Salgın dönemindeki izolasyon durumu herkesin hayatını ve tüketim alışkanlıklarını değiştirdi. Artık tüm ihtiyaçlarımızı mümkün olduğunca dışarı çıkmadan karşılamaya çalışıyor, evde kaliteli zaman geçirmenin yollarını arıyoruz. Bu değişimden bazı sektörler olumsuz etkilenirken bazıları ise avantajlı çıktı. Sürece uyum sağlayan, krizden yara almadan kurtulan sektörleri araştırdık.
Kısa zamanda tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı en etkili ve başat mücadele yöntemi, mümkün olduğunca evden çıkmayıp izole olmak. Bu durum iş hayatını, çalışma koşullarını, eğitim sistemini, ticari faaliyetleri kısacası hayatı tümüyle küresel çapta etkiledi. Ülkemizde pek çok çalışan çalışmalarını evden yürütüyor; öğrencilerse online sistemle eğitim alıyor. Yaşam biçimindeki bu değişim, tüketim alışkanlıklarımızı kısa zaman içinde ciddi boyutta değiştirdi.
Ev ortamında yapılan eylemleri kapsayan sektörler bu durumdan kârlı çıktı. Uzaktan eğitim ve çalışma imkanı sağlayan online hizmetler, ulusal market zincirleri, hobi, internet ile TV platformları en şanslı sektörler oldu. Bu dönemi çok daha avantajlı hale dönüştürmek için de çeşitli adımlar atan firmalar var. Online hizmete elverişli olmayan sektörler ise yara aldı, ancak bazıları duruma uyumlanmak için farklı yöntemler geliştirdi.
Online alışverişe temassız ayarı
Online alışveriş siteleri, elbette ki bu dönemin kazananlarından. Temel ihtiyaçlardan keyfi tüketime kadar pek çok seçenek sunan e-ticaret siteleri, mevcut koşullara uyumlu hizmetler sunuyor. Örneğin Yemeksepeti, bu süreçte adından en çok söz ettiren şirketlerden biri oldu. Yemeksepeti ve Banabi, temassız teslimat seçeneği ile kullanıcıların online kredi kartı ve banka kartı ile ödeme yaparak siparişlerinin kapıya asılmasını tercih edebilmelerini sağlıyor. Evde kalınmasına teşvik amacıyla Banabi, Can Yayınları iş birliğiyle kitap kampanyası oluşturdu. Sürece sunduğu maddi destekle de gündeme gelen Yemeksepeti, Dominos ile sağlık çalışanlarına özel pizza gönderim hizmetini devreye soktu. Yemeksepeti, yakın zamanda tek şubeli restoranlarının ödemelerini herhangi bir komisyon ve mahsuplaşma olmadan gerçekleştirerek sürece katkı sundu.
Netflix kullanıcıları her geçen gün artıyor
Kuşkusuz bu süreçten ekstra bir çaba harcamadan avantajlı çıkan, dijital dizi-film platformları oldu. Özellikle Netflix, Türkiye pazarında ciddi bir kullanıcı kitlesine sahipken mart ayından itibaren üye sayısını giderek artırdı. Sosyal medyayı aktif şekilde kullanan Netflix, evde kalmayı cezbettiren film ve dizi içerikli paylaşımlar yaparak talep sayısını artırmaya devam ediyor.
Dizi sektöründe ilklere imza atıldı
Televizyonculuk sektöründe stüdyo ortamında yapılan çekimler pek riskli olmadığı için yayınlar hız kesmeden devam ediyor ancak dizi setlerindeki ağır çalışma koşulları sebebiyle dizi çekimleri sürdürülemez noktaya geldi. Birçok dizi ekibi, çekimleri durdurma kararı aldı.
Bu engele yaratıcı bir fikir Gülse Birsel’den geldi. İlk olarak dijital platform olan Puhu TV'de yayımlanan ardından Star TV ekranlarında yayımlanmaya başlayan dizisi Jet Sosyete, dünya televizyonlarında bir ilki gerçekleştirdi. Tüm oyuncuların evlerinden görüntülü konuşma ile sete girmeden çektikleri ''Evdekal Özel Bölümü'', sosyal medyada çok konuşuldu. Aynı şekilde TRT 1 yeni dizisi “Ev Yapımı” da benzer bir mantıkla oyuncularının teknik ekip kullanmadan kendi imkanlarıyla evlerinde çektiği görüntülerden oluşuyor.
Eğitim kurumları ve merkezler online sisteme geçti
Başta Milli Eğitim Bakanlığı’nın hayata geçirdiği online eğitim hizmeti EBA (Eğitim Bilişim Ağı) olmak üzere pek çok eğitim kurumu online sisteme geçiş yaptı. Yabancı dilden kamera önü oyunculuğuna kadar pek çok alanda eğitim veren kurumlar online eğitime geçerek faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyor.
Yoga, meditasyon merkezleri de aynı yöntemi kullanarak kapılarını kapatmayanlardan. Görüntülü konuşma uygulamaları veya Instagram üzerinden gerçekleştirilen canlı yayınlarla evden kolaylıkla derslere katılım sağlanabiliyor.
Kitap ve kutu oyunları da vazgeçilmezlerin başında
Bu süreç kitap okumayı sevenler için büyük bir fırsata dönüştü. Kitap satışlarındaki artış da bu tespiti doğruluyor. Birçok yayınevi ve Idefix, Kitapyurdu gibi online kitap satış siteleri, kampanya ve promosyonlar uygulayıp sürece katkı sağladı. Son yıllarda çeşitlilik kazanan ve oyun oynamayı çocuklara özgü bir eylem olmaktan çıkaran kutu oyunları da izole günlerinin eğlencesi oldu. Hobi ve oyun sektöründeki satışlarda ciddi oranda artış gözlemlendi.
Olumsuz etkilenen sektörler farklı uygulamalara yöneliyor
Bankacılık, ticari faaliyetlerin zayıflamasından dolayı ekonomik anlamda olumsuz etkilenen sektörlerden biri. Maddi olarak sıkıntılı süreci atlatabilmelerine destek olabilmek için müşterilerine banka borçlarını faiz dahilinde erteleme seçeneği sunarken mobil bankacılık ve internet üzerinden gerçekleştirilen havale ve EFT gibi işlemlerden ücret almıyor. Evde kalınmasını teşvik amacıyla e-ticaret sitelerinden kredi kartıyla yapılacak alışveriş harcamalarında ekstra puan ve taksit imkanı sunuyor.
Kültür-sanat sektörü, bu salgında en çok zarar görenlerden oldu. Tek geliri bilet satışları olan tiyatro ve sinema kuruluşları, bu süreçte sahnelerini ve salonlarını kapatmak zorunda kaldı. Ekonomik olarak sıkıntı yaşasalar da online olarak hizmet etmeye devam eden bazı kurumlar mevcut. Kamuya bağlı ve bağımsız tiyatro kurumları, arşivlerini online erişime açtı. Birçok müze online olarak ziyaret edilebiliyor.
Değişimler kalıcı olacak mı?
Yaşam biçimimizi ve alışkanlıklarımızı kısa sürede büyük oranda değiştiren bu salgın sürecinde, birçok sektör ayakta kalmak için yeni yollar bulmaya çalışıyor; bizler de bu yeniliklere kayıtsız kalmıyor, adapte oluyoruz. Bu sürecin ne zamana kadar devam edeceği dünya çapında hala ön görülemiyor. Yeni alışkanlıklarımız kalıcı olacak mı yoksa salgın sona erdiğinde eski düzenimize geri mi döneceğiz? İşte bu henüz cevabı olmayan, yaşayarak cevaplayabileceğimiz bir soru…