UNESCO 2004 yılında, yaratıcılığı kentsel gelişmelerinde önemli bir faktör olarak gören şehirler arasındaki iş birliğini teşvik etmek için UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nı yarattı. Şu anda ağında bulunan 246 şehir arasında Türkiye’den de şehirler var.
2004 yılında yaratıcılığı, sürdürülebilir kentsel kalkınma için stratejik bir faktör olarak tanımlayan şehirleri ve kendi aralarındaki iş birliğini desteklemek amacıyla kurulan UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı giderek büyüyor. 2017 yılında 72 ülkeden 180 şehri barındıran ağda şu an 246 şehir yer alıyor. Yaratıcılığıyla takdir gören bu şehirlerin arasında Türkiye’den de şehirler yer alıyor. Yaratıcılık ve kültür endüstrilerini yerel düzeyde kalkınma planlarının merkezine yerleştirmeyi ve uluslararası düzeyde aktif iş birliği yapmayı teşvik etmeye odaklanan bu ağ, yedi yaratıcı alanı kapsıyor: el sanatları ve halk sanatları, medya sanatları, film, tasarım, gastronomi, edebiyat ve müzik.
Ağın bir parçasını oluşturan üye şehirler, farklı gelir düzeylerine ve nüfusuna sahip olabiliyor. Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi doğrultusunda şehirleri güvenli, kapsayıcı ve sürdürülebilir hale getirmeyi hedefleyen ağa üye olabilmek için şu şartları yerine getirmek gerekiyor:
● Kültürel faaliyetlerin, malların ve hizmetlerin yaratılması, üretilmesi, dağıtılması ve dağıtılmasının güçlendirilmesi,
● Yaratıcılık ve yenilik merkezleri geliştirmek ve kültür sektöründeki yaratıcılar ve profesyoneller için fırsatları artırma,
● Özellikle ötekileştirilmiş veya savunmasız gruplar ve bireyler için kültürel yaşama erişimi ve katılımı iyileştirme,
● Kültür ve yaratıcılığı sürdürülebilir kalkınma planlarına tam olarak entegre etme.
Tüm dünyadan seçilen bu şehirler, kültürü stratejilerinin bir parçası değil temeli haline getiriyor. Bu nedenle kültürün önemli rol oynadığı şehirler ağa katılabiliyor. 4 Kasım 1946 tarihinden beri UNESCO üyesi olan ülkemizden altı şehir de bu yaratıcılığı takdir eden ağda yer alıyor.
Tasarım kategorisinde Türkiye
Yaklaşık 15 milyon nüfusu ile dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul, iki kıtayı birbirine bağlayan bir şehir. Tarihi boyunca çok katmanlı bir kültürel mirasa sahip, geleneksel sanat ve zanaatlar için zengin bir kaynak olan şehir, medeniyetler ve kültürlerin buluştuğu bir ticaret merkezi oldu. İstanbul'un gelişen yaratıcılık sektörü, 140 bin profesyonel çalışanı ile ülkenin cirosunun yüzde 74.5'ini oluşturuyor. 2017 yılında ağa katılan şehir ayrıca 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmişti.
Bir tasarım merkezi olarak İstanbul, her yıl İstanbul Tasarım Bienali, Design Week Turkey, EcoDesign Konferansı ve Moda Haftası İstanbul gibi 20'den fazla uluslararası tanınmış tasarım etkinliğine ev sahipliği yapan canlı bir etkinlik programına sahip. Şehir, 41 kongre merkezi ve 225 sanat galerisi de dahil olmak üzere önemli sayıda kültürel altyapıyı barındırıyor. İstanbul, hepsi tasarımla ilgili eğitim programları sunan 27 üniversiteye de ev sahipliği yapıyor.
Gastronomi kategorisinde Türkiye
Anadolu'nun güneyinde yer alan Gaziantep, eski çağlardan bu yana mutfak kültürüyle tanınıyor. Günümüzde gastronomi, yerel ekonominin ana itici gücü olmaya devam ediyor ve bir milyon 890 bin nüfuslu şehirde, aktif nüfusun yüzde 60'ı sektör tarafından istihdam ediliyor. Sektördeki işletmelerin yüzde 49'u temel olarak baharatlar, tahıllar ve kuru meyveler dahil olmak üzere gıdaya adanmış durumda. 2015 yılında ağa katılan şehirde Gaziantep Fıstık Kültür ve Sanat Festivali kenti canlandırdı ve gastronomi, müzik, edebiyat ve halk sanatını birleştiren, geniş bir performans yelpazesi sağladı. Diğer yerel festivaller arasında, Gaziantep'in antik İpek Yolu'ndaki konumundan miras kalan yerel mutfakların çeşitliliğini sunan, üç günlük Shira Festivali de yer alıyor.
Türkiye'nin güney bölgesinde, Amik vadisinin kalbinde yer alan Hatay, antik İpek Yolu üzerindeki konumundan miras kalan çok kültürlü bir kimliğe sahip. Hatay, İpek Yolu'nun Akdeniz'e açılan kapısı olarak yüzyıllardır baharat ticaretinin merkezi olmuştur. 13 dünya medeniyeti, Ortadoğu, Anadolu ve Akdeniz mutfaklarından yemeklerle şehrin gastronomik kimliğini etkiledi ve şekillendirdi. Hatay Kent Konseyi, dernekler ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla, Hatay Tarım Fuarı ve Hatay Künefe Festivali gibi yerel gıda kültürü ve tarımını teşvik etmek için birçok gastronomi temalı festival ve etkinlik düzenleniyor.
2019’da UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na Afyonkarahisar da dahil oldu. Afyonkarahisar Valiliği, Belediye Başkanlığı, Zafer Kalkınma Ajansı ile kentteki sivil toplum kuruluşlardan oluşan ekibin, ağa katılmak için yaptıkları başvuru başarıyla sonuçlandı. Kentin coğrafi işaret tescili almış lokum, sucuk, haşhaş, keşkek ile patatesli köy ekmeği başta olmak üzere yöresel lezzetleri ve tatlıları markalaşma yönünde ilerliyor. Şehirde gastronomiyi ve yerel yemeklere ilgiyi teşvik etmek için Bolvadin Geleneksel Kaymak Festivali, Tazlar Katmer Şenliği, Kiraz Festivali gibi etkinlikler düzenleniyor.
El sanatları ve halk sanatları kategorisinde Türkiye
Türkiye'nin batısında yer alan Kütahya’nın 573 bin 642 kişilik bir nüfusu var. Çini, şehir manzarasının her yerinde, halk çeşmeleri, şehir binaları ve demiryolu istasyonlarını kapsıyor. Sanatsal bir gelenek olan çini, kent içinde hem kültürel hem de sosyal bir işleve sahip. 2016 itibariyle, yüzde 95'i çini üretimi ile ilgili, 15 bin esnafın çalıştığı yaklaşık 435 el sanatları atölyesi bulunuyordu. 2017 yılında ağa dahil olan Kütahya, çiniyi tanıtmak için çeşitli ulusal ve uluslararası etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Bu, son olarak 33 farklı ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen, çininin tanıtımı ve geliştirilmesine odaklanan Uluslararası Çini Yarışması'nı da içeriyor. Ağırlıklı olarak çini hammaddelerinin araştırma ve geliştirme yönüne odaklanan İleri Teknoloji Merkezi ile Çini ve Seramik Araştırma ve Uygulama Merkezi de şehrin kültürünü geliştirmeye destek oluyor.
Müzik kategorisinde Türkiye
2019 yılında Kırşehir Belediyesi tarafından UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na müzik alanında dâhil olmak için yapılan başvuru olumlu sonuçlandı. Kırşehir, müzik alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na Türkiye’den dahil olan ilk şehir olmayı başardı. Nice halk ozanlarını yetiştirmiş Kırşehir’de eski yeraltı şehirleri de var. Milattan sonra ikinci ila dördüncü yüzyılları arasında, bölgedeki yayılmalar dolayısıyla korunma ve saklanma amacıyla kurulmuş bu şehirler günümüze kadar gelmiş. Yerin altına oyularak ve kazılarak kurulmuş saklı kentler son yıllarda turizme kazandırılıyor. Kırşehir’in sahip olduğu müzik kültürünün, şehrin sosyoekonomik ve kültürel dokusuna işlenerek şehrin sürdürülebilir kentsel gelişiminde daha önemli bir rol oynaması bekleniyor. Ayrıca bu üyelik sonucunda dünyadaki diğer müzik şehirleri ile de ortak faaliyetler yürütmesi ve müzik kültürünün uluslararası ölçekte bilinirliğinin artırılması hedefleniyor.