Uykusuzluk, stres ve kaygı ile kendi kendine başa çıkmanın yeni ve özgün yolu ASMR nedir? Gerçekten işe yarıyor mu?
İyi bir internet kullanıcısıysanız kimilerinin hassas mikrofonlar eşliğinde iştahla turşu yediği, kağıt hışırdattığı veya saç kestiği videolara mutlaka denk gelmişsinizdir. İlk bakışta yeni ve tuhaf bir YouTube akımı gibi dursa da bu garip görünüşlü videoların arkasında, aslında ilkel beynimizin derinliklerine giden bir yolculuk saklı. İşte dünyayı kasıp kavuran ASMR furyası hakkında en çok merak edilenler...
ASMR nedir?
İngilizce açılımı “Automonous Sensory Meridian Response” olan ASMR kavramı, Türkçede “Otonom Duyusal Meridyen Tepki” olarak geçiyor. Beyin masajı olarak da adlandırılan bu duyusal beyin karıncalanması hissinin temeli, düşük desibeldeki düzensiz seslerin kişide yarattığı işitsel tepkiye dayanıyor. Örneğin, sürahiden usulca boşaltılan bir bardak suyun ya da bir hediye paketinin telaşsız şekilde açılırken yarattığı ses, beyinde pozitif bir gıdıklanma hissi yaratıyor. Bu his kişinin stres, anksiyete ve uykusuzluk gibi sorunlarla daha kolay mücadele edebilmesini sağlıyor. Ancak ASMR seslerini, damlayan musluk gibi sistematik ve efektle yapılmış yağmur sesi gibi mekanik seslerle karıştırmamak gerekiyor.
ASMR beyne tam olarak ne yapıyor?
Yorgun, uykusuz, mutsuz yani kısacası negatif manada aşırı uyarılmış bir beyin bu hassas durumu yüzünden uyarılmaya çok daha elverişli oluyor. İşte ASMR de tam da bu noktada devreye giriyor. Çünkü bazı uzmanların evrimsel süreçle bizlere aktarılan ilkel beynimizin bize bir hediyesi olarak tanımladığı ASMR, son derece kırılgan hale gelmiş insan beynini basit seslerle ele geçirip onu bir hamur gibi yoğurup yumuşatabiliyor. Ancak sanılanın aksine her insan ASMR duyarlılığı taşımıyor.
Columbia Üniversitesi’ndeki Nöroloji kürsüsünde, uyku bozuklukları üzerine çalışan Dr. Carl W. Bazil’e göre ASMR gün boyunca bilgi depolayan, sorun çözen ve durmaksızın işlem yapan beynin fişini çekip onu “soğutmak” için yapılabilecek en iyi şeylerden biri. Meditasyon, hipnoz ve sedatif ilaçların aslında insan beynini kandırmaya yönelik çözümler olduğunu ve insan bilincinin içten içe bu kandırılma hissine direnç gösterdiğini belirten Bazil, ASMR’deki müdahalesiz rahatlama vaadinin, kişinin anı yaşamasına yardımcı olduğunu belirtiyor. İnsanın düşük desibelli, boğuk ve düzensiz seslere henüz anne karnında alıştığını ve bu sesleri güven, huzur ve rahatlama gibi hislerle örtüştürdüğünü sözlerine ekleyen Bazil’e göre ASMR gelip geçici bir trendin ötesinde, özgün bir kişisel terapi yöntemi.
Sizin ASMR’niz ne?
ASMR videoları ile ilk kez karşılaşan pek çok kişinin tepkisi “Ben bunu zaten yaşamıştım.” oluyor. Yani aslında hayatımızın birçok farklı döneminde adını koymadan da olsa ASMR deneyimleri yaşıyoruz. Örneğin, kara tahtada yazı yazarken tebeşirin çıkardığı o belli belirsiz ses, uykuya dalmak üzereyken birilerinin yanınızda fısıltıyla konuşması, hışırdayan ambalaj kağıtlarının ya da pürüzlü bir yüzeyde hafifçe gezinen fırçanın sesi günlük hayatta sıkça rastlayabileceğimiz ASMR sesleri arasında.
ASMR duyarlılığı taşıyıp taşımadığınızı anlamak, eğer bu duyarlılığa sahipseniz hangi seslere yatkın olduğunuzu bulmak için Spotify üzerinden ASMR podcast’lerini aratabilir ya da YouTube’un kendi alanındaki rekortmen kanalları ASMR Darling, ASMR Magic ve Whispers Red’i takibe alabilirsiniz.