikle eşsiz kıyıları ve stratejik konumu sayesinde kruvaziyer turizmciliği için son derece önemli bir yere sahip Karadağ’ın cazibesini parlatan nitelikleri bunlarla da sınırlı değil.
Genç bir nüfusa sahip olduğu için iş gücü maliyetlerinin son derece erişilebilir olduğu bu ülkede, şirket kurmak da oldukça kolay. Bin ile bin 500 euroluk bir kurulum maliyeti ve danışman firmalar aracılığıyla kendi şirketinizi kurabileceğiniz bu ülke, Avrupa sınırları içinde en kolay oturum izni veren ülke olmasıyla da öne çıkıyor. Yani başkent Karadağ’da oturma izni alabilmek için ortalama 60 – 70 bin euro maliyetle bir konut sahibi olmanız ya da 20 bin euro harcayarak küçük / orta ölçekli bir iş kurmanız yeterli. Oturum izni alışınızdan itibaren geçen 10 yılın ardından ise Karadağ vatandaşlığına başvurma hakkınız doğuyor. Ancak dünyanın dört bir yanından gelen yatırımcıların, vatandaşlık hakkına sahip olmak için bürokratik işlemler ve vize süreçleri ile uğraşmamak adına izledikleri yollar var. Bu yollar Karadağ Hükümeti’nin belirlediği şekilde; hükümet fonlarına 100 bin euro bağış yaparak ülkenin kuzeyindeki devlet tarafından belirlenmiş bölgelere minimum 250 bin euroluk veya başkent Podgorica’yı da içine alan sahil kesimindeki bölgelere minimum 450 bin euroluk gayrimenkul yatırımı yapmak şeklinde sıralanabilir. Geçtiğimiz dönemde NATO üyesi olan ve önümüzdeki beş yıl içinde Avrupa Birliği’ne tam üye olması beklenen Karadağ’ın, 2025 senesi itibariyle çok daha fazla talep göreceği öngörülüyor.
Turizm, inşaat ve gıda sektörleri açık ara önde
Gelelim Karadağ’daki en bakir ve en çok ihtiyaç duyulan sektörlere… Bu sektörlerin başında elbette inşaat sektörü geliyor. Özellikle otel ve turistik tesis eksikliği bulunan bölgede, bu tip işletmeleri inşa etmenin son derece kârlı olacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Sunduğu imkanlarla nüfusunun da hızla artması beklenen Karadağ’da aynı zamanda sağlam ve işlevsel konut ihtiyacı da günden güne artıyor. Ülkenin bu ihtiyaçlarını gören ve dünyanın her yerinden inşaat firmalarını Karadağ’a davet eden hükümet, biraz da bu nedenle ülke topraklarının büyük bölümünü imara açmış durumda.